Dün gecenin bir yarısı gelen telefon ile gözümü açtım. Arkadaşlarıyla gece alem yapan arkadaşım, içki masalarının değişmez mezesi "Ne olacak bu memleketin hali" bölümünde beni arıyorlar. Önce derin bir nefes aldım, devamında ya sabır çekerek aradığı saatin konuşmak için hiç de uygun bir saat olmadığını belirterek kapattım. 
Benim canım  uykum, o dakikadan itibaren sizlere ömür. E ne yapacaksın o saatte. Sosyal medyada dolaşırken Kanal V'de yayınlanan Ali Buldu'nun Yıldıray Sapan ile yaptığı "Seçime doğru" proğramının videosuna rastladım. Muhabirlik içgüdüsü ile "Ali ne sormuş; sayın Sapan ne cevap vermiş" merakıyla izlemeye başladım. 
Sayın Yıldıray Sapan'da insaf, izan, mantık gibi tüm kavramlar firar etmiş. Sevgili meslektaşım Ali Buldu ısrarla söylüyor, "Bakın burası yüksek tansiyon programı değil, Seçime doğru programı. Burada projelerinizi anlatmanız için geldiniz" diyor ama Sayın Sapan tutturmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımızı göreve çağırıyorum. Cumhuriyet savcıları lütfen göreve. İçişleri bakanı Süleyman Soylu, size teessüf ederim neden Erkan Karaarslan'la ilgili bölümleri açıklamıyorsunuz, Neden Ümit Uysal'la ilgili şimdi, bugün işlem başlatmıyorsunuz. Bu adam narsist" filan diye saydırıyor. 
Devamında hafif bıyık altı gülümseme ile kinayeli kinayeli "Gönen isimli kişiyi Turunç masanın başına getirme amacınız nedir? Turunç masada görev alacak kızlar için (Güzel kızlar seçin) dediniz mi? Gibi sorular ardı ardına sıralıyor. 
Sonunda Ali Buldu patladı, "Turunç masada çalışan kadınlara hakaret ediyorsunuz. Ne demek istediğinizi anlamadım. Beni Ümit Uysal'ın avukatlığına soyunduruyorsunuz. Size projeleriniz için burada söz verdik ne projeniz var onları açıklayın" dedi.
Yıldıray Sapan beyefendinin siyaset tarzını zaten beğenmezdim ama bunu izledikten sonra iyice uzak durmak gerektiğine karar verdim.  Turunç masa ile ilgili en fazla yolsuzluklarla ilgili yazanlardan birisi benim. "Bilgisayar belediyeden, araba belediyeden personel maaşı belediyeden paralar firma sahibinin cebine" diye. 
Sayın Sapan sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu? Orada evli olan çalışan kadınlar var. Anneleri var, babaları aileleri, arkadaşları var. Nasıl bir yaftalamadır bu? Bu ne cürettir, bu ne kendini bilmezliktir. Bu ne biçim bir kafa yapısıdır? 
Bırakalım evli olmasını o kadınların, kızların bir gururu var. Siz bu kinayenizi  erkek çalışanlar için söyleyemiyorsanız, kadınlar için hiç söyleyemezsiniz.  Kadın üzerinden siyasetiniz çok çirkin. Yaptığınız kadın üzerinden, cinsiyetçi dilinizi tavrınızı ve siyasetinizi kınıyorum. 
Bu arada Ali Buldu kardeşimin söylediği gibi bizi hakikaten "Ümit Uysal'ın zorla avukatlığını yaptırdınız ya, daha bir şey demiyorum" 
Not: Ali Buldu gerçekten televizyon programı işini iyi bilen biri. Ben olsam sinirlerim zıplar dilime sahip çıkamazdım. Sinirlerine hakim olmasını bilen Buldu, ince ince öyle şeyler söyledi, öyle kelimelerle oynadı ki, karşısındaki kesinlikle dışarı çıktığında ben ne dedim; şimdi ne oldu diye epey düşünmüştür.