BÜROKRASİ HAZRETLERİ HORTLADI
10 Aralık 2021 Cuma 08:41
Geçenlerde yazdım, daha açık bir kez daha yazayım. Son günlerde vatandaşın derdi ekonomi, ama bir de görünmeyen, artık iyiden iyiye kendisini hissettiren bir sorun daha var. O da, resmi dairelerde vatandaşın çözüm bulamaması sorunu.
Bürokratlar, memurlar, kamu kurum ve kuruluşlarındaki yöneticiler sanki gizli bir yerden talimat almışlar gibi “Vatandaşın işini nasıl yaparız” diye değil de “Nasıl yapmayız” odaklı çalışıyorlar. Yani çözüm odaklı değil, sorun odaklı çalışma sistemi başlattılar.
Ak Parti’nin ilk göreve geldiği günleri hepimiz hatırlıyoruz. Öncelik “Vatandaşın işini nasıl çözebiliriz?” noktasında olan bir bürokrasi ile karşı karşıyaydık. Yıllarca resmi dairelerde vatandaş ikinci sınıf insan muamelesi görürken, insanca bir muamele ile karşılaşıp, kendisini değerli hissediyordu. Ak Partili olanların daha hızlı belki ama sıradan vatandaşın gittiği her yerde tık, tık, tık işi çözülüyordu.
Kendimden örnek vereyim size. Mesleki yıpranma hakkımla birlikte Konya’da SGK’da yaptırdığım emeklilik hesabı, Antalya’daki memurda tutmadı. Allah’tan Konya’da elime hesap cetveli ile birlikte “Şu tarihte emekli olabilir” diye bir yazı vermişlerdi. Elimdeki evrakı o tarihte ve o gün yanımda götürmediğim için şifahi söyledim ama beni dinlemediler. Bir gün sonra yine aynı şef ve müdür yardımcısına elimdeki evraklar ile müracaat ettim. Baktılar, incelediler ve dönüp bana “Biz sizden özür dileriz. Bizim görmediğimizi Konya SGK’daki arkadaşlar görmüş. Biz şu ve şu maddeleri atlamışız. Kusura bakmayın”. Dediler.
Bakın ne güzel hatalarını kabul ederek, benimle ilgilendiler ve nazik bir şekilde işlemlerimi hemen yaptılar.
Şimdi aynı şeyi yapmaya kalkın bakalım. Hükümeti bırakın, kendi bölge müdürünü bile zor durumda bırakmak için ellerinden geleni ardına koymayan bir kamu görevlisi kitlesi oluşmuş vaziyette.
Hangi resmi daireye giderseniz gidin, ne sorununuz olursa olsun, yasal bir şey bile talep etseniz, memurların tavırları tavır değil.
Yani sizin anlayacağınız “Bürokrasi hazretleri” yeniden hortladı.
Bazı bölge müdürlerinin hızlı bir şekilde siyasi rüzgara göre pozisyon almaya çalışması nedeniyle vatandaşlar ayrıca mağdur oluyorlar. Öyle ya, bölge müdürü rüzgarın estiği yöne göre pozisyon aldığı yerde şube müdürü, müdür yardımcısı, şef, memur, işçi ne yapsın? O’da kendince pozisyonunu ayarlıyor.
Bakın bu ithamımda iddialıyım.
Bazı bölge müdürlerinin rüzgara göre pozisyon almaları nedeniyle zaten gerilmiş ve ekonomik olarak zor durumda olan vatandaşları biraz daha germek, biraz daha zor duruma sokarak iktidar partisine karşı biraz daha öfke duymalarını istiyormuş gibi bir tavır içindeler.
Elbette bazı uygulamalar, bazı bürokratik şeylerin uygulanmasında can sıkıcı durumlar var. Ama bunu bahane ederek kasten vatandaşı kasan kamu görevlileri türedi. İşi görülmeyen, sıkıntı yaşayan vatandaş ise memura değil de hükümete kızıyor.
Sanki bazı bölge müdürleri de personeliyle birlikte vatandaşları biraz daha mağdur ederek, en basit işlemlerini yapmayarak, bürokraside frene basarak iktidar partisinin altını oyuyor gibi.
Eskiden hastanelerde sıra bekleyen vatandaşlar öfke nöbeti geçirirken, doktora muayene olabilmek için araya tanıdık birilerini koymaya çalışırken, bu öfkenin geldiği noktada Ak Partiyi kurtarıcı gibi görmüştü.
