Bu gün kısa kısa gideyim diyorum ne dersiniz?
Belediyelerde çalışan sosyal medya biriminin çok hızlı çalıştığını ve bu nedenle hata yaptıklarını düşünüyorum.
Geçenlerde Büyükşehir Belediyesinin bir ilanını gördüm. Serik ilçemiz olmuş 'Seril' ilçesi.
Misal geçenlerde Korkuteli Belediyesi meteorolojik uyarı için sosyal medyadan yayın yapmışlar. Kısaca vatandaşı uyararak yağmur, çamur, kar rüzgar geliyor. Dikkatli olun. Her türlü olumsuzluğa karşı teyakkuzda olacağız. İmza: Hilal Masa Tel: 243 643 60 11.
Haydaaaa, Antalya’nın telefon kodu değişmiş!
Alooo, Hasan Başkan, pardon Saniye Başkan meteorolojik uyarı verdiğiniz gün sizin Hilal masayı kaç kişi arayabildi acaba?
ÇEN BEYANAT MI VERDİN?
Demirören Haber Ajansı Berberler Odası’nın istediği fahiş zamla ilgili haber hazırlamış.
Yüksel Uzun Başkanım beyanat veriyor ajansa “Burası turizm kenti ve biz turizme hizmet ediyoruz. Tuvaletçilere 100’de yüz zam yaptılar. Bize niye yapmıyorlar? Biz esnafımızın çıkarını koruyoruz” diyor.
İlkine ben cevap vereyim.
Antalya’da Türk gibi para kazanıp; turist gibi para harcadığımız bir kent olduğunun apaçık kanıtıdır bu.
Ya kardeşim ortalama bir asgari ücretli Antalya’da yaşayan birisini nasıl turistle aynı tutabilirsin?
Yüksel başkan sizin müşteriniz sadece turistler mi? Dokumadaki mahalle berberi İngiliz kraliyet ailesinden birisini mi traş ediyor da bizim haberimiz yok?
İkincisi: Daha ölmedik. Hidayet Gültekin’de yaşıyor, Sayın Ak Parti Milletvekilimiz Sayın Atay Uslu’da orada.
Geçtiğimiz yıl tesadüfen Atay Uslu vekilimizin meclisteki odasında karşılaştığımızda sen değil miydin Atay Uslu vekilden ricacı olup “Suriyeli berberlere ruhsat verelim. Onlarda çalışsın” diyen.
Peki “Sen nasıl bir oda başkanısın. Yasa dışı berberlik yapan Suriyelilerle senin mücadele etmen gerekiyor. Antalya’lı berberlerin müşterilerini nasıl Suriyelilerle paylaşabilirsin. Bunların Antalya’da oturum hakları bile yok. Sen nasıl onlara ruhsat verilsin diyebilirsin. Sen Suriyeli berberlerin mi, yoksa Antalya’lı berberlerin mi başkanısın?” diye orada sana soran ben değil miydim?.
Kendi esnafının hakkı yerine Suriyeliler için mecliste milletvekili kapılarında bekleyen adam çıkmış şimdi “Esnafımın hakkını koruyorum” diyor.
üçüncüsü: Sana en güzel cevabı aynı röportajda senin esnafın vermiş. Diyor ki bir berber esnaf “Ben 400 liraya zor müşteri buluyorum. Buna bile çok diyen var. Adam eline alıyor makinayı, kendi traşını kendisi yapıyor artık. Yüzde 65 çok ama orta yol bulunsun. Yüzde 40’da razıyım” diye.
ÇOK ÇALIŞTIM SANA ANCA YAPTIM BANA
Konu esnaflardan açılmışken, 3 harfli marketlere, özellikle ana okulların ucuz yollu toptan kırtasiye almak isteyen ‘okul aile birliklerine’ savaş açan Kırtasiyeciler Oda Başkanı Mehmet Bayrak’ın hemen hemen tüm belediyelerin kırtasiye malzemelerini doğrudan alımla kendisine bağladığından haberiniz var mı acaba?
