HAZİRAN'DA ANKARA

Yediğim içtiğim benim olsun, gördüklerimi anlatayım ben size.

Ankara’da Pazartesi gününden itibaren bölgesel yağışlar nedeniyle zor bir gün geçirdik.

Dün ise akşama kadar yağmur bazen bardaktan boşanırcasına, bazen puslu bir hava, ara ara da güneşli bir gün yaşadık.

Salı günü mecliste, akreditasyon, kayıt,kürek işleriyle uğraştım. Mecliste basın salonlarındaki medya kurumların ofislerinin haricinde bilgisayarları kullanabilmek için soruşturmam tamamlanmış ve oluşturulan şifrelerim bilgi işlem bölümünde teslim edildi.

Öğleye kadar bunlarla uğraştıktan sonra Foto Muhabirleri Derneği Genel başkanı sevgili kardeşim Rıza Özel’le birlikte CHP Genel Meclis grubunun yapıldığı salona geçtik. Hınca hınç kalabalığın ortasında kalmıştık.

CHP Genel Başkanı salona Özgür Özel ve aldığı mahkumiyet kararı nedeniyle siyasi yasaklı hale gelen Canan Kaftancıoğlu ile geldi. Basın mensuplarının konuşlandığı bölgede otururken, Canan hanımla selamlaştık. Genel başkan kendisini dinlemeye gelen partililerine büyük ve coşkulu bir konuşma yaptı.

Konuşma bittikten sonra Kılıçdaroğlu, salondan çıkarken arkasında yaklaşık 300 ila 500 kişilik bir grup arkasından seyirtiyordu. Genel başkana yaklaşabilmek için insanlar adeta birbirleri ezdiler. Arada bende gidiyordum, bereket versin seri hareketler ile onlardan kurtulabildim.

“Ankara’da Antalya’lılardan geçilmiyor” demiştim. Nitekim sağıma dönsem Antalya’lılar, soluma dönsem Antalya’lılar ile karşılaştım.

Biliyorsunuz bizdeki oda seçimleri bitti, şimdi ise Federasyon Başkanlıkları seçimleri başladı.

Antalya iş dünyasının yakından tanıdığı Hidayet Gültekin, Berberler Odası Başkanı Yüksel Uzun ve bir muhtar arkadaş ile Mecliste karşılaştık. Atay Uslu vekilimizi ziyaret edip çayını içtik.

AESOB Başkanımız Adlıhan Dere, Ankara’yı adeta hakimiyeti altına almaya başlamış. Gurur duymadım desem yalan olur.

Bunu mecliste tesadüfen sohbet ettiğimiz, hafızam beni yanıltmıyorsa galiba Kayseri veya Sivas olması gerekiyor, Berberler Odası Başkanı olan bir arkadaştan da duyunca hoşuma gitti. Övgüyle bahsedilince Antalya’lı olarak gurur duydum.

Yarın yapılacak Şoförler Odası Federasyon seçimleri için Antalya Şoförler Odası Başkanı Mehmet Ali Alkan, yönetim Kurulu üyelerinden yeğenim olan Tahsin Aytekin Tosun ve diğer yönetim kurulu üyeleri de Ankara’ya geldiler.

Akşam saatlerinde ise Servisçiler Oda Başkanı Süleyman Şahin ve yönetim Kurulu’nun Ankara’ya doğru hareket ettiğini öğrendik.

Sizin anlayacağınız Antalya’lılar Ankara’yı kapı komşusu yaptılar.

Ben hangi federasyon olursa olsun, Konfederasyon olsun, yani hangi kurum olursa olsun başında Antalya’lı olmasından gurur duyarım.

Gözlemlerimize ve duyumlarımıza göre, Adlıhan Dere Başkanım dolu dizgin, koşa koşa TESK’e yani Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfedarasyon Başkanlığına doğru gidiyor.

Anladığımız kadarıyla TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in hem iktidar, hem de muhalefet kanadında pek kredisi kalmamış. Ama Adlıhan Dere eğer bu göreve seçilirse, (Ki seçilmesi için her türlü şartlar mevcut) ben adım gibi eminim hem İktidar partisini hem de diğer tüm muhalefet partilerini tıpkı Antalya’daki gibi ortak payda olan TESK’de buluşturacaktır. Bakanlar, genel müdürler Adlıhan başkanımızın etrafında döneceğinden emin olabilirsiniz.

Antalya’lı olarak üzerimize ne görev düşerse yapmaya hazırız.

Hadi bakalım, şansınız bol olsun, Allah yar ve yardımcınız olsun diyorum.