Antalya Ticaret Borsası (ATB), Susam Sektörel Analiz Toplantısı düzenledi. Toplantıda, coğrafi işaretli "altın susam" için patent desteği beklendiği belirtildi.
Antalya'da susam üretiminin dünü, bugünü ve yarınının konuşulduğu, üretimin devamı için yapılması gerekenlerin gündeme geldiği toplantıya; Ziraat Mühendisleri Odası, Akdeniz Üniversitesi, Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM), Tarım Kredi Kooperatifleri, Antalya Pamuk ve Narenciye Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (ANTBİR), Antalya Tarım ve Orman Müdürlüğü, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO), ilçe ziraat odalarının yanı sıra ATB Meslek Komitesi üyeleri ve sektör temsilcileri katıldı.
"200 milyon dolar dışarı gidiyor"
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Üyesi Prof. Dr. Bülent Uzun, bir dönem Antalya ovalarını süsleyen ticari değeri yüksek susamın sahipsiz kaldığını belirterek, "Antalya ve özelinde Manavgat için susam ihmal edilmiş bitkidir" dedi. Susamın çok kıymetli bir ürün olduğunu, susam ithalatı için her yıl 200 milyon doların yurt dışına gönderildiğini kaydeden Uzun, "Topraklarımızda üretebilecekken, yeterince üretmediğimiz için 200 milyon dolarımız yurt dışına gidiyor. Bu az bir para değil" diye konuştu.
Patent desteği
Susamın ürün kaybı nedeniyle makinayla hasadının yapılamadığını, bu nedenle susamda en büyük sıkıntının işçilik olduğunu söyleyen Uzun, ıslah çalışmalarıyla makine ile hasatta ürün kaybı yaşanmayan çeşit geliştirdiklerini, ancak patent için maddi desteğe ihtiyaçları olduğunu söyledi. Uzun, "Tohumun kapsülden kolay kolay ayrılmadığı bir çeşit geliştirdik. Patent için maddi destek bekliyoruz. Patentini alırsak susamda makine ile hasat çok rahat yapılır. İşçilik sorunu da ortadan kalkar. Dekarda 200 kilogram ürün alınabilecek bir çeşit geliştirdik ancak üreticiden talep görmedik. Manavgat susamıyla aynı kalitede bir çeşit geliştirdik ancak maalesef talep yok" dedi.
Fiyat önceden belirlenmeli
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Dursun Büyüktaş, susam üreten çiftçinin ürününü kaç liraya satacağını bilmeden ekim yaptığını ifade ederek, "Kaça satacağını bilmiyor ama gözünü sevdiğim çiftçi hala üretmeye devam ediyor. Devletimiz hububatta alım fiyatlarını ekim öncesi açıklamalı ki çiftçi üründen ne kazanacağını bilmeli. Ülkemizde hububatın yüzde 15-20'si sulanıyor. Yağmur yağarsa oluyor, yağmazsa olmuyor. Özellikle susamda sulama önemli" diye konuştu.
Muz seraları tehdidi
ATB 2. Meslek Komitesi Üyesi Abdullah Sayın, susam veriminde sıkıntı yaşadıklarını söyleyerek, "Manavgat'ta muz seralarının bölgenin nem dengesini bozması nedeniyle susamda rekolte kaybı yaşıyoruz. Manavgat yangının etkisiyle de susamda verim kaybı yaşıyoruz. Vatandaş verimde umduğunu bulamayınca ekimden vazgeçiyor. Susam üretiminin artırılması için devlet destek vermeli. 40 yıldır susam işindeyim, susam tüccarı olarak işletmemi kapatma durumuna geldim" şeklinde konuştu.
Japonya Mısır'a yöneldi
ATB 2. Meslek Komitesi Üyesi Orhan Karasu, Manavgat ve Serik'te susamın en büyük alıcısının Japonya olduğuna dikkat çekerek, son yıllarda Japon tüccarların Mısır'a yöneldiğini kaydetti.
Markalaşma olmalı
Antalya Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden yetkililer, Antalya'da 56 bin dekar alanda susam üretildiğini ve üretimin artırılması için yapılan çalışmaları anlatırken, sözleşmeli üretim modeline geçilebileceğini kaydetti.
Toplantıya katılanlar, susam ekilen arazilerin çoğunun yapılaşmaya açıldığını belirterek, yapılaşmanın önüne geçilmesini istedi. Manavgat susamının coğrafi işaret almasına rağmen markalaşamadığını söyleyen katılımcılar, markalaşma çalışmalarına hız verilerek yerli susama talebin artırılması gerektiğini söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.