DOĞRU MU? KONTROL EDİN LÜTFEN!

Arkadaşlar anladığım kadarıyla 28 Mayısa kadar, bazılarımız yine seçimle yatıp, seçimle kalkacağız.

Ama halkın gündemi çoktan değişmeye başladı bile.

Psikolojik olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını yeniden kazandığı ve 2. Turda en az 10 puan fark atacağı gözüyle bakan vatandaş çoktaaaan işine gücüne dönmüş vaziyette.

Saygıdeğer Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’da kendi gündemine dönmüş.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın boş damacana gibi kapının önüne koyduğu Davutoğlu, daha CHP şemsiyesi altında olan, Antalya’lı CHP’lilerin, CHP’yi Atatürk’ün kurduğu parti olarak bilenlerin veya mevcut iktidardan kurtuluş olarak gören binlerce vatandaşın kendi elleriyle verdiği tertemiz oylarıyla seçilmiş olan ancak henüz mazbatasını almaya bile gerek duymayan Serap Yazıcı Özbudun’u sağ başına alıp, “İlk grup toplantımızı yaptık” diye sosyal medyadan paylaşım yaptı.

Kıyasıya eleştirdiğiniz başkanlık sistemini getiren Anayasa’nın 6 kişilik hukukçu ekibinden birisi olan bu hanımefendinin cebini Atatürk hayranı CHP’lilerin tertemiz oylarıyla doldurtup, meclise gönderttiniz. Lütfen bu hanımefendinin tezlerinin bir kısmını dahi okumanızı, ne konuda, neler yazmış, söylemiş bir bakınız.

CHP’li sandık müşahitleri sabahlara kadar oylarımız çalınmasın diye sandık başlarında, torbalar sırtında beklerken, bu hanımefendi ‘Nasıl olsa ben seçildim’ diyerek adeta Antalya’lılara hakaret edercesine, adeta ‘İşim bitti, şimdi kumda oynayın da totoşunuza çöp batmasın’ dercesine seçim sonuçlarını bile beklemeden Ankara’nın yolunu tuttu ve genel başkanının sağ başında yerini almış bile.

Nasıl iyi mi?

Bu milletvekilliği seçimlerinde kapı kapı dolaşan CHP’ye gönül vermiş ama CHP’nin zencileri olan Antalya’lı kadınlar, esnaf ziyaretlerinde her türlü eleştiriyi göğüsleyen CHP Antalya’nın neferleri, ‘Dedem’ diye sosyal medyada yayınlar yapan CHP’nin pırıl pırıl gençlerine bunumu reva gördünüz?

Nasıl oy istetdirdiniz Saadet Partisi’nin Şerafettin’inine?

Hadi yukardaki adamlar bunu talep etti. Antalya’nın CHP’lileri nasıl itiraz etmediler?

Hani sizde biat kültürü yoktu?

Hani sizde eleştiri kültürü vardı?

Hani siz tek adamlığa karşıydınız?

Ama dur bir dakika!

Antalya il yönetimindekilerin derdi iktidar olmak filan değil ki!

Kendilerince belediye başkanı olarak küçük krallıklar inşa etmiş derebeylerinden, ufaktan ufaktan nemalanmak varken, kim iktidar sorumluluğunun altına girmek ister ki?

Şimdi ne güzel!

CHP İl Başkanıyım, ilçe başkanıyım, il başkan yardımcısıyım, ilçe başkan yardımcısıyım, kadın kolları, erkek bacakları gibi güzel güzel siyasi kimliklerini kullanarak ceplerini doldurmak varken, muhalefet olmanın getirdiği muazzam keyf varken, kim şimdi vatandaşın sorunuyla uğraşmak ister ki?

Antalya’ya müdür olarak atanan Denizli’nin has evladı belediyelerin aş evlerine yıllardır et verip, cebini doldurur. Sorsan “Ben il başkanı olmadan önce de bu işi yapıyordum” der. İl Başkanı olmadan da yönetimde, il başkan yardımcısı olduğunu hatırlatmak lazım.

Unutmadan Ak Partili bazı belediyelere de et verip, iş yapıyor mu?

Var benim bazı duyumlarım da!