Yemin ediyorum hepiniz “Esnafın hakkını koruyorum” ayağı ile kendi kesenizin peşindesiniz.
Son olarak Kepez Belediyesine çengel atan Kırtasiyeciler Odası Başkanı Mehmet Bayrak, Kepez Belediyesine aylık ne kadar fatura kestiğini, ABB’ye ve diğer belediyelere kendisine ait kırtasiye dükkanından ne kadar ‘doğrudan alımla’ fatura kestiğini bir açıklarsa seviniriz.
Eyy kırtasiyeciler, bu arkadaş da “Çok çalıştım sana, anca yaptım bana” hesabıyla piyasada dolaşıyor.
Oda başkanı olduğunda nesi vardı, oda başkanı olduktan sonra hangi mal varlıklarını ekledi. Bir açıklarsa kamuoyu da öğrenmiş olur.
Seni gidi altın gününün sessiz ve saman altından su yürüten üyesi seni
BU NEYİN ÜCRETİ?
Kırtasiye ve okullardan açılmışken söz bir okulun 2024-2025 eğitim öğretim yılında Kepez Bölgesinde bir okulun çocuk kulubü ücret ödeme planı göndermişler bana.
Her okulun ücretleri değişiyor. Burası Kepez. Daha çok orta gelirli ailelerin oturduğu bir bölge olduğu için fiyatlar ona göre. Az zengin bir muhitte olursa toplanan para miktarı da yükseliyor.
Her neyse bana gönderilen belgeye göre 1-5 şubat arası öğrenci başı 2 bin 120 lira 4 kuruş, 1-5 mart tarihi arasında, 1-5 nisan, 1-5 mayıs aralığında da aynı ücret isteniyor.
Ödeme planı yapıp, aileye göndermişler.
Kim istiyor?
Tabiki okul aile birliği çocuk kulübü adına açılmış banka iban numarası verilerek toplanan bir para.
Açıklama: Okulumuzun temel ihtiyaçlarını (temizlik, güvenlik v.s) temiz ve hijyenjik bir ortam sağlayabilmek, eğitim ve öğretimi bir şekilde sağlayabilmek için demişler.
İnce değil, şöyle kaba-saba bir hesap yaptım.
2 bin 120 liradan; 30 derslikli bir sınıfta toplam 63 bin 600 lira aylık ücret elde ediliyor.
15 derslikli bir okulda ise aylık 954 bin lira elde ediliyor. Yani aylık 1 milyona yakın bir rakamdan bahsediyoruz. Eğitim öğretim yılı 8 ay olduğunu hesaplarsak 8 ayda 7 milyon 632 bin liradan bahsediyoruz.
Ne oluyor arkadaşlar?
Okul Aile Birlikleri bacasız sanayi kurmuşlar. Algısı-vergisi yok her ay 1 milyona yakın nakit, 8 ayda 8 milyona yakın nakit para elde ediyorlar ve nereye harcadıkları, nasıl harcadıkları belli değil.
Biliyoruz ki Milli Eğitim Bakanlığı okullara bütçe vermiyor. Ne yaparsanız kendi imkanlarınızla yapın diyor.
Okulda bir cam kırılsa dahi o pencerenin camını taktıracak bakanlıktan para verilmiyor.
Ama lakin, bu kadarı biraz fazla değil mi?
Asgari ücretli bir ailenin iki çocuğu okula gidiyorsa, aldığı ücretin 4 bin 240 lirası kafadan okula gidiyor. Daha bu çocuğun yemeği var, servis ücreti, cep harçlığı, kılık kıyafeti var.
Yazıktır.
Okul-aile birliklerinin topladıkları bu paraları nereye harcadıklarıyla ilgili olarak bunları denetleyecek bir kurum kuruluş yok mudur acaba?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.