İKİ KONU

İKİ KONU 

Dün İbradı Belediye Başkanı CHP'li Serkan Küçükkuru'nun "henüz kurulmamış partinin ilk belediye başkanı" olmasıyla ilgili yazıma oldukça ilginç geri dönüşler aldım. 

Antalya kamuoyu ve bir çok CHP'li Serkan Küçükkuru'nun yeni kurulacak partiye geçeceğini öğrendi ama kimse şaşırmadı. Bu yazıyı kaleme aldığım zamana kadar henüz CHP'den istifa ettiğini açıklamayan Serkan Küçükkuru'nun paylaşımının altına gelen yorumlardan kimlerin CHP'den kopacağı, kimlerin kalacağı net çizgiyle belli oldu.   

Sadece dikkatimi çeken şu oldu. O yorumlara bakınca insanlar içlerinde ne çok şey biriktirmişler. Hele bazıları kinlerini ve nefretlerini kusmak için nasıl da böyle bir mecra bekliyorlarmış. Her koltuğa aday adayı olanlar ama hiç bir şey olamayanlar ne kadar çok kinlenmiş. 

CHP'de başkası olsa anında disiplin kurulu kararı ile ipleri çekilirken, bazılarınının ihraç dosyası aylardır sümenin altında bekliyordu. İhraç edemedikleri böylece gittiği için CHP'li yöneticiler eminim çok rahatlamışlardır.  

---- 
İSTİFALAR BAŞLADI, YA BİRİSİ CANINA KIYARSA!

Gıda Kontrol laboratuvarında görevden alınmasını mensubu olduğu Toç-Bir-Sen genel başkanı aracılığı ile durdurduğu iddia edilen vekil müdür Hüseyin Kafalı'nın gitmeyeceğini anlayan personelden bazıları emekliliğine hayli zaman olmasına rağmen memurluktan istifa ederek çekilmeye başladı. 

Özellikle Ak Partili olduğunu saklamayan memur ve bazı personeli "müdürlük koltuğuna oturabilir" düşüncesi ile mobbing uyguladığı iddia edilen Hüseyin Kafalı'nın görevden alınması umudunu kaybeden personel artık patlama noktasında. 

Mobbinge uğradıklarını iddia eden ve bunu müfettişe anlatan personel, bakan beyin emriyle müfettişe dosyadan el çektirilmesinin ardından bu umutları da bitmişti. Şimdi buradan açık ve net bir şekilde yazacağım. 

Konuşmalardan anladığım kadarıyla intihar etme noktasına gelen bu personelden birisi bile canına kıyarsa, bu güne kadar görüştükleri tüm siyasetçileri ve personele mobbing uygulayanları  "O memurun katili" olarak kamuoyuna duyuracağım. 

O personellerin yalvarmadıkları milletvekili, il başkanı, il başkan yardımcıları, bakanlık bürokratı, sendika yetkilileri kalmadı.   Hiç kimse seslerini duymaya tahammül edemiyor. Herkes kulağını o personellerin yardım çığlıklarına tıkadı. Gözümüzün önünde bir can giderse, ben elimden geldiğini yaptığımı biliyorum ama yardım istedikleri yukarda yazdığım milletvekilleri, il başkanı, il başkan yardımcıları, sendika yetkilileri, bakanlık bürokratlarını isim isim hepsini kamuoyuna duyuracağım. 

Durum işte bu kadar vahim!