İTİBARSIZLAŞTIRMA OPERASYONUNUN DİĞER YÜZÜ

İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayalım.

Geçtiğimiz Nisan ayında Alaaddin Keykubat Üniversitesi Genel Sekreteri Sinan Kartal’a görevden el çektirildi. Kartal'ın yerine yardımcısı Alper Özyürek atanmıştı.

İşte bu görevden el çektirilmesinin ardından, ALKÜ Rektörü Ekrem Kalan hakkında bu güne kadar Alanya’da görülmemiş bir iftira kampanyası başladı. Rektörün eşini aldatmasından tutun da, henüz ergenlik çağındaki kızını bile hiçe sayarak, yıpratma kampanyasında zirve yaptılar.

Rektör bunların nerelerden çıktığını az çok biliyordu. Alkü camiasından ve yakın çevresinden edinebildiğim bilgiler ışığında neler olduğunu ben de dilim döndüğünce sizlere anlatmaya çalışacağım.

ALKÜ Genel Sekreteri Sinan Kartal neden görevden uzaklaştırılmıştı?

Elbette tahmin edebileceğiniz malum konulardan dolayı.

ALKÜ Rektörü göreve geldikten sonra bir çok şeyden haberi olunca, kendisinden önce kurulmuş bir  kadronun kurduğu düzeni dağıtmak istedi. Bazı yanlış şeyleri önlemeye, yasalar çerçevesinde düzeltmeye çalıştı.

iddialara göre Sinan Kartal açığa alındıktan sonra hakkında soruşturma devam ederken kendisine görevlendirme yazısı çıkarttırıp, Ankara Çukurambar’da bir başka kamu kuruluşuna geçti.

(Hakkında soruşturma olan adamı, açığa alınmış kişiyi  başka bir kamunun başındaki yetkili tüm siyasi kanallarını kullanarak sizce neden ister acaba?)

Kartal gitti ancak geride kalanlarla birlikte çok iyi organize olup, Alanya kamuoyunda Rektör Ekrem Kalan’ı itibarsızlaştırmak için müthiş bir karalama operasyonu başlattılar. Alanya basını bu ekibe tam destek verdi.

Her gün Rektör Ekrem Kalan’la ilgili bir başka iddiayı haber halinde gündeme getirdiler.

Alanya’daki ekibin Rektör Kalan’a yönelik itibarsızlaştırma iftira kampanyasında o kadar ileri gittiler ki, sonunda savcılık harekete geçti ve soruşturma başlattı.

Peki savcılığın soruşturmasında elde ettiği bilgiler ışığında kim mevcutlu olarak ifadeye çağrıldı dersiniz?

Elbette kadrosu ALKÜ’de olan eski Genel Sekreter Sinan Kartal’dı. Sinan Kartal Ankara adliyesine mevcutlu olarak ifade alınmaya götürüldü. 

Kartal’ın bağlantıda olduğu çocukluk arkadaşı olan Antalya’daki bir kurumun il müdürü,  ve Ö.Ç., isimli bir başka üniversite görevlisi bu işin içinde oldukları için aynı soruşturmanın kapsamına alındılar. 

Elbette Alanya’daki bir siyasi partinin ilçe başkanının da el altından bu ekibe tam destek verdiğini herkes biliyordu.

(Antlya'daki il müdürünü de  iyi tanıyorum, Ö.Ç.'yi de biliyorum. Devamında uzantılarını da az çok nereye dayandıklarını da gayet iyi biliyorum. Bu gün itibarıyla artık daha fazla ileri gitmezler inşallah) 

Geçtiğimiz günlerde ise ilginç bir şey yaşandı.

Akademisyen Doç. Dr. Mehmet Yılmaz, Yükseköğretim Kurumu'na (YÖK) yazdığı dilekçede görevden alınan Sinan Kartal hakkında, "haksız mal edinme" iddiasında bulundu.

Bununla ilgili olarak Haberinözeti.com internet gazetesinde detaylı bir şekilde haber yayınlandı. Haberin detaylarını oradan okuyabilirsiniz.

