Günlerden bu yana üniversiteli öğrenciler sayı olarak yetersiz kalan devlet yurtları, ev sahiplerinin insafsız fahiş fiyatla ev kiralamaya kalkmaları nedeniyle "Barınamıyoruz" diye pasif eylem yapıyorlar. 

Antalya; ev sahiplerinin ve bazı esnafın öğrenciye en acımasız fiyatları uygulayan kentlerin başında geliyor. Bu nedenle üniversiteliler ve aileleri arasında "kabus kent" olarak anılıyor. 

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise daha dün, öğrencilerin barınabilmesi için iki otel ve bir yurt binası kiraladı. Tahmin ediyorum bin kadar üniversiteli öğrencinin barınabilmesi sağlanacak.  

ABB Başkanı Muhittin Böcek'i her türlü eleştirebiliriz. "Hizmet etmiyor, yatırım yapmıyor, projeleri gerçekleştirmiyor" diyebiliriz. Ama Muhittin Böcek'in insani olarak yaptıklarına hiç kimse ağzını açamaz.  Aksine anca saygı duyabilir. 

Konyaaltı Belediye Başkanı iken emeklilerin halini gören başkan Böcek, denize sıfır noktalardan birisi olan belediye arazisini fahiş fiyatla kiralayarak, rant elde etmek yerine emeklilerin birlikte vakit geçirebileceği, okey ve tavla oynayabilecekleri bir mekan haline getirdi. Aynı zamanda o mekanda emeklilere verilen çayları da bedava yaptı. 

Konyaaltı Belediye Başkanlığının son döneminde ise Toros Mahallesinde yani Akdeniz Üniversitesinin karşısına yani Öğretmenevi ve Toros mahallelerinin tam kavşağına kocaman öğrenci evi yaptı. Amacı üniversiteli öğrencilerin aç açına derse girmesinler diye, sabah okula giderken bir tas çorba içebilmeleri için yapmıştı burayı. Çorbalar üniversitelilere ücretsizdi. 

Ömrünün yarıdan fazlasını belediye başkanı olarak geçiren Muhittin Böcek ve ekibi, yine sosyal belediyeciliğini konuşturarak Üniversiteliler için ilk harekete geçen belediye başkanlarından birisi olmuştur. Derhal yurt binası bulunmuş, iki otel ile anlaşma imzalanmış ve sokakta kalan başta kız öğrenciler olmak üzere öğrencilerin imdadına yetişmiştir. 

Sosyal belediyecilik işte budur. Helal olsun başkanım. Dünya var oldukça siz de var olun. Yurtlarda kalacak, kalplerine dokunduğunuz o öğrencilerin ve daha çok ailelerin yaptığı dua size yeter de artar bile.  

ETİK KURALLARDAN BAHSEDENE BAK SEN!

Dün akşam bir video göndermişler bana. Videodaki kişi ABB eski başkanı Mustafa Akaydın'ın danışmanlarından Emrah Yasin Karasu isimli kişi. Mustafa Akaydın hocanın prenslerinden birisi  ve bir dönem Akaydın'ın siyasetine yön veren isim olarak bilinen Karasu, CHP'den milletvekili aday adayı bile olmuştu. Akaydın hoca seçimi kaybedince Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'a yanaşmış hatta belediyenin şirketi Falez A.Ş.'ye genel müdür yardımcısı olmuştu. 

Videoda konuşan Emrah Yasin  Karasu'yu önce tanıyamadım. Zira ben zat-ı muhteremlerini adliyeden tanıyorum. Saçlar uzamış, sakalları koyvermiş. Yani imaj değiştirmiş. Karşımdan gelse tanıyamazdım. 
Her neyse, Sayın Karasu CHP Muratpaşa İlçe Başkan yardımcılarından birisini kafasına takmış. Çektiği ve kendi sosyal medyasından CHP'li camianın göreceği yere koyduğu videoda "ağabey" diye hitap ettiği başkan yardımcısının koltuğundan edecek. Belli! 

CHP İçe başkan yardımcısının oğlu, Ak Parti Muratpaşa ilçe başkanı Osman Ülker'in yanında şoför olarak çalışıyormuş. Bu nedenle o ilçe başkan yardımcısına etik kurallardan bahsediyor. İstifaya davet ediyor. Yetmiyor böyle alttan alttan "Burada isim zikretmiyorum. Eğer istifa etmez isen ismini açıklayacağım" diye baskı yapıyor.  Kendisini üst makama koyup, altta gördüğü ilçe başkanına  "Yarın seçim olunca seninle ne yapacağız" diyor.  

Videoyu izledikçe "Hey yarabbim" dedim. Sayın Karasu, sizin kriterlerinize göre kanlı-bıçaklı düşman ilan ettiğiniz Ak Parti ile kimin teması varsa istifa etmesi gerekiyor öyle mi?  CHP ilçe başkan yardımcısının oğlu Ak Parti İlçe Başkanı Osman Ülker'in yanında şoför olarak çalışıyor diye istifa etmesini isterken, dön bir de daha geçenlerde İl Başkan Yardımcılığına getirilen, hem de büyük tantanalı tartışmaların ardından bu göreve getirilen Gürkan Merthatun'a bir bak. Biraderi Ercan Merthatun Ak Parti Antalya'nın en önemli figürlerinden birisi değil mi? 

O konuyu geçelim, sizin varsayımlarınız üzerine devam edersek eğer, belki o ilçe başkan yardımcısı oğlu vasıtasıyla Ak Parti İlçe Başkanını adım adım takip ediyor. Nereden biliyorsunuz? (Ha bu arada Ak Parti İlçe Başkanı Osman Ülker'in dedesi  efsane CHP'li Hulusi Güven'dir. CHP'nin hafızasından rahmetli Hulusi Güven'i silebilmek mümkün mü?. Ülker'in sülalesinin yarısı CHP'lidir) 

Siz İlçede seçim zamanında o ilçe başkan yardımcısının oğlu vasıtası ile ajanlık filan yapacağını ihtimalini düşünüyorsunuz da,  bütün seçim stratejilerinin konuşulacağı, bütün eylem planlarının yapılacağı İl yönetim kurulundaki Gürcan Merthatun'u ne yapacaksınız. Koca il başkan yardımcısını kapının önünde mi bekleteceksiniz? 

Sayın Karasu, ayrıca etik kurallardan filan bahsetme allahasen. Etik kuralları başkalarına hatırlatabilecek en son kişi maalesef sizsiniz Sayın Karasu. Hafızanızı tazelemek açısından size sadece Antalya 7. Sulh Ceza mahkemesinin hakkınızdaki kararını hatırlatırım. Siz o dönemde istifa etmeyerek, Mustafa Akaydın'ı ne kadar zor durumda bıraktığınızı yine yine yeniden söylememe gerek yoktur her halde. 

Her şeyi bir kenarı bırakın da, siz hala CHP'nin içinde nasıl kaldınız? Asıl ben ona çok şaşırdım.