Muratpaşa İlçe Başkanı eşinin üzerine, meclis üyesi Emrah Erdoğdu’yla birlikte lastik dükkanı açar, belediyelere lastik satar. Ha yine unutmadan bu meclis üyesi paranın getirdiği şişik egoyla kafayı çekip, çekip gecenin bir yarısı Kılıçdaroğlu için miting alanında bayrak asan gençlere, sataşıp atar yapar.

Konyaaltı ilçe başkanı Ulaşım A.Ş.’de danışmanlık, Anet şirketinde ise yönetim kurulu üyeliği cukkalarını cebe indirir.

Kepez İlçe Başkanı her ne kadar kabul etmese de büfecilik işine el atıp, sayısal lotoculuk yapar.

İl başkan yardımcıları ihale peşinde koşup, otopark mafyacılığına soyunurlar.

Hangi birisini yazayım size? 

Muratpaşa Belediyesine ağaç dalı toplamak için park bahçelere işe alınan il eğitim sekreteri, Muratpaşa Belediyesine eşini de işe aldırır. Eşini çalıştırdığı belediyeyi beğenmez, Büyükşehir’de işe başlatır.

Bir il başkan yardımcısı düşünün 4 kişilik çekirdek ailesinden 3 ferdi birden belediyelerde çalışsınlar. Evlerine ortalama 80 ile 100 bin lira arasında maaş girsin. 

Eski gençlik kolları başkanı Musa Gül’ü de unutmamak lazım. O kadar kıymetli ki, o kadar vazgeçilemez muhteşem bir varlık ki CHP’li belediyeler arasında paylaşamıyor. CHP’li belediye başkanları adeta yalvarıyor ‘Ne olur Musa sana biz maaş verelim’ diye. Musa kardeşimiz çok mütevazi ve kimseyi kıramayan bir yapıda olduğu için 2 yıl Muratpaşa’da, bir yıl Konyaaltı’nda işe gitmeden kendisiyle çalışma onurunu tüm belediye başkanlarına bahşediyor. Son olarak Musa kardeşimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’i onurlandırıyor.

CHP’li belediye başkanlarımız Musa Gül kardeşimizin bu yaptıkları karşısında kendisine minnettarlıklarını ifade edecek cümle bulamıyorlar.

İl yönetimindekilerin neredeyse tamamı belediyelerde ya kendileri, ya kardeşi, ya anası, danası, babası çalışır veya iş yapar

Ne lan bu?

Şaka bir yana ne acı değil mi?

Bırakın bir üniversiteyi üniversiteler bitiren, master yapan gençlerimiz asgari ücretle iş bulamazken, annesinden-babasından harçlık istemeye, iş aramak için otobüs parası istemeye utanırken, Antalya’da partiyi kendi ve akrabalarının çıkarları için kullananlara, kullandıranlara ne demeli?

Daha buraya yazamadığım neler var neler bir bilseniz? 

Hangi birisini yazayım size? 

Yazdıklarımı değersizleştirmek, eleştirilerden uzaklaşmak, hesap sormalarınızdan kaçmak, konuyu başka yere çekmek için beni Ak Partili olmakla, MHP'li veya İYİ Partili olmakla suçlayanlara, CHP düşmanı diye yaftalayanlara kulaklarınızı kapatıp, yazdıklarım doğru mu-değil mi? lütfen onu kontrol ediniz. 

Eyy CHP’ye gönül verenler siz bu il yönetimini partinin çıkarını kendi çıkarının önüne koyan, para derdi olmayan yani kendi işini başarıyla yapıp, belediyelere bulaşmayan,  belediyeye işe girme, oğlunu-kızını belediye işe koyma gibi bir derdi olmayan doğru düzgün, gerçek partililer ile değiştirmez iseniz, Antalya’da eriyip gideceksiniz.

Gerçek CHP'li yönetici, il başkanı önüne böyle bir liste konulduğunda, asla boyun eğmez ve "Ben yıllarca bu zihniyet ile mücadele verdim. Kendi inanmadığım milletvekili adaylarına örgütümden hiç kimseyi oy istemek için sokağa salamam. Partililerimin yüzüne bakamam" derdi. Ama bunlar diyemediler, zira çıkarlarına dokunacaktı.

CHP Antalya İl örgütünde belediyeler ile kurdukları saadet zinciri bozulacaktı.  

Acı ama gerçek işte sizin gönül verdiğiniz partinizin il yönetimi bunlardan oluşuyor.