KARTAL'IN MAL VARLIĞI

İşte bu haberdeki iddialara göre Doç. Dr. Mehmet Yılmaz’ın Kartal'ın Ankara'da Çankaya'da 3 adet apartman dairesi, Altındağ'da ise arsa satın aldığına işaret ederek, bunun devlet memuru maaşı ile mümkün olmadığını ileri sürdü.

MİLYONLUK EVLER-ARSALAR NASIL ALINDI?

Doç. Dr. Mehmet Yılmaz, Alkü eski Genel Sekreteri Sinan Kartal'ın yasal olmayan yollardan mülk edindiğini iddia ederek, dilekçesinde "Görünen o ki, Sinan Kartal yasal olmayan yollarla edindiği mülkleri kaçırmak ve karartmak için 'güvendiği kişilere devretmek ve gerçek satış yolu ile' ayrıca kendisi hakkında açılabilecek idari ve savcılık soruşturmalarından kaçabilmek için gerek sahte/ gerek haber siteleri ve gerekse de yüzlerce yurt dışı menşeli sosyal medya hesabı üzerinden halen mensubu olduğu üniversitede onlarca insana iftira, karalama ve kumpas kurarak durumunu kurtarma gayreti içerisindedir.” Diyerek ALKÜ Rektörüne yapılan iftiranın başı olduğunu açıklamış oldu.

Doç. Dr. Yılmaz dilekçesinde Sinan Kartal’ın mal varlığını, milyonlarca lira tutarındaki evleri nasıl aldığını da şu cümlelerle açıkladı “Toplamda ihale yolu ile temin edilmesi gereken işleri, menfaat sağlamak için doğrudan temin miktarlarına bölerek M.T isimli iş insanı ve bu iş insanına ait şirketlerden sağlayarak kamu zararına sebep olmuştur. M.T’ye ait ve Sinan Kartal'ın doğrudan temin yolu ile alım yaptığı şirkete kayıtlı 06 AHK 21 plakalı araç bir kaç ay öncesine kadar Sinan Kartal ve ailesi tarafından yıllarca kullanılmıştır. Ayrıca Sinan Kartal yıllar içerisinde sahibi olmadığı 34 YP 1622, 06 AEY 327, 06 BCJ 320 plakalı lüks araçları kullanmıştır. Araçlar kendine ait ise neden kendi ya da aile bireyleri adına tescil ettirmemiştir? Başkasına ait ise hangi sebeple aylık kirası on binlerce lira olan bu lüks araçlar kendisinin kullanımına tahsis edilmiştir. Gerekli araştırma ve soruşturmaların yapılması durumunda yazıda konu edilen olaylar ve mülklerin tamamının doğruluğu görülecektir. Sinan Kartal hakkında idari ve adli soruşturmaların başlatılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim." Dedi.

Mobing iddiası

Kartal’ın ayrıca bazı görevden alınan kişilerle üniversitede "rüşvet çetesi" kurarak, onlarca personele mobing uyguladıkları iddia edildi. Ayrıca, söz konusu kişilerin "YÖK arkamızda" diyerek personel arasında soruşturma korkusu yaydığı, özellikle kadın çalışanları, üniversite yönetimi aleyhine şikayet dilekçesi vermeye zorladığı ileri sürdü.

Hadi buyurun bakalım.

Alanya’daki meslektaşlarım size sesleniyorum. Bilerek veya bilmeyerek hizmet ettiğiniz yapının diğer yüzünü siz de görünüz artık.

Aylardır ALKÜ Rektörüne yönelik ağır itibarsızlaştırma operasyonunun diğer yüzünü artık yapılan zulümlere dayanamayan Doçent Doktor bir akademisyen çıkıp açık açık YÖK’e bildirmiş.

Şikayetlerin kaynağını ve gerekçesini açıklamış. Bu adamlar ALKÜ’Ye geri dönmek ve eski kurdukları düzeni devam ettirmek istiyorlar. Önlerindeki tek engel ise ALKÜ Rektörü Ekrem Kalan’dır.

Prof. Dr. Ekrem Kalan Yörük camiamızın gururudur.

Güvenimiz tamdır.

Ne iftira atılırsa atılsın Allah doğrunun yanındadır.

Bir gün Doç. Dr. Mehmet Yılmaz gibi insaflı, vicdanlı birisi çıkar işte böyle her şeyi açıklayıverir.