1
  • BIST 9549.89
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Antalya 19 °C

BU İŞTE BİR İŞ VAR AMA BEN ANLAMADIM

Teslime Tosun

 

Önceki gün Ankara koduyla bir numaradan arandım. 'Aha' dedim kendi kendime yüzümde müstehzi bir gülümseme ile "Ankara benim değerimi anladı. Cumhurbaşkanlığında görev tevdi edilmek üzere aranıyorum"

Öksürerek ses tellerimin tonunun ayarladım. En bürokratik sesimle telefonu açtım. 

"Buyurun şahsım Teslime Tosun ile görüşüyorsunuz" dedim.  

Güreş federasyonundan aranıyormuşum. Basın toplantısı varmış. Hayallerim puff. Demoralize oldum. Sesim düştü, suratım asıldı. Güreş federasyonu başkanının katılacağı basın toplantı ve iftar yemeğinde mutlaka beni görmek istiyorlarmış!

Telefondaki kızcağıza 'Tamam' dedim ama içimden "Ben güreşten ne anlarım arkadaş. Bana ne güreş federasyonundan" dedim. 

 

Sonra düşündüm, Güreş Federasyonu Ankara'da iftar düzenler, basın açıklaması düzenler. Güreşler konusunda uzmanlaşmış gazeteciler var. Onlar bu camianın ayrı gazeteci mırmırlarındandır. Antalya'ya düşmez bu iş. Kesinlikle bir mevzu var burada dedim. 

 

Olay gün ve saatinde basın toplantısında hazır bulundum. 

Kürsüde Güreş Federasyonu Başkanı İbrahim Türkiş var. 

Kendisi Antalya'lıdır. 

Basın mensuplarına şöyle bir göz attım. Türkiye Spor Yazarları Antalya  Şube Başkanı Şifa Çiçek, eski başkan İbrahim Okumamış gibi spor dünyasının yakından tanıdığı isimler var. Ben arada her şeye maydanoz gazeteci kadrosundan gelmişim basın toplantısına. 

Federasyon Başkanı, sunumlarına belgeler ekleyerek açıklamasını yaptı, yaptı, konuştu konuştu. 

Şimdi size anlayabildiklerimi anlatacağım. 

Federasyon olarak güreşlere bir nizam, intizam getirmek istemişler. Yönetmelikler hazırlayıp, lig düzenlemişler. Her kafasına esen güreş düzenliyor, bu işin cılkı çıkmış durumda. Burada haklı. 

Güreşin ana merkezlerinden birisi olan Antalya. Hazırladıkları bu lige başta Antalya'yı ve belediyelerini de almak istemişler ve lige katılım sağlayıp, sağlamayacaklarının bildirilmesi için yazı göndermişler. 

Öyle güreş organizasyonu filan demeyin arkadaşlar. Belediyelerde en iyi harcama kalemlerinden birisi de güreş organizasyonlarıdır. Dönen paraları duyunca şaşkınlıkla baka kalırsınız. 

Elmalı en başta  'Biz kendimiz düzenliyoruz. Yüzyıllardır Kırkpınar'dan daha eski organizasyonumuz" diyerek katılmayı ret etmişler. 

Ama iş Kumluca'ya gelince iş karışmış. 

Federasyon başkanı Türkiş, sel felaketi yaşadılar diye spor-toto'dan 1 milyon, Büyükşehir'den 2 milyon civarında bütçeye katkı sözü almış. 

Kumluca Belediye Başkanımız sultanımız Mustafa Köleoğlu, önce nasıl olsa 1 milyon Spor-toto'dan, 2 milyon büyükşehirden para geliyor diye 'katılacağız' diyor.  Ancak diyor Türkiş, "Biz parayı sizin kullanımınıza vereceğiz ama mali denetimini biz yapacağız. Siz kendi bütçenizden de harcasanız onuda denetliyoruz" diyor. 

İşler ondan sonra karışmaya başlıyor. 

Köleoğlu, "Nasıl yani. Nereye para harcadığımızı denetleyecek misiniz?" diyor. Yeniden evet yanıtını alınca Köleoğlu, taahhütnameyi imzalamıyor. 

Yeniden yazı yazıp, uyarıyorlar.

Başkan İbrahim Türkiş telefonla arıyor, onun telefonlarına çıkmıyor. Tekrar arayınca sekreteri 'Toplantıda' diyor

Başka yetkililer telefon açıyorlar, WhatsApp yazışmaları filan nafile!

Federasyon başkanı İbrahim Türkiş, uzun uzun anlattı, belgeleri ekrana çıkartı, WhatsApp konuşmaları çıkarttı. 

Sonunda "tamam ya, zorlamaya gerek yok" diyorlar ve güreşler ligi için takvimi belirliyorlar. 

Kumluca'da güreş yapılmayacağı duyulunca, Mustafa Köleoğlu kendi sosyal medyası başta olmak üzere  basın açıklaması yapıyor.  Güreş federasyonunun İbrahim Türkiş'in siyasi kimliğini ön plana çıkartıp "Yetişin komşulaaar. CHP'li belediye başkanıyım diye bize haksızlık yapıyorlar. Federasyon Kumluca güreşlerini yaptırmayacaklar. İzin versin federasyon Kumluca güreş organizasyonunu tek başımıza yaparız" şeklinde. 

Adamlar şaşkınlık içinde!

Federasyon Başkanı İbrahim Türkiş, "Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Bir belediye başkanı bu kadar yalan söyler mi?" filan diyor. 

Bu işin duayenleri "Neden mali denetimden kaçınıyor?" gibi bazı teknik soruları peş peşe sordular. 

