Bu hafta başında yazdığım Minicty ve Menderes Türel ile yazımdan dolayı bir çok kesimden ve kişiden olumlu veya olumsuz tepkiler aldım.
Her ne olursa olsun tepki gelmesi bir gazeteci olarak hoşuma gidiyor. “Yazdıklarım karşılığını buluyor” diye düşünüyorum.
Eleştirilmek de güzeldir. Küfür hariç her türlü eleştiriye açığım. Bu benim kendimi daha geliştirmeme ve işimi daha titiz yapmaya yönlendiriyor.
Ama bazıları bu işi abartıp işi düşmanlığa çeviriyorlar. Örneğin, “Sen yandaşlığını ilan ettin. Menderes Türel’i böyle savunup, CHP’nin en düzgün belediye başkanı Akaydın hocaya bunları söyleyemezsin. Seni takipten çıkıyorum” diye mesaj atmış birisi.
Amaaan be, çıkarsan çık kardeşim. Seninle var olmadım ki, seninle yok olayım. Diyebiliyor musun “Akaydın hoca, Erkan Karaçayır’la hiç işi olmadı” diye
Daha ben Akaydın Hoca ve avanesinin Erkan Karaçayır’la, Mustafa Küçükkulaksız’la iş tutulan stadyum ve spor kompleksi olayındaki rezilliklere girmedim.
Açtırmayın benim ağzımı
-----------
“Menderes Türel, belediyenin kasasından yandaşa ödeme yapmış”
Etmeyin be güzelim.
Menderes Türel başkanlığında Büyükşehir Belediyesi burayı 7 milyon 200 bin liraya devir aldı. 4 milyon civarındaki para Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılanırken 3 milyon civarındaki para ise Büyükşehir Belediyesinin kasasından çıktı.
Zaten bunu yazdık, mafyanın elinden kurtarıp halkın kullanımına sokmaya çalışıyordu.
Devamında ise içerisinde yürüyüş yolları, zıplen, hatta hayvanlar düşünülerek köpek oyun alanları bile olan çok kapsamlı yaşam ve kültür alanlarının olduğu bölge Rönasans firmasına 3 yıllığı peşin olmak üzere, yıllığı 3 milyondan kiralandı.
Rönesans firması Antalya Büyükşehir belediyesinin kasasına tamı tamına 9 milyon civarında parayı peşin yatırdı. Yani Büyükşehir Belediyesi, oturduğu yerden 6 milyon kar elde etmişti.
Ödedikleri paranın fazlasını, iki katını geri aldılar!
Daha ileri gideyim. “Damada peşkeş çekildi” diye üzerinde tepindikleri Konyaaltı Sahil projesinde Menderes Türel mafyanın hedefindeydi. Bürokratlar canlı yayında ihale açtılar, üzerine atlanacak projede firmalar mafya korkusundan o ihaleye katılamadılar.
Bu gün Konyaaltı Sahil Yaşam alanında güvenli ve keyifli olarak denize girip sefa sürüyorsa Antalya’lılar ve turistler bunu mafyaya karşı mücadele eden Menderes Türel’e borçludurlar.
Bunlar her yerde konuşulmuyor. Çoğu kişinin bildiği şeyler aslında ama açık açık söylemiyorlar. “Damada peşkeş çekildi” argümanı ile Menderes Türel’e saydırmak daha zevkli çünkü.
--------
Bana verilen tepkilerden değil de bu konuyla ilgili olarak başka bir yerde rastladım. Orada yani Akvaryum’ın hemen ön bölgesinde Roma döneminden bir mezar olduğu ve sit alanı olduğuna yönelik bir şey gördüm. Nerede okudum hatırlamıyorum ama.
Bildiğim kadarıyla o mezar yapılan projenin dışında. Zaten Koruma kurulundan rapor almadan o projenin onaylanması ve yapılması imkansızdır.
Haydi madem öyle tam onun üzerinde olan Migros alış-veriş merkezinin hatırladığım kadarıyla mahkeme tarafından kesin yıkım kararı var.
Ha birde bir cemaatin yurdu var orada. Sıkıyorsa yurt binasına nasıl izin verildi diye girişsenize yazmaya, kamuoyuna duyurmaya!
Her neyse Migros binası tam da sit alanın içindedir. Hasan subaşı döneminde izin verildi. CHP’li Av. Fahrettin Köken’in de içinde olduğu bir grup buranın yıkılması için dava açmışlardı hafızam beni yanıltmıyorsa.
Hatta Fahrettin Köken, Hasan Subaşı’yı sıkıştırmak için yol kenarlarına konulan parkmatikler vardı. Onların kaldırılması için bile dava açmış, Kumbul kazanınca belediyede göreve başlamıştı. O davada ise hem davacı avukat konumuna, hem de belediyeyi savunmak üzere kendisini bulunca epey gülmüştük.
Her neyse, Migros olayında sonra ne oldu?
Bekin Kumbul belediye başkanlığını kazanınca hep birlikte Migros’un açılışına katıldılar.
Velhasıl eleştiri güzeldir. Hakaret etmeden, küfür etmeden, yaftalamadan eleştirmeye devam. Ben de kendimi geliştirmeye devam edeyim.
Bak siz eleştirince neler hatırlamış oldum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.