EŞ BAŞKANLIK SİSTEMİ

İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayalım.

Gündemde ATSO Seçimlerini kim kazandı muamması var. Ama bunu yazının sonuna yazacağım. Bana göre daha önemli bir konuyu gündeme getirmek istiyorum.

Beyin, omurilik ve sinir cerrahı, aynı zamanda anestezi uzmanı Dr. Figen Yağmur Aslan’ı bırakın Antalya’yı Türkiye’de ve Dünya’da tanımayan yoktur herhalde. Eğitimlerinin bir kısmını Amerika’da almış, ihtisasını yapmış, onlarca ülkede tıp konferanslarında onurlandırılmış, konuşmacı olarak sunumları olan Dr. Figen Yağmur Aslan bunlarla da yetinmeyip, bir hukukçuyla sorun yaşadığında, hukuki sürecini yeteri kadar önem vererek takip etmediğini görünce tepesi atmış. Yeniden üniversite sınavlarına girip İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanmış birisidir.

Geçtiğimiz yıllarda yüksek puanlarla İstanbul Hukuk fakültesini çok çok iyi bir puanla bitirmiş ülkemizin müthiş beyinlerinden birisidir.

Dr. Figen Yağmur Aslan’la ilgili çok çok önemli, ilginç bilgiler var ama ben bunlarla sizi boğmayacağım. Asıl yazacağım konu çok başka.

Dr. Aslan kazandığı tüm parayla Varsak Bölgesinde çok lüks, içinde her türlü tıbbi müdahalelerin de yapılabileceği bir bakım evi kurdu. Hastalarına karşı çok titiz olduğu için ekibiyle birlikte bakabileceği kadar yataklı bakım hastası kabul ediyor.

Şimdi yaşlı ve periyatik bakım hastalarının kaldığı o binaya hırsızlar dadanmış.

Önce bir küçük klimanın dış ünitesini parçalamışlar, borular filan almışlar götürmüşler. Şikayetçi olmuşlar.

Ardından bu sefer büyük klimanın ana motorunu almışlar. Dr. Figen hanım yine şikayetçi olmuş ama polislerin hırsızlıktan bıkkın halleri çok hoşuna gitmemiş. Binanın yan bölümünde büyük bir klima daha var. Hırsızlar nasıl olsa buraya dadandı. “Bunu da çalmaya geleceklerdir” diye ertesi gece aracına binmiş, yanına kahvesini, atıştırmalarını almış ve bakımevinin karşısında beklemeye başlamış.

Nitekim sabaha karşı saat 03.45-04.00 sıralarında iki kişi gelmiş. Bahçenin etrafından binaya doğru yönelince Dr. Figen Yağmur Aslan bunları görüyor ve hiç korkunun zerresi bile aklına gelmeden arabadan çıkıp bunlara yönelmiş. Adamlar Figen hanımı görünce topuklamışlar.

Dr. Figen hanım polislerden kendisine fayda gelmeyeceğini karakola gide-gele anladığı için oturmuş “Bir hırsız çaldığı klima motorunu kime satabilir? Mantığı üzerinden başlamış araştırma yapmaya.

Bu arada internet ortamında ev eşyası, araba, arazi gibi şeyleri satışa sunulan onlarca siteye yazı yazmış “Şu markta ve şu butta klima motoru arıyorum” diye kendi klimasının özelliklerini yazıp atmış.

Nihayet birisi mesaj göndermiş “Elimde size uygun klima motoru var” diye. Dr. Figen Yağmur Aslan mesajı atanı arayınca karşısına o gece gördüğü adam çıkmış. Hemen WhatShaap’taki fotoğrafının ekran görüntüsünü almış. Adama malı görmek istediğini söylüyor ama sonra bir daha adama ulaşamıyor. Orada şöyle bir hata yapmış. Zira telefonunuzdaki bazı özellikler devrede olduğu zaman sizin telefonunun karşı tarafta kayıtlı olmasa bile sizin adınızla çıkıyor. Figen hanımın telefonu da Dr. Figen Yağmur Aslan olarak çıkıyor. Muhtemelen hırsız kimden ne çaldığını bildiği için Figen hanımın telefonlarına çıkmaz olmuş.

Dr. Figen hanım yeniden karakolun yolunu tutuyor. Adamın WhatShaap durum fotoğrafını karakol polisine verip “O gece işyerime hırsızlığa gelen adamla aynı kişidir. Klima motorlarını ve ona benzemez bir çok elinde bu kişinin malzeme var ve internetten satışa çıkarmış. Şikayetçiyim yakalayın” diyor.

