1
  • BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Antalya 21 °C

HAFTASONU EĞLENCESİ

Teslime Tosun


Geldik hafta sonuna ve başlasın hafta sonu eğlencesi diyoruz. 

Uzun yıllar boyunca beni hiç kimse etek giymiş olarak görememiştir
Bu gün sizlere  etek giymekten nasıl vazgeçtiğimi anlatacağım. .

Bizim kuşak VHS Kasetlerde film izleyen bir kuşaktı. Özellikle yeşilçam filmlerinde köylerden gelen kızların nasıl bataklıklara düştüğünü, içeceğine uyku ilacı katılarak tecavüz edildiğini filan izleyerek büyüdük. 

Köyümden yeni çıkmış birisi olarak bende,  başım önümde edepli edepli yürüyen, etekli ve o dönemin modası fırfırlı gömlekleri olan birisiydim. Puantiyeli, çift yırtmaçlı eteklerim ile  özellikle sandalet türü ayakkabılarım ile arzı endam ederdim. 

Ta ki, Bermuda Şeytan üçgeninde yani  polis-adliye ve hastane bölümünde çalışana dek.  

Eski özel idare binasındaki adliye koridorlarında kavga çıkar, elinde fotoğraf makinasıyla ve dar etekle koşamıyorum, merdivenleri çıkamıyorum. Öyle hareketlerimi kısıtlıyor ki anlatılamaz. Ama ısrarla etek giymeye devam ediyorum.  Kendimce buna çözüm olarak kloş etek giymeye başladım. Yani bolca geniiiş, geniş bir etek.  6 metrelik bezi beline dolamış gibi oluyorsun. O kadar faldır faş. 

90'lı yıllar ve 100. yıl caddesi yeni açılıyor. Güllük'teki  Aydın Kanza parkı henüz askerlik şubesi olarak hizmet veriyor. Hemen arkasında yeni bir bina yapıldı ve orada sigorta şirketi var. Sigorta şirketi sahibi, eşi ve sekreteri bıçaklanarak öldürülmüş, binada yangın çıkmıştı. İtfaiye polisler müdahale ederken sigorta sahibinin erkek kardeşinin de bıçaklanmış halde balkon tarafında bulunmuş. 

Herkes gibi bende koşarak gittim olay yerine ama yaralı olarak kurtulan erkek kardeşin fotoğrafını çekmeye yetişemedim.  Şimdiki Atatürk Devlet Hastanesi olan SSK'da tedavi altına alındı.  Polisin elindeki tek şüpheli erkek kardeş olduğu için ilk tedavisinin ardından adamı mahkum odasına koymuşlar. Bir süre sonra zaten ağabeyini, yengesini ve sekterini öldürüp, 'saldırıya uğradık' demek içinde harakiri gibi aynı bıçakla kendi karnına soktuğunu itiraf etmiş. 

Daha 16-17 yaşlarındayım ve Sabah Gazetesinde çalışıyorum o zaman ve büro şefimiz Mehmet Kesim, katil zanlısının mutlaka fotoğrafını çekmemi istedi. SSK binasına gittim. Rahmetli Mustafa Nuri Aloğlu mahkum odasında fotoğrafını çekmiş. Benim gibi bir kaç kişi daha kapıda bekliyor ve bir dolu polis var ve  fotoğraf çektirmiyorlar. 

Size hastanenin mahkum odasını anlatmam gerekiyor. Normal bir pencere yok. Demir kapının ve odanın tavana yakın bir yerde parmaklıklı pencere var. Meslektaşlarım polislerle tartışırken demir kapının mazgalından baktım ki adam çapraz yatmış. Yani tavandaki pencerenin tam karşısında. 

Bendeniz çok uyanığım ya, sessizce aradan sıyrılıp uzaklaştım. 

Bulunduğumuz bloğun zaten tedaviyle filan ilgisi yok. Tavana nasıl çıkarım diye başladım gezinmeye. Koridorun sonunda tuvaletlerin yanında böyle depo gibi bir yer. SSK Zaten Allaha emanet, kapılar açık.  Bir merdiven tavan arasına doğru uzanıyor. 

O günde kloş eteğimi giymişim rahat rahat hareket edebiliyorum. Çıktım merdivenleri, çatıya ulaştım. 

Aman Allah'ım nasıl bir rüzgar başlamış. Antalya'nın deli rüzgarlarından birisi zaten sabahtan bu yana vardı, artık fırtına gibi esmeye başlamış. Güç bela çatıya çıktım ama benim kloş etek neredeyse paraşüt gibi beni uçuracak. 

Önümü bastırıyorum; arkası havalanıyor. Arkayı tutuyorum, önü başıma geçiyor. Çatıda böyle cebelleşerek mahkum penceresine kadar yaklaştım. Kloş eteğimin etrafını toplayıp çömeldim ve tam mahkumun karşısına geçmiş oldum. Fotoğraf makinasını kaldırdım tam fotoğrafını çekeceğim, bir rüzgar çarptı benim kloş etek yine havalandı ve fotoğraf makinası da kapatarak başıma geçti. Elbette benim bacaklar, belime kadar açıkta. 

Eteğimin ön tarafını indirdiğimde tam bu sırada uyuyan mahkum gözlerini açmış, karşısında eteği başına geçmiş iç çamaşırıyla damda, elinde fotoğraf makinasıyla cebelleşen bir kızı görünce adam şok oldu. İstemsizce bağırıyor ama ne söylediği anlaşılmıyor. Polislerde adama bir şey oldu diye, kapıyı açıp odaya topluca daldılar. Mahkum 'ebebebbeğ' diyerek eliyle tavandaki pencereyi gösterdi ve herkes damdaki iç çamaşırıyla ortada olan benim o halimi gördüler. 

Döndüm, çıktığım yere doğru gitmeye çalışırken bir de ne göreyim, aşağıda bir sürü adam damdaki benim o halimi görmüşler ve onlarca kişi dizilmiş beni seyrediyorlar. 

Utancımdan yer yarılsa içine gireceğim. 

İşte o gün benim etek giydiğim son gündür. Etek benim kıyafet tarzımın dışına çıkmıştır. Nasıl bir travma yaşadıysam artık, Allah bir daha bana etek giydirmeyi nasip etmesin diyorum hep. 

 

Bu yazı toplam 2187 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 3
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Antalya Haberal | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.