Gerçekten de Ak Parti hükümetinin yaptığı çalışmaların sonucunda sıra bekleme sorunu ortadan kalkmış, vatandaş hastaneye gittiği zaman saatinde muayene girip, gerekli tedavisini yaptırabiliyordu. Bunun karşılığında ise “Gelsin oylar Ak Partiye” oluyordu.
Şimdi aynı vatandaş eski sıra bekledikleri günleri bile arıyorlar. Eskiden doktoru görüp, belki biraz yalvarıp, yakarıp yine de muayene olabiliyordun. Şimdi ya internetten, ya Alo 186’dan veya e devletten randevu alabilirsen alabiliyorsun. Hastaneye gidince “Şu doktora muayene olmak istiyorum” diyemiyorsun. (Hekim seçme hakkını anlatmayın bana. Söylediğim kardiyolojiye muayene olmak istiyorum diyemezsin. Mutlaka önce başka branşta çalışan birisi muayene edecek, gerekli görürse kardiyolojiye sevk ediliyorsun)
Haydi şimdi pandemi var ama pandemiden önce de tıbbi sekreterlerin yanına yaklaşamıyordunuz. Çünkü bir çoğu, vatandaş yanaşıp, bir şey sormasın diye koridordaki vatandaşların oturması için konulan ikili-üçlü kanepeleri masalarının önüne çekmişler. Ne ki, vatandaş onlara yaklaşmasın. İnternetten randevu alıyorsun, kayıt yaptırabilmek için sıra bekliyorsun. Onda da tıbbi sekreterin havasından yanına yaklaşamıyorsun.
Alın iktidar partisine bir öfke daha. .
Bunlar sadece benim verdiğim kısa örnekler. Bunlar her şekilde çoğaltılabilir. Resmi daire ayırmaksızın, her resmi dairede mutlaka bunlar yaşanıyor. Kamu görevlileri frene sonuna kadar basmış vaziyette.
Tarım İl Müdürlüğüne gidin, Milli Eğitim’e gidin, Nüfus İl ve ilçe müdürlüklerine gidin, Vakıflar Bölge Müdürlüğüne gidin, DSİ, Ticaret Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Hastaneye, postaneye, valiliğe nereye giderseniz gidin sorununuzu çözmek için değil, daha da karmaşık hale getirip önünüze bırakıyorlar. Yılıyor insan mücadele etmekle.
Bürokrasi hazretleri hükümeti kilitlemeye çalışırken, aslında devleti kilitliyor!
Başlıyor iktidar partisinden birilerini devreye sokup, işini çözme derdine. Bu sefer daha beter hale geliyor işler.
Ha birde şöyle bir durum var resmi dairelerde. “O bizim cemaatten, bu bizim cemaatten değil” modu var. O daha beter.
Bu konuya dikkat kesilen Bakanlık nezdinde ise işler şöyle yürüyor. Rüzgara göre kendisine yön veren bazı bölge müdürleri-kamu görevlileri elbette sıkıntı. Bu nedenle görevden almaya kalkılınca, devreye iyice güçlenmiş bazı sendikalar, bazı cemaatler ve ne yazık ki bazı iktidar partisi mensupları giriyor.
İşte burada iktidar partisinin mensubu “Ahmet’i-Mehmet’i” koruyacağım, bana biat etsin derken, kendi partisinin altını oyduğunun bile farkında değil.
NOT 1: Bunlara itiraz edecek olan olursa eğer, bu sefer isim isim, yer ve mekan bildirerek yazarım. Hükümeti kilitleyeceğim derken, devlet mekanizmasını kilitleyip, vatandaşı mağdur edenleri tek tek ifşa ederim.
NOT 2: Bunları not ediniz.
Akdeniz Üniversitesinde kantin, restorant, fotokopi merkezi, kafeterya merkezi 20 Aralık tarihinde ihaleye çıkıyor.
Toki, Döşemealtı, Finike, Aksu, Alanya ve Konyaaltı’nda çeşitli arsalarını 21 Aralık tarihinde ihale ile satışa çıkartıyor.
Atatürk Devlet Hastanesi kantini 21 Aralık’ta 24 aylığına ihaleye çıkıyor. Burada dikkat etmek lazım. Atatürk Devlet Hastanesi tadilata girecek. 24 ay yazmasına bakmayın, küt diye tadilata girince ortada kalabilirsiniz.
Kepez ve Manavgat’ta 32 derslikli okul yaptırılacak.