Yeni bir ekiple yayın hayatına başlayan Lider Gazetesi ve meslektaşlarım çok güzel bir haberciliğe imza attılar. Aylardır konuşulan ve ilgili herkesin merakla beklediği Muratpaşa Belediyesindeki müfettiş raporlarına ulaşarak haberleştirdiler.
Ancak müsaade ederlerse bir yerde parantez açmak isterim. Belediye Başkanı Ümit Uysal'ın 'Başkanlık emrine' çektiği bazı müdürler haberde belirtildiği gibi 'Kankamatik' değiller. Orada görevli 15 müdür varsa, bunun 4-5 tanesi 'KIZAK MÜDÜR'dür.
Hafızaları biraz tazelemek gerek. 2014 yılında Süleyman Evcilmen'in CHP'den belediye başkan adayı olarak gösterilmeyeceği ortaya çıkınca hatırlarsanız Muratpaşa'da kadın aday olarak Sultan Yeğen'in ismi açıklanmıştı.
Sultan Yeğen'in belediye başkan adayı olarak isminin açıklanmasına rağmen adaylığını geri çekmesi için üzerine müthiş bir presle baskı kurulmuştu. İşte tam o sırada Mustafa Akaydın'ın seçim koordinatörü olarak Ümit Uysal çalışıyordu. Son anda Ümit Uysal ismi ortaya atılmış ve Yeğen'i istemeyen partililer can havli ile Uysal'a sarılıp, onu belediye başkanlığı koltuğuna taşımışlardı.
Her belediye başkanının hakkı olan yakın çalışma arkadaşlarını kendisinin belirlemesi işlemini Ümit Uysal'da yaptı. Başkanlık yarışı sırasında söz verdiği isimler vardı veya kendisinin belirlediği isimler ile yola devam etmek istiyordu. Bunu yapabilmek için ise Muratpaşa Belediyesinin personeli olduğunu es geçip, 'Süleyman Evcilmen'in adamları' olarak tanımladığı bürokratları görevden aldı.
Günahlarım kadar sevmediğim, adını duyduğum anda iliklerime kadar irrite olduğum Evcilmen'in bürokratlarını görevden alırken, o dönemde çok da nezaket kuralları çerçevesinde olmadı. O bürokratlar kendilerinin 'İtibarsızlaştırıldığını' bile söyleyerek bazı kurumlara şikayetçi oldular. Kimisi idare mahkemesine dava açtı ve asli atamasının yapıldığı müdürlüklerine geri döndüler. Ancak, yine de görevden alınmadan kurtulamadılar.
Yıllar bürokratların dava açmaları, geri dönmeleri ve Ümit Uysal'ın mahkeme kararlarını uygulama işlemleri arasında geçti gitti. Sonunda Sayın Uysal, bu bürokratların dava açamayacakları ama kızakta kalacakları yeri buldu. "Başkanlığa bağlı Strateji geliştirme" gibi bir yerdi ve görevden aldığı müdürleri burada toplayıp KIZAK MÜDÜR yaptı. Bazılarına ise görev vermemek için müdürlükleri bölerek, yeni müdürlükler yaratıp, işlevsiz ve personelsiz olduğu söylenen yerlere atadı.
İşte devletin her ay maaş verdiği, ama personel verilmeyen, görev verilmeyen "Başkanlık emri" denilen yerde bekletilen müdürler KIZAK MÜDÜRLERDİR.
Bu bürokratları Süleyman Evcilmen atamış olabilir, ama kimliklerini de, iradelerini de Evcilmen'e teslim etmediler ya. Evcilmen CHP'de siyaset yaparken bu bürokratlar oradaydı. Yani hiç birisine Ak Partiliydi de diyemezsiniz. İçlerinde belki Sayın Uysal ilkokuldayken, 12 Eylülden sonra sırf CHP'li diye bedel ödeyip, cezaevine girmişler bile vardı. Sayın Uysal görev verdiği zaman yerine getirmeyecekler miydi? Bakın Tuna Hatipoğulları Yılmaz, nasıl çalışıyor? Sayın Tuna Hatipoğulları Yılmaz'ı Evcilmen'e rica edip müdürlük makamına oturtan da, eski ağır ceza reisi olan eski kayınpederidir. Şimdi o hanımefendi Evcilmen'in bürokratı değil miydi?
Yasa diyor zaten diyeceğini. Benim düşünceme göre, görev verilmese bile KIZAK MÜDÜRLER her gün işe gitmeleri gerekiyordu. En azından 'Görev verilmese bile ben mesaimi yapmam lazım. Aldığım maaşı bana mesaiye gitmem için veriliyor. Görev vermiyorsa, bunu başkan düşünsün" demeleri gerekiyordu.
