Geçtiğimiz günlerde, sevgili meslektaşım Ebru Küçükaydın'ın Konyaaltı Sahili ve buranın genel müdürü Doğan Balakan'la ilgili bir yazısı vardı.
Bazen insanlar biz gazetecileri, küçük çıkarlarına, kendi yararlarına manipule ederler. Zira haber verme ve haber alma olayı karşılıklı vin-vin olayıdır. Karşımdaki elini suya sabuna dokunmadan işini çözmek ister, biz gazeteciler ise iyi bir haber yapmak isteriz.
Önemli olan karşımızdakinin her söylediğini koşulsuz doğru kabul etmeden, onun çıkarlarına hizmet etmeden gazetecilik yapabilmektir.
Küçükaydın'ın kalemini beğenirim. Yazısına Konyaaltı Sahilindeki dostlarını ziyarete gittiğini belirterek başlıyordu ve devamında özellikle sahil işletmecisi Doğan Balakan'a yönelik bazı işletmecilerin söyledikleri olan "Belinde silahı göstere göstere, korumalarla geziyormuş" diyerek yani duyduklarını yazmıştı.
Bir de ben yazayım Doğan Balakan'ı dedim. Duyduklarımı değil, bizzat gördüklerimi, bildiklerimi yazayım.
Doğan Balakan ile bundan 6-7 yıl önce yollarımız bir dost meclisinde kesişti. Kibarlığı, görgülü ve nezaketli tavırları, her şeye atlamadan karşısındakini dikkatlice dinlemesi dikkatimi çekmişti. Üzerinde bizim gibi harala-gürele, Antalya havası yoktu. Sonradan öğrendim çocukluğu ve gençliği İzmir'de geçmişti.
Eşi Avukat Hatice Can Balakan'la birlikte kimselerin bilmediği insanların sorunlarını çözüp, maddi manevi yardımlar, iyilikler yapmaya çalışır, bunun duyulmasını istemez. Şahsen şahit olduğum için yazıyorum bunu.
ÇOK VE BOŞ KONUŞMAZ
Sorun çözmeyi seven, diyaloğa açık birisidir. Çözüm odaklı olduğu için sorunu tespit edip, çözümüne yönelik alternatifler üzerine çalışır. Çok ve boş konuşmayı sevmediği için de neyi ne kadar bildiğini asla tahmin edemezsiniz.
GÖZÜ TOK
Bazı işletmecilerin alışık olmadığı bir tarzı var. O'da Konyaaltı'na genel müdür olmadan öncesinde maddi durumu iyi olduğu için gözü tok. Adam genel müdür ama misafirlerini ağırladığı işletmecilere çay parasını bile ödeyen birisi. Eee böyle bir adamı nasıl tavlayabilirsiniz? Çıkarlarınıza yönelik nasıl yönlendirebilirsiniz?
CUMHURBAŞKANINI SEVER
Eşi Av. Hatice Can Balakan'la birlikte siyasete Alse'de genel müdür olmadan çok önce girmişti. İki dönem önce Ak Parti Muratpaşa İlçe'de başkan yardımcısı olarak görev yaptı. Yani genel müdür oldu diye, onu Ak Parti İl yönetimine almadılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a olan sevgisinden dolayı gençliğinden bu yana Ak Partinin içindeydi zaten. Ak Parti'deki dengeleri nasıl sağladığını önümüzdeki günlerde daha net görülecektir.
HIZLI TEBLİGAT
"Ak Parti'li olduğu için PTT yöneticilerine baskı yaparak bir günde tebligat yaptırıyormuş" En çok da bu bölüme güldüm.
Doğan Balakan'dan haz etmeyen bir-iki işletmeci Küçükaydın'a bilerek yanlış bilgi verip, manipule etmişler. Yıllar öncesinden Adliye ve PTT arasında imzalanan protokol ile "Hızlı tebligat" diye bir sistem var. Avukat hızlı tebligat parası yatırır ve ertesi gün tebligat yapılır. İşini iyi yapmak isteyen avukata "Neden hızlı tebligat yaptırdın?" denilebilir mi?
FAL AÇMAYA GEREK YOK
"CİMER'e yapılan şikayetler bile isimleriyle birlikte Doğan Balakan'ın önüne geliyormuş"
Böyle bir olay yaşandı mı bilmiyorum ama CİMER'in geldiği son noktayı şöyle anlatabilirim. "Delikanlı, kendisini terk eden kız arkadaşını, komşular esrar üreticisi, fuhuş yaptırılıyor" gibi şeylerle birbirlerini Cimer'e şikayet ediyor artık.
Çok önemli olan bu kurumun işleyişini de halkımız böylece cılkını çıkarmış oldu.
Bir yerin genel müdürüsünüz ve sorun yaşadığınız bir veya bilemediniz iki işletmeciniz var. Kendinizle alakalı şikayet gidince fal açmaya gerek var mı?
Kimin yaptığını tahmin edemeyecekse o koltukta oturmasın derim ben.
KIRMIZI KAZIKLAR
Daha önce "İşletmeciler yayılıyor, her yere masa sandalye atıyorlar. İnsanların oturacağı alan kalmadı. İşgalci bunlar" diye şikayet ediliyordu. Belediye her gün bunlarla ilgili Alse'yi baskı uyguluyordu. Şimdi kendilerince bir çözüm bulmuşlar. Bu seferde sınırı belirlemek için hazırlanan mini direkler çakılmasına 'sahile kırmızı kazık çaktılar' diye bağırıyorlar. Yapmayın ya hu!
ALACAĞINDAN FERAGAT ETTİ
Benim bildiğim kadarıyla işletmeciler pandemiden etkilendi diye Alse firması 3 milyona yakın alacağından feragat etti. Ama pandemi nedeniyle Antalya Büyükşehir aynı şeyi, Alse'ye bunu yaptı mı?
Yanlış anlaşılmasın, Doğan Balakan'ın avukatı değilim. Balakan kendisini savunamayacak durumda da değil.
Ben sadece bir-iki işletmecinin manipüle etmesiyle kamuoyunda sevdiğim, saygı duyduğum bir arkadaşım hakkında yanlış kanı oluşmasını istemedim.
Benim dostlarım kıymetlidir. İzin verirseniz, dostlarıma, arkadaşlarıma bu kadarını da yapabileyim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.