CHP DEĞERLENDİRME TOPLANTISININ DEĞERLENDİRME YAZISI

KÖŞEBAŞI

CHP DEĞERLENDİRME TOPLANTISINI DEĞERLENDİRME YAZISI

CHP ile ABB Başkanı Muhittin Böcek'in arasındaki sıkıntılar olduğu, İl Başkanı Ahmet Kumbul ile Böcek arasında fay hattının derinleştiğini yazmıştım.

Artık bu iyice su yüzüne çıktı. Geçtiğimiz hafta sonu CHP'nin değerlendirme toplantısı yapıldı biliyorsunuz. Bu toplantıya CHP'li yöneticilerin yanı sıra ilçe belediye başkanları da katıldı. Ancak katılmayan tek kişi ABB Başkanı Muhittin Böcek oldu. İl Başkanı Kumbul değerlendirme toplantısı başlamadan önce Sayın Böcek'in çalışmaları ve ilçelerdeki proğramları nedeniyle toplantıya katılamadığını açıkladı. Ancak o gün Böcek aynı saatlerde "Birlikte yol yürüdüğümüz, yol arkadaşlarım" dediği eski DYP ve ANAP'lılardan oluşan bir heyeti kabul ediyordu.

AKAYDIN'DAN AKP'Lİ KADROLAŞMAYI TEPKİ

Basına kapatılan bölümde ise ilk konuşmayı eski Belediye Bakanı Mustafa Akaydın yaptı. Akaydın'ın hedefinde Böcek vardı. Mustafa Akaydın sözlerine kendi döneminde işe alınıp, Menderes Türel döneminde sürgüne gönderildiğini iddia ettiği personelin halen görevlerine dönemediğini hatırlatarak "Sürgüne gönderilen bu personelimize yeterince sahip çıkamadık ve halen bu arkadaşlarımız görev yerlerine dönemediler. Bırakın her şeyi, bu gün belediyenin kritik noktalarındaki koltuklara, belediye iştirakleri olan şirketlerin yönetim kadrolarına AK Partililerden seçilmiş isimlerin atanmasını doğru bulmuyorum. AKP'li kadrolaşma hızla devam ediyor" şeklinde söyledi.

KUMBUL'LARA ELEŞTİRİLER

Akaydın, Böcek ile eleştirilerini bitirdikten sonra CHP'nin ağır toplarından eski Belediye Başkanı Bekir Kumbul'a yöneldi. Akaydın, "Sayın Kumbul, çok garip bir şekilde Menderes Türel'in lansmanında baş köşede sahnede yer aldı. Bu kabul edilebilecek bir durum değildir. Keza İl Başkanı Ahmet Kumbul'un eşi ASAT'ta çalışıyor. Bir il başkanının eşi Türel döneminde ilk yaptığı DİSK'Ten istifa edip, HAK-İş sendikasına geçti. Böyle koltuklara talipseniz siyasi bedel ödemek zorundasınız." dedi.

2.5 MİLLETVEKİLİ

Gelelim Garip Erdoğan'ın eleştirilerine. Garip Erdoğan ise Serik'in ilçesindeki hezimetin de hesabını sormuş. Erdoğan, "Bizim Serik'li 2.5 milletvekilimiz olmasına rağmen, il Başkanımız Serik'li olmasına rağmen Serik'de biz nasıl 3. parti olarak sandıktan çıktık? dedi. Erdoğan, toplantıya katılan CHP'liler 2.5 milletvekilini anlamayınca "Arkadaşlar Çetin Osman Budak, Rafet Zeybek iki milletvekili. Aydın Özer'in de annesi Serik'li olduğu için 2.5 milletvekili dedim" dedi.

Bu eleştirilerin ardından Bekir Kumbul, Türel'in lansmanına katılmasını "Benim özel bir durumum nedeniyle katıldım." dedi. Bana aktaranlar burada biraz hatırlamakta güçlük çekse de anladığım kadarıyla Sayın Bekir Kumbul biraz maddi sıkıntı içine girmiş. Ailesine veya kendisine ait bir arazinin imar işini Sayın Menderes Türel çözüme kavuşturmuş. Bu nedenle lansmanına katıldığını söylemiş. (Yanlışım varsa Sayın Kumbul düzeltirse buradan size yeniden aktarırım.)

İL BAŞKANI EŞİNİ SAVUNDU

İl Başkanı Ahmet Kumbul ise Mustafa Akaydın'ın ağır eleştirilerinin ardından kürsüye çıkıp eşinin ASAT'ta çalıştığını doğruladı. Eşinin DİSK'ten ayrılıp HAK-İŞ Sendikasına geçtiğini de doğrulayarak, "Ama bu geçişini DİSK'in yöneticileri ile konuşarak yaptık. DİSK'in yönetici sendikacıları eşime o dönemde (Biz şu durumda sizi koruyamayız. HAK-İŞ geçmek istiyorsanız geçebilirsiniz) dediler. Eşim DİSK'Ten istifa edip HAK-İŞ'e geçince sürgüne gönderilmekten kurtuldu. dedi.

(Dedi ama galiba dediğine galiba pişman olmuştur. Çünkü sürgüne gönderilen onca personelin ahı birazda Ahmet Kumbul'un yakasında olacak. Ayrıca DİSK Yöneticiler neden bunu sadece Ahmet Kumbul'un eşine söylediler? Neden diğer personele de "Sizde HAK-İş'e geçin kendinizi kurtarın" demedi acaba? Kumbul'un eşinin ayrıcalığı neydi? HAK-İş'e geçince sürgünden kurtulunabiliyorsa Ahmet Kumbul neden sürgüne gönderilen CHP'li personel ile bunu paylaşmadı, kurtuluş formülünü kendisine sakladı. O personel siyasi bedel öderken, Ahmet Kumbul ve eşi mutlu-mesut yaşıyorlardı. Hiç mi vicdanları sızlamadı, kendilerinde suçluluk duygusu oluşmadı? Bunca zaman o sürgün personelin yüzüne nasıl baktı)

Ne diyebilirim ki?

Siyasi yemeği, siyasi kaymağı Beyaz tenli CHP'liler yer, siyasi bedeli ödemek ise partinin üst düzey görevlerine gelemeyen gariban ZENCİ CHP'lilere kalır. Ben böyle anladım.

NOT: YARIN KABUĞUNA ÇEKİLMİŞ GİBİ GÖRÜNEN AK PARTİ İÇİNDEKİ GELİŞMELERDEN BİLGİLER AKTARACAĞIM.