KÖŞEBAŞI
KISA KISA
DÖŞEMEALTI AK PARTİ KARIŞTI
AK Parti Antalya İl Başkanı Sayın İbrahim Ethem Taş belediye başkanlığı seçimlerinin ardından yaptığı basın toplantısında "Döşemealtı'nda oylarımız kafa kafayaydı. Hangi aday olsa kazanabilecektik" diyerek özeleştiride bulunduğu ve gösterdikleri adayın fazladan 100 oy bile getirememesi yüzünden seçimi kaybettiklerini ilan etmişti. Gerçekten de öyle olmuştu ve seçimi 100 civarında oyla kaybetmişlerdi.
Seçimin ardından ise Emre Afacan ve Bekir Kıvrım'ın kafa kafaya vererek hazırladıkları meclis üyeleri ise partiyi ilk terk edenler olmuştu. Kimisi istifa edip CHP'ye geçti, kimisi ise bağımsız olarak yoluna devam etti.
Döşemealtı Ak Parti İlçe Başkanı Bekir Kıvrım, "Mimarsa mimar, gençse genç" diyerek diğer tüm başkan adaylarına mavi boncuk dağıtıp, bir yıl öncesinden can siperane çalıştığı Emre Afacan ve taraftarları tarafından sosyal medyada topa tutuldu. Sosyal Medya Hesaplarından kendisiyle ilgili "Gönüllerin Başkanı" diye paylaşımlar yapan Emre Afacan, seçim döneminde "Döşemealtı gönüllü sevdamız" diye kurulan sosyal medya hesabından Bekir Kıvrım'a kavgada edilmeyecek sözlerle yüklendi.
Aradan bir yıldan fazla zaman geçtikten sonra seçimi kaybetmesinin faturasını Bekir Kıvrım'a yüklemek isteyen Afacan, sosyal medya destek grubundan yayınladığı mesajda "Sayın ilçe başkanım, çok güzel geziyorsun. Seçimde de sen ve yönetimin çalışıp sandıklara itiraz tutanaklarını yapsaydın, sandık başındaki müşahitlerini iyi seçim yapsaydın. Bu gezmelerinden sonra aklımıza başka şeyler gelmeye başladı. Sayın İlçe Başkanım adayın kazanıp, başkanlığı bırakmayacağından mı korktun? Kendi hedeflerin mi vardı da bunları görmedin? Başkanım açık açık soruyorum neden tutanaklara itiraz etmedin? Seçime 1 hafta kala neler değişti? Şu an bu kadar çalışmanın sebebi nedir? " soruları da ardı ardına sıraladı.
Bu paylaşımın ardından Emre Afacan taraftarları olduğu tahmin edilen 3-5 kişi de yorum yaparak Bekir Kıvrım'ı seçimi kaybetmekle ve kendisinin belediye başkanı olma hayali içinde olduklarını yazdılar.
Yani sizin anlayacağınız Ak Parti Döşemealtı'nda çadır karıştı.
ŞAHİN ABA MAHKEME KARARIYLA YENİDEN ADAY
Antalya Bakkallar ve Bayiler Odası'na aday olan Şahin Aba kardeşim aradı. Geçtiğimiz günlerde ona "DERE'yi görmeden paçaları sıvadın" demiştim. Hazirun listesinde olmadığı için başkanlığa aday olamıyordu. Telefonla yaptığımız görÜşmede sesi çok üzüntülü ve karamsardı. Mahkemeye yaptığı itirazın sonucu gelmiş ve Şahin Aba'nın seçime girmesinde bir sakınca yokmuş. Bunu telefonla bana aktarırken, sesi gümbür gümbürdü.
Sevgili kardeşim kendince büyük bir mücadele içinde. Buradan kendisine başarılar diliyorum. Ancak başarılar dilerken, neme lazım. Sen yine de "DERE'yi görmeden, paçaları sıvama" diyorum.
GIDA KONTROL LABORATUVARI MÜDÜRÜ
Sevgili Gıda Kontrol Laboratuvarı Müdürü Hüseyin Kafalı kardeşim. Geçtiğimiz günlerde araya hatırını kıramayacağım kişileri soktun ve seni 2 saati aşkın dinledim. Pardon senin yerine daha fazla yardımcın olan Fatih Beyi dinlemek zorunda kaldım. ( O ne biçim yardımcıdır öyle? Soruyu sana soruyorum, adam eliyle yetmiyor, (Sen bi dur müdür bey) diye konuya dalıp, bana cevap yetiştirmeye çalışıyordu. Benim böyle yardımcım olsa, milletin içinde beni küçük düşürdüğü, beni aptal yerine koyarak , sanki ben konuları bilmiyorum, anlatamıyorum da benden daha iyi biliyormuş gibi yapan yardımcıyı bir dakika tutmam yanımda)
Her neyse,
Son günlerde yine senden şikayetler ayyukaya çıktı. İnsanlar pandemi nedeniyle zaten zor günler yaşıyorlar. Yaşları ilerlemiş memurları emekli olmaya zorlamaktan tut ta, sosyal medyadan "Sebastian" diye birlerine, bir yerlere sürdüreceğin mesajlara kadar yine aynı teraneler.
Sevgili müdürüm, o gün sana söylediklerimi buradan tekrar etmeme gerek yok. Memur elbette ki işten kaytarmak isteyecektir. Senin görevin buna müsaade etmemektir. Ama çalışan her gün mobbing yediği yere ayakları geri geri giderse o iş yerine gelmek işkence haline gelmişse yöneticiye bir kontrol etmek gerekir.
Ben de senin memurun olsam, işçin olsam bana kötü muamelede bulanan müdür olarak senin başarılı olmanı istemem. Bunun içinde elimden geleni yaparım.
O gün yüzüne söyledim; şimdi buradan tekrar ediyorum. Bir çalışan dışarda çay-kahve molasında seni arabayla geçerken gördüğü halde bankta kaykılarak oturduğu gerekçesiyle bu adama ceza vermek seni ancak o çalışanın gözünde küçültür. Bunu sorun yapman da senin kompleks içinde olduğunu gösterir.
Kendince iyi bir insan olabilirsin ama yöneticilik vasıfları maalesef sende eksik sayın müdürüm. Bunu fark eden yardımcın seni adeta maşa gibi kullanıyor. Yardımcın ne dese neredeyse "Peki efendim" diyeceksin. Böyle ast-üst ilişkisi olamaz. Madem senden daha iyi biliyor bunları o müdür olsaymış oraya.
Yardımcın ne diyorsa harfiyen yerine getiriyorsun. Bu nedenle çalışanlarla aranda uçurum oluşmuş. Sana işini öğretmek gibi olmasın ama bunun tam tersi olması gerekiyor. Hatırlatayım sen orada müdürsün, yanında getirdiğin beyefendi senin yardımcın.
Yardımcınla bile ast-üst ilişkisini kuramamışsın. Ben sana daha ne diyeyim çok özel müdürüm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.