Kılıçdaroğlu Antalya CHP'yi cezalandırdı

Son bir kaç gündür sol cenahtan hangi sohbet ortamına girsem varsa yoksa CHP'nin Antalya İl örgütünün kurultay'daki fiyaskosunu konuşuyorlar.

Valla o neydi öyle be?

Sayın Kılıçdaroğlu bana kalırsa birbiriyle kavgalı, birbirlerine sürekli çelme takmaya çalışan, birbirlerinin üzerine basarak yükselmeye çalışan, dağınık, sarsak bir görüntü veren Antalya il örgütünü cezalandırdı. Doğrudur veya yanlıştır bilemem ama aldığım bilgiye göre Muratpaşa İlçe Başkanı Hasan Şahin ve  İl Başkanı Nusret Bayar'ın  önerisiyle olduğunu öğrendiğim ve kendi kişisel çabalarıyla anahtar listeye alınan sevgili meslektaşımız Ebru Küçükaydın'ı ise delegeler kabul etmeyerek en az oyu verip diskalifiye ettiler.

İstanbul, İzmir, Ankara, Adana'dan sonra Antalya gibi bir ilden kurultayda parti meclisime girememesi demek Antalya'nın alınacak tüm kararlardan muaf tutulması demektir.  Bundan daha büyük aşağılama olabilir mi?

Ben demiyorum sosyal medyada eski tüfek CHP'lilerin hepsi hop oturup hop kalkıyorlar. "Masaya yumruğumu vuran il başkanı olacağım" diyen Sayın Nusret Bayar sonuçta tek bir kişiyi bile parti meclisine sokmayı başaramadığına göre masaya bile yaklaşamamış demektir.

Beğenirsiniz beğenmezsiniz daha önce Devrim Kök, Ahmet Kumbul gibi isimlerin  zamanında bile parti meclisinde yerini alan Antalya koca bir sıfır çekti. (Garip Erdoğan'ı karıştırmayın. Adam ömrünü CHP'ye veren bir emekçi. O'nu da  disiplin kurulu gibi bir yere koymuşlar geçmişler işte)

Bende sosyal medyadan ve haber ajanslarından takip ettim kuruldayı.  32 delegenin hepsini tek tek takip edemedim ama bildiğim isimlerin sosyal medyalarında Kurutlay'dan yaptıkları selfie'lerden anladığım kadarıyla Antalya örgütü darmadağın. Bizim delegeler buldukları CHP'nin önde gelen isimleriyle habire selfie çektirip sosyal medyaya atıyorlardı.

Sayın Nusret Bayar tek başına eline almış bir çanta  kurultay yolunda çektirdiği fotoyu paylaşmış. Fotoyu görmeniz lazım, ceket rüzgarla savruluyor, çok önemli evrakların olduğu çanta sol elde filan çok cool bir fotoğraf.

 43 yaşında genç bir idealist olan İzmir İl başkanı Deniz Yücel ise almış yanına parti meclisine girmek isteyen adaylarını , sıfır kompleks ile onlara sahip çıkarak birlikte fotoğraf vermiş. Adam kayırmacılık yok. Bu şunun adamı, o, filanca belediye başkanına yakın, şu isim diğer belediye başkanına yakın, diğerine yükselmemesi için çelme takalım dememiş adam. Kuruldayda ne kadar fazla aday sokabilirizin derdinde. Örgütçülük işte orada.

İki resimi yanyana koyunca zaten anlıyorsunuz ne olduğunu. Lütfen CHP'li kardeşlerim bir baksınlar o fotoğraflara. Benim ne demek istediğimi Antalya CHP'de ne kadar kısır bir siyaset yapıldığını, ne kadar kişiselleştiğini, egoların ne kadar tavanda gezdiğini, bencilliğin hat safhalara ulaştığını, köhne bir siyaset ile boğuştuklarını göreceklerdir.

İki ismi bile belirleyip ortaya sunamadılar.

Milletvekilleri kendileri girmek için, daha sonraki belediye başkanlığı, milletvekilliği gibi konularda söz sahibi olabilmek için omuz omuza çalıştıkları insanların üzerine basmak istediler. Bu nedenle topu birden kaybetti. Kılıçdaroğlu Antalya İl örgütünü cezalandırdı.

Bana kalırsa Antalya için bu kurultayın iki kazananı var. Eğer il örgütü bu iki isme destek vermiş olsaydı onlar bu gün parti meclisinde yerlerini Antalya adına alacaklardı. İlki Barış İşbilen'dir, diğeri Av. Figen Çalıkuşu'dur.

Anahtar listede olmamalarına, Antalya il örgütünün destek vermemesine rağmen Barış İşbilen kendi çalışmalarıyla 127 oy almıştır. Av. Figen Çalıkuşu ise  118 oy alarak isimlerini yazdırmışlardır. Her ikisini de tebrik ediyorum.