İHBAR EDİN

Bu gün biraz Antalya’nın suç örgütlerinin gözdesi olduğunu yazmak istedim.

Aslında bu konuyla ilgili olarak Karar Gazetesinde Av. Figen Çalıkuşu çok güzel bir yazı ile yazdı. Çalıkuşu yazısında özellikle Sırp mafyasına dikkat çekmiş ardından “İtalyan Ndrangheta mafyasının liderlerinin bazıları yakalanmış ancak yakalanmayan bir tanesinin kırmızı bülten ile arandığı, Türkiye ve Brezilya arasında hayatını sürdürdüğü iddia ediliyor.” Diye yazmıştı.

Bu yazıdan birkaç gün sonra konuyla ilgili olarak CHP Genel Başkan yardımcısı Tuncay Özkan "4 yıldır aranan İtalyan uyuşturucu kaçakçısı Antalya’da yakalandı. Luciano Camporesi, Avrupa Polis Teşkilatı'nın (Europol) en çok arananlar listesindeydi" ifadelerine yer verdi. Hemen ardından BBS Türkçe’den Övgü Pınar İtalyan Basınında kırmızı bültenle aranan İtalyan uyuşturucu mafya liderinin Antalya’da yakalandığını yazdı.

Basında yer alan bu haberlerin ardından Emniyet Genel Müdürlüğü ve Antalya Emniyet Müdürlüğü bir açıklama ile olayı doğrulayarak “İtalyan Ndrangheta mafyası liderlerinden 47 yaşındaki Luciano Camporesi, İtalya ve Türkiye’den güvenlik güçlerinin işbirliğiyle 11 Kasım’da Antalya’da bir evde yakalandı. Camporesi’nin Türkiye’ye Fransız pasaportu ile ülkeye giriş yaptığı ve Kepez Bölgesinde bir evde yaşadığı belirlenmiştir. Kepez İlçesi’ndeki evine yapılan baskın ile Luciano Camporesi yakalanmıştır” ibareleri kullanıldı.

Peki kimdi Camporesi ve liderliğini yaptığı suç örgütü? Yine BBS Türkçe’den Övgü Pınar’ın haberine göre “İtalyan güvenlik güçleri Ağustos 2018’de, Camporesi’ye ait olduğu belirlenen ‘’Remus’’ isimli bir gemide 20 tondan fazla esrar ele geçirmişti. Geminin tamamı Karadağlı olan 11 kişilik mürettebatı gözaltına alınmıştı. ‘’Pollino – European ‘Ndrangheta Connection’’ (Pollino - Avrupa 'Ndrangheta Bağlantısı) adı verilen soruşturma sonucunda Camporesi uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı suçundan 22 yıl 8 ay hapse çarptırılmıştı. Luciano Camporesi 5 Aralık 2018’den bu yana aranıyordu.

Şimdi gelelim Antalya’ya.

Antalya uluslararası suç örgütleri dünyasının en gözde kentlerinden birisidir.

Burası bir turizm kentidir ve Dünya’nın dört bir yanından, her milletten ve ırktan milyonlarca turist geliyor. Gelen her turisti sokakta çevirip GBT veya interpol taraması yapacak hali yok güvenlik görevlilerinin. Zaten girişte veya çıkışta pasaport kontrolü sırasında İnterpol kaydı varsa anında gözaltına alınıyor.

Çoğu legal yollardan gelen bu uluslararası mafya bozuntuları Antalya’da fazla göze batmadan yaşıyorlar.

Turizm bölgesinde mesela Alanya’da bakıyorsan bir bar var. İçeri girmeye korkarsın ama o bar sanki çok müşterisi var gibi, her gün cirosu tavan yapıyordur. İşte kara para aklamanın en güzel yöntemlerinden birisidir aslında bu yöntem. Turizm bölgelerine gittiğiniz zaman bakarsanız etrafınıza çok rahat böyle işletmeleri ayırt edebilirsiniz.

Şimdi Suriye’deki savaşlar, Ukrayna, Rusya savaşı derken İran’da sokak gösterileri başladı. O bölgelerden sadece canı yanan vatandaş kaçmıyor. Elbette suç örgütleri de hicret ediyor.

Nereye?

Elbette en çok geldikleri ve tercih ettikleri kent olan Antalya’ya.

Bizim istihbarat ağı çok güçlü bir polis teşkilatımız var.

İtalyan mafya lideri Luciano Camporesi’yi de yakalayan bizim Antalya polisimizdir.

Demem o ki, Türk Polis teşkilatı, Antalya polisi Rus mafyası, Sırp Mafyası veya İtalyan mafyası tanımaz. Tıpkı İtalyan suç lideri Luciano Camporesi’ye yaptığı gibi bu gün olmazsa, yarın paket yapıp sahibine iade eder.

Siz sadece şüpheli gördüğünüz, dikkatinizi çeken her şeyi, herkesi polise aktarın yeter.

NOT1: Dün Sayın ABB Başkanı Muhittin Böcek’e yazdığım mektup yavaş yavaş karşılığını buluyor. Sayın Böcek, benim yazımın ardından halkın yüksek sesle dile getirdiği yüksek su faturalarıyla ilgili olarak dün tüm siyasi parti il başkanlarını tek tek telefonla arayarak ASAT binasına davet etti.

Bu gün katılan tüm siyasi il başkanlarının hepsine su faturalarının nasıl yükseldiğine dair brifing ve çözüm önerilerini dile getireceğini düşünüyorum.

Belli olmaz, belki bir çözüm çıkar. Hadi hayırlısı bakalım.

NOT2. Birkaç gün önce Ali Taş Antalya basınına bir çağrıda bulundu ve “Vakit geçirmeden, genel seçim yerel medya koordinasyonu oluşturalım” dedi. Çağrısı çok yerindedir. Antalya basını olarak sadece bazı ajansların geçtiği haberlere bağlı kalmayalım. Bu nedenle Sayın Taş’ın çağrısına eğer güvenli bir haber koordinasyon kurulu kurulacaksa “Ben de varım” diyorum.