Ama hükümet kanadı, daha hala hantal bürokrasinin kontrolündedir. Ayni eski hastalıkların devamı, yani bürokrasinin siyaseti yönlendirmesi ve idaresi devam etmektedir. Bürokrasinin hatasının bedelini siyasiler ödemektedir.
Yangın çıkınca önce yangın söndürülür. Sonra kimin çıkardığına bakılır. Sonuçlara değil, sebeplere odaklanılır. Teşhis yapıldıktan, kanama durdurulduktan, ameliyat gerçekleştirildikten sonra korumaya dikkat edilmeli, tedavi yapılmalıdır.
Türkiye’nin sıkıntılarından birisi budur. İç ve dış algı yönetimleri, ekonomi üzerine yoğunlaşmıştır.
Ülke elbette güllük gülistanlık değildir. İçte ve dışta bir ekonomik savaş var. Güneydoğu’da adı konulmamış bir harp yaşıyoruz.
Hamdolsun! Ülkemizde maddi sıkıntılara rağmen, günlük hayat devam ediyor. Uyumlu bir ortam var. Bu uyumu bozmak isteyenler elbette olacaktır.
Meseleleri çözecek olan siyasi iktidardır. Belediye seçimleri iktidar değişikliği değildir.
Belediye başkanı değişince ekonomi düzelecek mi?
Yine, her zamanki gibi piyasaya korku pompalanmaktadır. Yıllardır AK Parti kapanacak diyenler, R. T. ERDOĞAN tutuklanacak, R. T. ERDOĞAN yurtdışına kaçacak diyenler, yine ortalığa korku pompalamaktadırlar.
Seçimden sonra AK Parti kaybederse, meşruiyet sorgulanacak. Kazanırsa, “Seçimde hile yaptı” denilecek. Sosyal medya ve medyada bu algı oluşturulmaya çalışılıyor.
Türkiye’de de aynen Venezuela’da ki gibi bir iç karışıklık yapmak istiyorlar. Bunu müteaddit defalar gezi olaylarıyla ve 15 Temmuz gibi olaylarla denediler. Başaramadılar.
İnşallah halkımızın feraseti bunun üzerinden gelecektir.
SİYASETİN CİLVESİ
“Politika”, literatürümüze geçmiş yabancı bir kelimedir.
Poli; çok, tik; yüzdür. Maalesef günümüzde bu gerçekleşmektedir.
Siyaset; yönetme, idare etme sanatıdır. Siyasetçi ayrı, politikacı ayrıdır. Siyasetçi sayısı ise azdır.
Her seçim dönemi, kişileri daha iyi tanımak mümkün oluyor. Satışlar hep gündemdedir. Bedenini, ruhunu, haysiyet ve şerefini, partisini, dostlarını, inançlarını satanları görüyoruz.
Piyasa, omurgasızlarla dolu. Hani hayvanlar iki gruptur; Omurgalı ve omurgasız diye. Aynı şey insanlar içinde geçerlidir. Etik diye bir şey kalmadı. Etik, yitik oldu. Masa, kasa, nisa formülü aynen devam ediyor.
Günümüz siyasetçileri hesap peşindedir. Bu dünyanın nimetlerinin kendilerinin olduğunu düşünüyorlar. Ahlaki kuralları yok sayıyorlar. Parti değişikliğinin en hızlı olduğu dönemlerden birini yaşıyoruz. Yeni Güneş Motel transferleri aynı bugün de geçerlidir. Gündemdedir.
DENKTAŞ’I ANMAK
Geçtiğimiz günlerde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf DENKTAŞ Beyefendi’nin eşi Aydın Hanım’ın vefatını üzüntüyle öğrendim. Allah (c.c) rahmet eylesin.
Bir güzel hatırayı da bu vesileyle yâd etmek istiyorum.
Kemer’de kalan Sayın DENKTAŞ’ı Antalya Aydınlar Ocağı namına konuşma yapmak üzere davet etmiştim. Emekli General İbrahim Ethem ARAL, TRT’den Osman Nuri BOYACI ve bir grup arkadaşla ziyaret ettik. Günü kararlaştırdık.
Ben bu arada dedim ki; “Efendim, Hanımefendi’ye de bir sorsanız, belki programı vardır. Başka bir gün falandır. Biz uyarız sizin gününüze” demiştim.
“Nasuh Bey, programı ben yaparım. Aydın Hanım benim programıma uyar. Biz kendi faaliyetlerimize bakarız. Kimseye de hesap vermeyiz” demişti.
Aydın Hanım’da bu söz üzerine tebessüm etmişti.
“Rauf Bey’e biz uyarız, Efendim” gibi bir sözle tatlıya bağlamıştı.
Allah (c.c) rahmet eylesin. Bu vesileyle kendilerini yâd ediyorum.
Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.