Polis, “Tamam ilgileneceğiz” diyerek Dr. Figen Yağmur Aslan’ı karakoldan gönderiyorlar.

Bilin bakalım ne olur sonra?

Karakoldan çıkıp, işyerine doğru giderken defalarca ulaşamadığı hırsızdan bir mesaj “Klima motoru ile başkaları da ilgileniyor” diye bir mesaj alıyor.

Bunların tamamının tesadüf olmayacağını düşünen Dr. Figen Yağmur Aslan vatandaşları uyararak “İnternetten eşya satışına bir düzen getirilmeli. Ayrıca vatandaşlarımız da internetten bir eşya alırken dikkat etmeleri lazım. Çalıntı mal satın almaktan haklarında işlem yapılabilir” diyor.

Eyy Antalya polisi, size güvenimiz tamdır.

Ama hırsızın fotoğrafını bile çekip size getiren bir vatandaşın durumu görmezden gelinemez.

“Amaaan yine klima hırsızlığı” diye kanıksadığınız şeylerin altında insanların alın terleri var. Vatandaş hırsızın fotoğrafını bile çekip size getirmiş yakalamak ve sorguya çekmek için neyi bekliyorsunuz? Eğer o değilse de “Hanımefendi sizin getirdiğiniz fotoğraftaki kişiyi araştırdık. Hırsız o değilmiş” demek çok mu zor.

Geçmişte çok polisle çalıştım. Fuhuş yapan adamlarla ortak çalışanını da gördüm. Hırsızlara yer göstereni de bilirim. Beylik silahı ile kuyumcu gasp eden polisi de tanırım.

Ama bunun yanı sıra evliya gibi polisler de tanıdım.

Kendi çocuğuna ayakkabı almayıp, yetim bir çocuğu giydiren polisin “En azından ben çocuklarımın başındayım. O’nun montum yok diyeceği bir babası bile yok” deyip göz yaşı döken vicdanlı polisi de bilirim.

Antalya polisinin her birinin ayrı ayrı vicdanlı ve suçla mücadele ettiğine inancım tamdır.

Çevremden o kadar çok hırsızlık mağduru insanlar çoğaldı ki!

Hırsızlık hep vardı ama ekonomik kriz nedeniyle daha da artan hırsızlık vakalarına yetişemediklerini tahmin ediyorum.

Vatandaşa bunu münasip bir dille lütfen anlatınız.

Hırsızlığın kökünü kurutmaya önce bu hırsızlık malları satın alanlardan başlayınız lütfen. Gidin Toptancı hal tarafına, Gazi Bulvarı tarafına, eski sanayi etrafında onlarca hurdacı var ve çalınan başta rögar kapakları olmak üzere belediyelerin uyarı levhaları dahil her şeyi bu hurdacılarda bulabilirsiniz.

Hırsızların yeni mecrası internetteki ev eşyası satış yapılan com adresleri olmuş. Polisin de kendisi geliştirerek teknolojiyi kullanması gerekiyor..

Size kolay gelsin, inşallah Dr. Figen Yağmur Aslan’ın klimalarını çalanları bulursunuz.

NOT: ATSO Seçimleri tam gaz devam ediyor. Davut Çetin’in resmi açıklamasına göre 66 meclis üyesi kendisi aldı, 49 meclis üyesi Ali Bahar aldı. 2’de yeşil liste kazandı. Ali Bahar’ın resmi açıklamasına göre ise 52 meclis üyeliğini kendisi aldı, 51 üye Davut Çetin aldı ve geri kalanı yeşil ve bağımsızlar. Sonuç?

Sonucu 7 Ekim Cuma günü başkanlık seçiminde hep birlikte göreceğiz. Sasyal medyada ilk paylaşımımda yazmıştım. “Başlasın meclis üyesi pazarlıkları” diye

Başkanlık, kimin meclis üyesi çok aldığı değil, 7 Ekim gününe kadar kimin karşı taraftan meclis üyesi devşirmesine bağlı.

Veya benim bir önerim var. Paralel yani eş başkanlık sistemi getirsinler veya iki yıl birisi, iki yıl diğeri başkanlık yapsın.

(Kanunen mümkün değil ama başka türlü de işin içinden çıkılmayacak gibi)