Sayın Uysal, şimdilerde Büyükşehir Belediye Başkan adayı olma ihtimaline üzerinde strateji çalışması yapıyor. 'Büyükşehir'e başkan olursam' diye, elinin altındaki güvendiği personeli 6 ay zabıta müdürlüğü, 6 ay başkan yardımcılığı görevleri gibi görevlendirmeler yapılıyor. Müdürlük vasfını kazananları görevden alıp, yeniden eski yerine gönderiyor. Sırayla yapılan bu işlemlerin tamamının Büyükşehir'de daire başkanlıkları için hazırlık olduğu şeklinde bilgiler geliyor.
Bence yerinde ve akıllı bir strateji. Başkan adayı olan işte böyle yapar. Şimdiden kadrosunu hazırlıyor. Yarın Büyükşehir Belediye başkanı olursa, "Kimi daire başkanı yapalım" diye bir derdi olmayacak.
Liyakat mi?
Liyakatölçermetremiz yok maalesef!
Bir çift sözümde ortalıkta CHP'liyim diye gezenlere gelsin. 12 Eylülden sonra CHP afişi astığı gerekçesiyle daha 17 yaşında iken cezaevi hücrelerine atılan en hakiki partilinize bile sahip çıkamadınız. Tıpkı başkalarında eleştirdiğiniz çıkar, menfaat, nakit, makam ve mevki gibi bir solcuya yakışmayacak şeyler için ağzınızı açıp da "Bir dakika başkan. Bu insan bedel ödemiş birisidir. Uzun yıllardır belediyede çeşitli kademelerde çalıştı. Belediyeciliğin kitabını yazacak kadar tecrübeli. Alnında da en ufak lekesi yok. Herkesin mal varlığı artarken, bu insanın üzerine kayıtlı miras kalan eski bir evden başka bir çöpü bile yok. Bu kadar dürüst ve işini iyi yapan birisi. Böyle bir kenara atamazsınız" diyemediniz. Eğer bunları bir AK Partili Belediye Başkanı yapmış olsaydı, yeri-göğü inletirdiniz. Yetmez o insanı omuzlarınızda taşır ve kahramanlaştırırdınız.
Kendinizden utanmalısınız.
Bu arada CHP Gençlik Kolları Başkanı Musa Gül'ün şu anda çalıştığı yer neresi acaba bilen var mı?
3 HARFLİLER VE CORONA
Kırtasiyeciler Oda Başkanı Sayın Mehmet Bayrak, kendi sosyal medya hesabından yayın yapmış. Corona nedeniyle Antalya'nın renginin kırmızıya dönmesiyle ilgili olarak millete yardırmış. "Teşekkürler AVM'lerde fink atanlar, 3 harfli marketlerde birbirini ezenler, yasaklı günlerde ellerinde poşetle sokaklarda gezenler. Bu esnafın ve halkın ahı sizin üzerinizde" diye.
Haksız mı? Kesinlikle haklı.
Bayrak, kendi esnafını korumak adına AVM'lere ve üç harfliler diye adlandırdığı marketlerde kalem, defter satılmasına acayip muhalif. Bu nedenle oralara gidenlere ve oralardan alış-veriş yapanlara çok kızıyor. Kendi esnafı açısından bakınca çok haklı. Ama bu işin birde halk tarafı var. Neyse o ayrı mesele.
Sayın Mehmet Bayrak'ın yine sosyal medya hesabına bakınca o da az değilmiş hani. .
Ama Bu yüzyılın belası Corona sadece AVM'lere veya 3 harfli marketlere gidenlere mi bulaşıyor acaba?
Mesela bir paylaşımında Sayın Bayrak, bir grup oda başkanlarıyla birlikte Ticaret İl Müdürünü ziyaret etmişler. Fotoğraf çektirirken sosyal mesafeyi bir kenara bırakıp, karede yer almak için adeta birbirlerine yapışmışlar.
Başka bir paylaşımında ise İstanbul'da yapılan ofis-kırtasiye fuarına katılmış. Hatta gitmeden önce tüm kırtasiyecileri bu fuara katılmaya davet etmiş. Corona kesinlikle fuarlara uğramıyor. Eminim fuarda da sosyal mesafe kurallarına göre iştirak etmiştir. Ama fotoğraf çektirirken, ıııh.
Neyse canım o kadar yakınlaşmadan corona bulaşmaz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.