KÖŞEBAŞI
Malum pandemi günlerinde bir yere çıkıp, bir şeyler yapamıyoruz. Geçtiğimiz iki hafta az biraz siyasi kulisleri yokladık,. Sizin için edinebildiğim bilgileri aktarayım dedim.
Daha önce söyledik, şu bakan olacak, bu bakan oluyor diye dillendirilince Cumhurbaşkanımızın ertelediği bir konu vardı. Haydi bir daha tekrarlayalım. Bayramın hemen ertesinde Ankara'da kabine değişikliği bekleniyor.
Pandemi süreci içinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yurt dışı, yurt içi gezilerine ara verince, partiye tam anlamıyla el attı,. Partide sanıyorum Binali Yıldırım 2. adam olarak konumlanacak. Parti içinde büyük değişikliler yapılacak. Sadece siyasi ön görü olarak söylüyorum bunu Mustafa Köse ve Gökçen Özdoğan Enç için biraz daha alan açılacak ve daha iyi yerlerde görebileceğiz. El altından yapılan halk yoklamasında bu iki isim ön plana çıkmıştı.
Ak Parti'de büyük ve köklü değişiklikler geliyor. İnanın organizasyonundan, iletişime, parti yönetimi seçiminden, mahalle delegesine kadar kadar bir çok konuda köklü değişiklikler yaşanacak. Parti yeniden kurgulanıp; yeniden yapılandırılacak.
Devam edelim. "Peki Binali Yıldırım atanması Antalya'da ne değiştirecek?" denilenlere cevap vereyim. Zannımca, son günlerde Ak Parti İl Başkanı "İbrahim Ethem Taş'ın görevden alınacağını veya seçimle yerine başkası seçilecek" diyenlerin sesleri kesilir. Genel olarak suhuletle siyaset yapmayı tercih eden İbrahim Ethem Taş son patlayan Serik olayını, kamuoyuna yeterince açıklayamayınca, böyle sesler yükselmişti. Henüz hiç bir şey belli değil ama parti değişimi yaşarken elbette Antalya'da bu değişim rüzgarından etkilenecektir.
Eğer değişim rüzgarı eserse, olur mu, olmaz mı bilmiyorum ama AK Parti İl Başkanlığı için ismi geçenlerin arasında elimde öyle bir isim var ki, bence dava adamı olan herkes (Evet. İl Başkanlığına yakışır. İşte şimdi oldu) diyecektir. Ancak Parti içindeki bazı gruplar kendilerinin dağıtılacağını, kurdukları tahakkümün sona ereceğini bildikleri için bu ismin il başkanı olmaması için ellerinden geleni yapacaklarından da emin olabilirsiniz. Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın ve parti üst düzey yönetiminden bazı kişilerin telefonla aradığı bilgisini aldığım bu genç ve kendisinden emin, şu anda bir STK başkanı olan bu kardeşimiz il başkanı olursa Antalya'da bir çok dengenin de değişeceğinden emin olabilirsiniz. Parti yeniden kurgulanırken, yapılandırılırken herhalde Antalya'yı es geçmezler" diye düşünüyorum. deyip, CHP İL başkanına geçmek istiyorum.
CHP İL Başkanı Sayın Nusret Bayar, Taş'ın yumuşak karnını bulmuş gibi buraya çalışıyor, çevresindekileri de çalıştırıyor.
Serik'te tüm bu olanları bilen yılların saygın hukukçusu Rasim Demirkan vardır. Açtığı davalar, plajla ilgili verdiği hukuk mücadelesini sosyal medya hesaplarından gün gün paylaşıyor. Paylaşımlarını okursanız, işin özü orada var zaten.
CHP İL Başkanlığı için "Masayı yumruklayan İl Başkanı olacağım. Ben İl Başkanı olursam, İsa Akdemir o koltukta oturamayacak" gibi laflar eden Nusret Başkanımdan bu konuda tıs yok. Gerçi daha sonra masaya yumruk vuran il başkanı olayını mecazen söylediğini açıklayan Sayın Nusret Bayar ne yapıyor sizce?.
