Antalya Haberal

"Afetlerden sonraki iyileşme bireysel değil toplumsal bir süreçtir"

Travma, bireyin veya toplumun başa çıkma kapasitesini aşan, derin izler bırakan olaylar karşısında yaşadığı psikolojik ve duygusal bir durum olarak tanımlanıyor.

05 Şubat 2025 Çarşamba 13:26

"Afetlerden sonraki iyileşme bireysel değil toplumsal bir süreçtir"

Travma, bireyin veya toplumun başa çıkma kapasitesini aşan, derin izler bırakan olaylar karşısında yaşadığı psikolojik ve duygusal bir durum olarak tanımlanıyor. Bazı travmalar yalnızca bireysel değil, toplumsal düzeyde de etkiler bırakabiliyor. Bu travmalar arasında, ülkemizde defalarca yaşanan ve derin izler bırakan depremler en sarsıcı örneklerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Büyük toplumsal travmalar, yalnızca acı ve kayıplarla değil, aynı zamanda dayanışma ve kolektif iyileşmeyle de anılabilir. Medline Adana Hastanesi'nden Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, "Travmaları yalnızca unutmaya çalışarak değil, onları anlamlandırarak, dersler çıkararak ve dayanışmayı artırarak aşabiliriz. Unutulmamalıdır ki, bu gibi durumlarda iyileşme bireysel değil, toplumsal bir süreçtir ve oldukça uzun sürebilir" diyerek şu önemli bilgileri verdi:

"Derin izler bırakıyor

Deprem, insan psikolojisi üzerinde derin ve uzun vadeli etkiler bırakan bir doğal afettir. Aniden ve kontrolümüz dışında gerçekleşmesi, bireylerde yoğun bir çaresizlik hissi oluşturur. Travmaya uğrayan kişilerde yaygın olarak güvensizlik, kaygı, panik ataklar, uyku bozuklukları ve geleceğe dair umutsuzluk gibi belirtiler gözlemlenir. Özellikle evlerini ve sevdiklerini kaybeden bireylerde travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve yas süreci daha ağır seyreder.

Sadece yaşayanlar etkilenmiyor

Depremin psikolojik etkileri yalnızca doğrudan zarar gören kişilerle sınırlı kalmaz. Televizyondan, sosyal medyadan veya tanıklık yoluyla depremi takip eden kişilerde de "ikincil travma" gelişebilir. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve ruhsal olarak hassas bireyler, bu tür olaylardan derin bir şekilde etkilenebilir.

Toplumu etkiliyor

Toplum olarak yaşadığımız büyük travmalar, bireylerin psikolojisini aşarak kolektif bir etki oluşturur. Deprem gibi doğal felaketlerin sonrasında toplumda yaygın olarak yoğun kaygı, korku, güvensizlik, öfke, dayanışma ve kolektif yas süreci gözlenir. Bu gibi durumlarda insanlar, kayıplar karşısında bir araya gelerek destek grupları oluşturabilir, yaralarını birlikte sarabilirler. Ancak bunun için desteğe ihtiyaç duyarlar.

İyileşme sürecinde destek gerekir

Toplum olarak büyük travmalarla başa çıkabilmek için bireysel ve toplumsal düzeyde psikolojik destek mekanizmalarının devreye girmesi gerekir. Travmaların iyileşme süreci, bir anda olmayıp zamana yayılan ve aktif çaba gerektiren bir zamanı kapsar. Deprem gibi afetlerden sonra psikolojik destek çalışmaları, bireylerin travmayı işlemesine yardımcı olur. Psikososyal destek ekipleri, travmaya uğrayan bireylerin duygularını ifade etmelerini sağlayarak iyileşme sürecini hızlandırır.

Travmalardan güçlenerek çıkmak mümkün

Büyük toplumsal travmalar, sonrasında yalnızca acı ve kayıpla değil, aynı zamanda dayanışma ve kolektif iyileşmeyle de anılabilir. Depremler gibi doğal afetlerden sonra yaşanan travmalar, bireylerin ve toplumun dayanıklılığını adeta test eder. Ancak güçlü bir psikososyal destek sistemi, dayanışma ruhu ve önleyici tedbirler, bu tür olaylardan daha bilinçli ve güçlü bir toplum olarak çıkılmasını sağlar. Toplum olarak travmaların tekrarını önlemek için ise bilinçlenme şarttır. Deprem öncesi, sırası ve sonrası yapılması gerekenlerle ilgili farkındalık çalışmaları hem gelecek için şarttır hem de psikolojik dayanıklılığı artırır."

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER

1