1
  • BIST 9006.55
  • Altın 3060.438
  • Dolar 34.2719
  • Euro 37.2152
  • Antalya 20 °C

HAFTASONU EĞLENCESİ

Teslime Tosun


Çok ciddi yazılarımıza hafta sonu  arası verdik. Turgay Genç başkanım hafta sonu rahat etsin, eğlenceli yazıya geçiyoruz. 

Bu haftaki yazımız yine  "Bermuda Şeytan üçgeninden" yani polis-adliye ve hastane üçgeninin hastane ayağından. 

Hastane acil servisinin hemen girişinde polis odası olur. Orası bizim asıl konuşlandığımız bölgedir. Hastane polisi de kafa dengi ise değmeyin keyfimize. 

En sevmediğim haber trafik kazası vakasıdır. Trafik kazası vakası çok çetrefilli ve meşakkatlidir. Trafik kazası olayında önce araçlar olay yerinden kaldırılmadan olay yerinin fotoğrafını çekmek için zamanla ve yolda hızla yarışıyoruz. Ölen varsa vefat edenin vesikalık veya başka şekilde fotoğrafını bulmak zorundayız. Yaralı varsa yaralıyı çek, sürücüleri tespit edip isimleri almaya çalış, onların fotoğraflarını bul, kazanın neden olduğunu çözmeye çalış. Yani trafik kazası olayından nefret ederdim. Cinayet olsa, mis. Bir maktül, bir katil. 

Bir kış günü gece nöbetteyim. Hava da nasıl bilseniz, nemli soğuk. Böyle insanın yüzüne yüzüne kırbaç gibi soğuk rüzgar vuruyor. Polis odasında sıcacık oturuyorum. Ambulans geldi ve ben hareketlendim. Daha ambulansın kapıları açılmadan sordum, şoföre "Ne vakası?"  diye içimden de "Yaşlı kadın hastalanmış" desin diye dua ediyorum.  "Tek taraflı trafik kazası" dedi. "Ölen var mı?" diye sordum. "Yok, yok" dedi. 

"Eh şimdi tek taraflı kazayla uğraşmayayım" dedim ve arkamı dönüp polis odasına yürüdüm. Arkam dönük olduğu için görmüyorum ama sedyeye alınan yaralıyı içeri götürdüler. Tam o sırada bir  hareketlenme başladı. Doktorlar, hemşireler kapının önüne çıkıp, gülüyorlar ve biraz sakinleşip yeniden giriyorlar filan. Merak ettim. 

Burdur Kızılkaya'da iki dönem belediye başkanlığı yapan Canan Atasoy doktor arkadaş gülüyor. "Ne oluyor içerde ya?" dedim. Eliyle işaret etti, 'gir gir' diye.  İçeri girdim,  böyle harbiden "Nazmi dayı" modelinde pala bıyıklı bir amca sedyede yatıyor. Üst taraftan gömlek düğmeleri filan açık ama asıl kanlı bölge altta. Ancak pala dayının kanlı bacaklarında, kendisinden beklenmeyecek bir durum var. 

Bacaklarında bildiğin üzerinde kalpli filan fantezi fileli kırmızı  külotlu çorap var. Kaza olunca bacağı kırılmış, külotlu çorap her tarafından kaçmış,. Baştan aşağı yol olmuş. Amcamın keçi  bacağından daha kıllı,  bacak kılları aradan fırlamış filan ama manzara kanlı olmasına rağmen çok komik.    

Gülerek çıktım. Makinamı almaya gidip dönünceye kadar pala dayıyı aldılar götürdüler. Pala dayının renkli seks dünyasına dalmak istemedim ve haberin peşini bıraktım. 

Ertesi gün, ortopedi servisinde pala dayıyı gördüm. Bir bacağı alçıda ve havada yatıyor. Elinde bir tespih, sallıyor. 

Bunu görünce, gece gördüğüm manzara geldi gözümün önüne. Gülümseyerek "Geçmiş olsun dayı" dedim. Tok bir sesle "Eyvallah yiğenim" dedi. "Dayı kusura bakma da, akşam ki halin neydi öyle? Kamyonda fantezi seks yaparken mi kaza yaptın?" dedim. Adamın gözleri çakmak çakmak oldu. Ayağa kalksa, neredeyse 1.90 boy var, beni ezecek.  "Dayı kızma. Akşam sen getirildiğinde buradaydım. Hepimiz o manzarayı görünce öyle zannettik" dedim. 

Öfkeden dişlerini sıkıyor. Bu arada kapıdan başörtülü, ürkek, süklüm, püklüm bir kadın bakıyor. Dayı kadıncağıza ağır küfürü salladı ve "Gözüm görmesin seni"" diyerek kovdu. Anladım ki, karısı. 

Sonra  olayı anlattı. 


Eski Ford kamyonların ön tarafından soğuk rüzgar esiyor ve kamyon şoförü dayının ayakları üşüyüp, ağrıyor. Bundan şikayet ettikçe karısı içlik almak yerine 'külotlu çoraplar soğuk geçirmez' diye dayımızı ikna edip kendi külotlu çoraplarından birisini giydiriyor. Dayım çok rahat etmiş ama kaza olunca iş değişmiş. 
Ambulansın içinde yaralının pantolonunu çıkarmakla uğraşılmaz. Dayının tüm itirazlarına rağmen acil müdahale için  makas atarak pantolonunu kesince manzara ortaya çıkmış.  

 

Ben "Süklüm-püklüm, ezik, başörtülü köylü tipli kadının, kalpli, kırmızı, fileli gibi külotlu çorapla nasıl bir dünyası varmış be. Görüntüye aldanmamak lazım" diye düşünürken, dayı ise hala öfkeli söyleniyor.

"Külotlu çorap kırmızı olmasaydı eyiydi. Kırmızı bozuyor işi" diyor. 

 

 

 

Bu yazı toplam 2252 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Antalya Haberal | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.