Durun ben size bir iki dedikodu aktarayım:))
(Belediye şirketlerinde yönetim kurul üyeleri 1 yıllık süre ile atanıyormuş. Bir yılın sonunda yeni atamalar yapılabiliyor. Yani yönetim kurulu üyelerikleri kendiliğinden düşüyor, yeniden atamaları yapılıyor. ASAT; EKDAĞ. ALDAŞ, ANTEPE, ANSET gibi şirketlere yeni atamalar konusunda Bayar bir hayli çalışmış. Benden duymuş olmayın da yumruk attığı masa meşe ağacından mı, ardıç ağacından mı yapıldı bilinmez ama biraz sağlam çıkmış)
Sayın Nusret Bayar parti içinde sevilen ve saygı duyulan bir isim. Bu günlerde yaptığı basın açıklamaları ile kemikleşmiş partililere gayet de iyi hitap ediyor. Ama halkta karşılığı çok başkadır. Geçmişteki il başkanlarını biliyoruz. Buradan Sayın Bayar'a seslenmek isterim. Sayın Bayar bari sizin döneminizde CHP'nin erkek ERK'lerini göklere çıkarırken, lütfen kadınları da unutmayınız. Hani her seçimde günlerce çalıştırdığınız partinin zencileri olan kadınlarımız var ya işte onlara alan yaratmanız lazım. Bunu başarırsanız, gerisini boşverin sırf bu nedenle size büyük saygı duyarım.
TALANI ÖNLEDİ DİYE GAZETECİYE SALDIRI
Yazayım mı, yazmayayım mı diye düşündüm. Sonra yine vicdan ağır bastı, doğruyu ölünce mi söyleyeceğiz?
Meslektaşım Ali Buldu pandemi sırasında sosyal medya standartlarına göre 150 harfle bazı fırsatçıların Yamansaz'da köyülerin kullanımında olan hazine arazilerini ele geçirdiklerini yazdı ve herkese duyurdu. Köylülerin isyanını, vatandaşlar ile işgalciler arasındaki kavgayı arka arkasına sıraladı.
Ve devletin her kademesi harekete geçti.
Asat bağladığı suları kesti. Muratpaşa Belediyesi devreye girdi filan derken tüm Antalya oradaki usulsüz bir şekilde vatandaşların kullanımındaki hazine arazilerine ev konduranlarla ilgili yasal süreç başlatıldı.
Her gazeteci inanın, bir başka gazetecinin yaptığı haberi içinden kıskanır. Bunu pek belli etmeyiz ama içimize oturur "O haberi neden ben yapamadım, atladım" diye. Bu paylaşımın ardından yine benim 150 gram yağım eridi. (Bunu ben niye yapamadım) diye, kös kös ortalıkta dolandım. Haber hasetliğimden havaya girmesin diye Ali kardeşimi arayıp "iyi haberdi" demedim.
Ama o da ne?
Sosyal medyada birileri çıkmış isim vermeden bu haberi yapanları eleştiriyor. Yamansaz'daki arazilerin talan edilmesine dur diyen muhtar ve iki meclis üyesine saydırıp, onların iş takipçiliğini yapan malum tek kanalın haber müdürü" diyor. "Muhittin Böcek bıraksın gitsin, nasıl olsa Antalya'yı haber müdürü yönetiyor. Hepsini ifşa etçem, Asat Nasıl suyu keser filan, vatandaşın arazisine çökülmesi için zemin hazırlanıyor. Devletin otoritesi ona evinde omlet pişiriyor. Hepinizi reklam etçem" diye saydırıyor.
Haydaaaa!
Ali Buldu'ya bir talanı ortaya çıkardığı gerekçesiyle "Helal olsun" denilecekken birden bire ters istikamet saldırı niye? Ali Buldu bu arkadaşlardan hangisinin tekerine çomak soktu? Zannetmem ama bunu yazan arkadaş yoksa oralarda talana ortak mı olmuştu?
Bir ay sonra ne oldu da arkadaş durduk yere saldırı başlatıldı? Deli mi dürttü sizi?
Bizim meslek maalesef böyledir arkadaşlar. Haber yaparsın "O onun adamı, şurdan çıkarı var, burdan iş takip ediyor o nedenle haber yapıyor" derler. Bazen vicdanın razı gelmez, bazen doğru değildir, bazen maşa yerine kullanıldığını hissedersin ve haber yapmazsın bu seferde "Şurdan para aldı, buna yakın, ondan, bundan dolayı yazmıyor" derler.
Şimdi yazacaklarımı sadece gazeteciler anlayabilir. Sevgili Ali Buldu o attığın kütük değil, kürdan bir kere. Asıl kütüğü bekliyorum senden. Fetteciler hareketlendiğine göre kütük şart oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.