ANKARA'YA ELİ BOŞ GİDİLMEZ

Akşam yattık, sabah kalktık.

Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli istifa etmiş, yerine Vahit Kirişçi atanmış.

Günlerdir Ukrayna lideri Zelenski’yi televizyonlardan izliyorum, haberlerde görüyorum. Hep üzerinde yeşil bir tişört, yeşil mont görüyorum. Kafamda bir yerde bu fotoğraf bana tanıdık geliyordu.

Sabah bir şeyi fark ettim. Zelenski’nin o karesi benim hafızama Manavgat yangınları sırasında Bekir Pakdemirli’nin yeşil tişörtlü ve yelekli halini hatırlatıyor.

Sayın Pakdemirli’ye bir Antalya’lı olarak geçtiğimiz yıl Akdeniz’in felaketi olan Manavgat bölgesinde başlayan orman yangınları sırasında gece gündüz çalışmasından dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. Kim ne derse desin, kusura bakmayın büyük emek sarf etti.

Bakan değişikliğini en çok Antalya hissedecek. Başta İl Tarım Müdürlüğü olmak üzere Orman Bölge müdürlüğü ve Gıda Kontrol müdürlüğünde köklü değişikliklerin yaşanacağını tahmin ediyorum. Zira Tarım için de Orman için de Antalya çok ama çok önemli. Yeni bakan beyin nasıl bir tavır içinde olacağını müneccim değilim, elbette bilemem.

Ama bu saatten sonra görevden alınmasını sendika aracılığı ile durdurmayı başarabilen Gıda Kontrol Müdürü düşünsün. Sayın Hüseyin Kafalı beyefendi, ben olsam şimdiden Ankara yollarına düşer, TOÇ-Bir Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk ile Ali Yalçın’ın kapısından ayrılmam.

(Haddim değil ama benden Sayın Kafalı’ya tavsiye, Ankara’ya giderken eli boş gitmeyiniz. Duyduğum kadarıyla eliniz biraz kısmır. Ama hani sizin ailenizin Manavgat taraflarındaki zeytinliğinden çıkan has zeytin yağlar var ya, hani soruşturma geçirdiğiniz o yağlar var ya, onlardan birer hediye paketi yaptırırım. Kimin o yağları hak ettiğine inanıyorsanız, görevde kalabilmenizi kim sağlayabilecekse, başta Toç-Bir-Sen Başkanı Hüseyin Öztürk olmak üzere ki elbette Memur-Sen genel başkanı Ali Yalçın’ı unutmadan hediye ederdim. Dediğim gibi kısmır olma, acık elin açık olsun. Gıda Kontrol Müdürüsün, Ankara’ya eli boş, kuru kuruya gidilmez.)