KİM O BELEDİYE BAŞKANI

Av. Figen Çalıkuşu, önceki gece Halk Tv’de çıktığı canlı yayında kendisine gelen bir mektuptan bahsetti.

Enteresan mektubun içeriğini okuduğunda hayret ettiğini belirten Çalıkuşu, “Bir ilçe belediye başkanı siyasi rakipleri için bilinen bir televizyon kanalı üzerinde baskı kurmayı başarıp, kendi partisinden rakipleri olarak gördüğü insanları engellemeye çalışıyor ve bunun için kamunun parasını kullanıyormuş. Aynı belediye başkanı bulunduğu kentteki milletvekili listesini dizayn etmek için yine kamunun parasını, yani bizim paramızı kullanarak anket yaptırıyor” dedi.

Bu açıklama da bana fazlasıyla enteresan geldi.

Bir süreden bu yana alttan alta “CHP’de siyasette kimi görmek istersiniz?” sorularının sorulduğu bir anketten bahsediliyordu. Milletvekili listeleri ortaya atılıyor. O listeye herkes bir isim ekliyordu.

Ama bana göre bu anket üfürmeydi.

Yok 3 bin kişi üzerinden yapılmış da falanda-filanda diye yar başında konuşlanan gayya kuyularında sol cenahın piyasasına salınan bir geyik bu. 

Üstelik bu araştırmayı da kimin başını yemek istiyorlarsa "Filanca yaptırdı" diye de o kişinin ismini genel merkeze söylesinler ve tepki çeksin diye isim vermeyi ihmal etmiyorlardı.  

Yine akli melekeleri yerinde olmayanların ortaya salıp, ondan sonra da neredeyse herkesin inandığı bir yalandan öte gitmeyen bir dedikodu.

Zaten yar başındaki gayya kuyusundakiler bayılıyorlar akli melekeleri yerinde olmayanın söylediği böyle üfürmelere.

Baksana son üfürmeleri çok iyi tutmuş ki, taa Çalıkuşuna kadar gitmiş. O bile inanmış böyle bir üfürmeye.

Ama bana enteresan gelen burada başka bir konu var.

Çalıkuşu’nun söylediği bir ilçe belediye başkanının kamunun parasını bir televizyon kanalına bastırıp kendince siyasi rakibi gördüğü kişilerin önünü kesmeye çalışması eylemidir.

İşte bu sonuna kadar doğrudur!

Soru şu: “Kim acaba bu ilçe belediye başkanı?”

NOT: Dün su zamlarına indirim gelmesiyle ilgili olarak yazdığım yazıda “Belki tesadüf oldu, belki gerçekten dikkate alınarak suda indirim yaptılar bilmiyorum. Ama kullandığımız suya indirim konusunda yazdığım yazıyla yüzde 10’luk bile katkım olduysa, mutlu oluyorum böyle durumlarda. Yani gazeteci olarak yazdığınız yazının sonucunda bir şeyler değişince bizim en mutlu olduğumuz anlardan birisidir o an.” Diyerek yazıyı bağlamıştım.

Bu gün Lider gazetesinden meslek büyüğümüz İbrahim Okumamış benim bu yazıma ithafen olduğunu zannediyorum bu güne kadar su zamlarıyla ilgili yazdıkları ne kadar haber varsa gazete 1. Sayfalarını köşesine taşıyarak “Sezarın hakkı sezara” diye başlık atıp “Şimdi bu yazıları görmezden gelip yaklaşık 4 ay sonra, “BEN YAZDIM OLDU” demek sanırım biraz haksızlık olur. Demek ki bir yazı yazmadan önce arşivlere bir bakmakta fayda varmış. Neymiş efendim konuyu ilk gündeme getiren LİDER GAZETE imiş.”

Yani SEZAR’ın HAKKINI SEZAR imiş.” Diye yazdı.

İbrahim abi azıcık keyfe gelmiştim, işte o keyfime limon sıktın.

Abi siz koskoca televizyonlu, gazeteli bir medya kuruluşusunuz.

Ben kıytırık bir internet gazetesinde yazıyorum. Sizin gücünüzle benimki bir mi?

Zaten kim beni niye dikkate alsın?

Sen içini ferah tut.

Kimse benim yazdıklarımı filan dikkate almaz abi.

Kesinlikle ASAT ve Başkan Muhittin Böcek sizin manşete taşıdığınız yerel sorunların başında gelen su fiyatları haberleri nedeniyle indirimi yapmıştır.

Dur bir de büyük harflerle yazayım “ASAT SU İNDİRİMİ LİDER GAZETESİNİN BU KONUYLA İLGİLİ YAZDIĞI HABERLER SONUCUNDA YAPILMIŞTIR”

Ayrıca 14 Kasım günü kaleme aldığım “Günlerdir benim “Antalya Türk gibi para kazanıp, turist gibi para harcadığımız kent” diye söylediklerimi yerel gazetelerden hiç birisi kaale almadı. 1 Kasım günü “Biz gidelim, onlara bırakalım” dedim. Hiçbir gazete yazı işleri müdürleri, çalışan gazeteciler hiç birisi bu kent için parmağını dahi oynatmadı.” Demiştim.

Bu konuyla ilgili olarak yine İbrahim Okumamış abimden itiraz ve uyarı geldi. Kendisi 3 kasım 2022 tarihinde “misafirliğin kısa olanı makbuldür” başlıklı bir yazı ile Antalya’da yabancı popülasyonuna dikkat çekmiştir.

O konuda da hakkını teslim edeyim.

Oldu mu İbrahim abi?  "SEZARIN HAKKINI SEZARA VERDİM Mİ?"