Türkiş "Niye mali denetimden kaçındığını bilemiyorum. Sizin yorumunuza bırakıyorum. Ama Manavgat'da bu güreş ligine katılıyor. Şükrü başkan ilk anda ne söylediyse, sözünün eri çıktı ve harfiyen yerine getirdi. Mali denetimi filan çok yerinde buldu. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen ile Mustafa Köleoğlu'da aynı partili. Ama Manavgat belediye başkanı adam gibi adam. Gitsin biraz ders alsın. Bu ne böyle" şeklinde konuştu.  

Güreşlerden filan anlamadığım için ben kalktım, "Kusura bakmayın ama madem sizin bu organizasyonu yapma yetkiniz var. Bu kadar yazışma yapmaya, telefonlar, WhatsApp konuşmaları filan bunlara ne gerek var? Zaten bütçeyi fazlasıyla oluşturmuşsunuz. Belediyeyi ve belediye başkanını devreden çıkartıp, kendiniz düzenleyip geçseydiniz. Köleoğlu'da güreş izleyecekse bilet alıp girseydi. Ne diye bu kadar uğraştınız anlamadım." dedim. 

 

"Muhittin Böcek 2 milyonu Hasan Aydın vasıtasıyla verirken, Kumluca Belediye Başkanlığının yapması şartı ile veriyor. Üstelik güreşlerde belediye başkanları ev sahibidir. Onların halkla kucaklaşmasına vesile olur. Onun halk nezdinde  itibarını artırır. Biz zaten 7 Mayıs tarihinda Kumluca'da güreş yapılması için takvime yazdık" gibi şeyler söyledi.

Türkiş'in bu söylediğine pek itibar etmedim.

Zira adam çıkmış senin için  'Federasyon Başkanı Ak Partili. Ben CHP'liyim diyerek bana güreş yaptırmıyor' diye bağıracak, sen federasyon başkanı olarak Mustafa Köleoğlu'nun halkla kucaklaşmasını, prestijini, itibarını  düşünüp, 'Aman gel ben ettim sen etme, düzenleyelim şu güreşleri de senin itibarın artsın" diyeceksin.

Geç onları başkan.  

 Bu işte bir iş var ama güreşlerden anlamadığım için konuyu vallahi çözemedim. 

 

NOT: Dün CHP önceki dönem İl Başkanı Nusret Bayar aradı. Yazdıklarıma oldukça öfkeliydi. Vallahi kibar ve nezaketli adamı yazdıklarımla çileden çıkarmışım.  Ama bizim onunla böyle tatlı-sert atışmalarımız hep süregeldi. 

Öncelikle Nuri Cengiz ve Metin Kaya ile genel merkezde bir araya geldiklerini kesin bir dil ile reddetti. Bunu kim söylediyse diye ağır hakaretler edip, kim bunu söylüyorsa gözlük taksın" dedi.  "Abi okumadın galiba. Ben söyledim onu. Zira sizi gören benim, ben. Bu gözlerimle gördüm." dedim. 

"Sen nerdeydin, ben seni görmedim" dedi. 

Senin beni görmen biraz zor. Ben ya 10 ya, 9 yada 7 gibi bir kattaydım. Aradaki boş alandan aşağı bakarken gördüm sizi." dedim. O öfkeyle Bayar başkanım, "O zaman sen tak gözlüğü. Doktora git, senin gözlerin 4 numara olmuş" dedi. 

"Tamam başkanım. Ben göz doktoruna gideceğim ama senin üzerinde de kareli bir ceket vardı" dedim. 

O zaman biraz sakinleşti. "Metin Kaya'yı tanırım. Genel merkezde karşılaştık, çay içmiş olabiliriz. Tüm Antalya oradaydı. Aday adayları herkes birbiriyle karşılaşabiliyor. Hep birilerine denk geldik. Metin Kaya'nın genel merkezde çok tanıdıkları var. Beraber bir odaya girmiş olabiliriz. Ama Nuri Cengiz ile bir araya gelmedik, hiç kimsenin odasına birlikte gitmedik." diye kesin bir dil ile reddetti. 

Ben de "Tamam sayın başkanım. Sizin beyanınız benim için esastır. Ben o zaman benzetmiş olabilirim. Nuri Başkanımın yanındakiler başka birileri olabilir. Ben karıştırmış olabilirim." dedim.  Kesinlikle ret eden birisine başka ne diyebilirim? 

İlk öfkesi geçtikten sonra "Antalya'nın kamuoyunun bunları değil, batı bölgesinin temsil anlamında sahipsiz kaldığını konuşması lazım. dedi.  Kemer, Finike, Demre, Kumluca, Kaş gibi ilçelerin yok sayılmasının altını çizdi. Bu bölgedeki insanların kırgınlıklarını ifade etti.

"Biz bu bölgenin neden yok sayıldığını; kimlerin engellediğini çok iyi biliyoruz.  "Ama ben, genel başkanım Kemal Kılıçdaroğlu için, rejimin değişmesi için Cumhurbaşkanlığını kazanmamız için  var gücümüzle çalışacağım. Biz bu tartışmaları seçim sonuna bıraktık, Şimdi önümüzdeki seçime odaklandık. Ama sizin beyan ettiğiniz gibi, Nuri Cengiz ile bir araya gelip, odalarda gezmedik" diye yeniden ve üstüne basa basa söyledi. 

Anlaşılıyor ki, Nuri Başkan, muhalif kanattan da veto yemiş. Bilmem artık seçim sonunda neler olur!

Nusret Başkan'la daha çok konuştuk.

Haklı olduğu, Antalya için endişe ettiği o kadar çok nokta vardı ki. Bunları tek tek buraya sığdıramam. Ama sonunda bir kahve içmek üzere sözleşerek telefonları kapattık. 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2759 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Antalya Haberal | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.