Toplaşın eyy ahali, gıybet var. Azıcık gıybet yapacağız.

Biliyorsunuz 6-8 Mayıs tarihleri arasında Antalya Büyükşehir Belediyesi “Uluslararası Yörük Türkmen Festivali” düzenliyor. Geçtiğimiz günlerde bununla ilgili yazılarımı okuyan takipçilerim biliyorlardır. Yeni okuyanlar ise burada tekrar etmemi beklemesin, açsın eski yazılara bakıp öğrensin.

Azıcık narsistlik gibi oldu ama yazacağım konu daha önemli. Dikkati dağıtmamak gerekli.

Her neyse, hafta sonu açmışım güzel bir film kendime, çayımı da demlemişim ev keyfi yaparken telefonum çaldı. Arayan ismini vermek istemeyen gizemli birisi ve söylediklerine güvenmem için tanıdığım ve sevdiğim birisinin referansını söyledi.

Türk Kurultayı için ABB Genel Sekreter Yardımcısı Durmuş Ali Arslan’la ilgiliydi iddiaları.

İddiaya göre Durmuş Ali Arslan ve İsmail Oskay, şimdi bunlar ikisi bir olmuşlar, kafa kafaya verip, “Uluslararası Yörük Başkanı” diye bir unvan bulmuşlar. Bu ünvana ise bir kadını getirmek istemişler. Yine söylenenlere göre bu ünvanı pazarlamak için ise kalkmışlar önce Süral sülalesinden Süleyman Süral beyefendinin eşi Gülsüm Süral’e ulaşmışlar.

Gülsüm Süral’e “Sizi Uluslararası Yörük Başkanı, Hanımağası” ilan edeceğiz demişler. Başlamışlar pazarlığa. 2 milyona anlaşmışlar. Ancak Gülsüm Süral’in çocukları bu işe sıcak bakmamışlar ve teklifi ret etmişler.

Arslan ve Oskay yılmamışlar hanımağa olacak, zengin kadın avına çıkmışlar.

İddiaya göre Serik cenahlarında mukim “Uluslararası Yörük Boyları Genel Başkan yardımcısı ve Turan devletleri teşkilatı kadın kolları genel başkanı” Emel Yılmaz’a ulaşmışlar. Emlak sektöründe faaliyet gösteren Emel Yılmaz’a “Size Uluslararası Yörük Hanım ağalığı yakışır. Muhittin Böcek’in otağının yanına size de bir otağ kuracağız. Hizmetlerimiz bununla bitmiyor. Yanında Meral Akşener hanımefendiyle birlikte oturacaksınız. Elbette promosyonlarımız bunlarla bitmiyor, Meral Akşener’in yanında , Kemal Kılıçdaroğlu’da gelecek. Siz en önde protokolde Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu ve Muhittin Böcek’le yan yana oturtacağız” demişler.

Yine iddiaya göre Kadının ilgiyle dinlediğini fark edince “Elbette bunun bir bedeli var. Muhittin Böcek, Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte oturmanın bedeli 2 milyoncuk gibi bir ücreti var. Siz bize 2 milyoncuk verirseniz, size bu ünvanı takdim edeceğiz” demişler.

“2 milyon” sözünü duyunca Emel Yılmaz hanımefendi ise “Benim zaten bir sürü unvanım var. Bir sürü çocuk okutuyor, ailelere bakıyorum” deyince, bunlar başlamışlar damping yapmaya. “1.5 milyona indiriyoruz o zaman” dedikleri iddia edildi. Yılmaz yine kabul etmeyince, “Tamam, tamam senin güzel hatırına 1 milyon 250 bin lira. Bak bundan aşağısı sermayesini bile kurtarmaz be ablacım.” Demişler ama celep hesabıyla büyükbaş dana pazarlığı gibi yaptıkları pazarlık işe yaramamış ve Emel Yılmaz hanımefendiyi ikna edememişler.

(Konuşma metinleri tamamen hayalidir) 

Sayın Durmuş Ali Arslan, İsmail Oskay ve çevresindeki şürekası  Sonunda Kırgızistan’lı bir kadını bulmuşlar. Kadın kim derseniz? Kırgızistan’ın kripto kraliçesi olarak tanınan birisi. İsmi Barno Usmanova.

O’nun da Orta Asya Türk Dünyası hanımağası gibi bir unvanı varmış veya bize öyle söylüyorlar. Kim ve nerede bu ünvanı vermişler bilen yok!

Emel Yılmaz hanımefendi ile telefonda konuştum, “Benimle resmen pazarlık yaptılar. Benden parayı Durmuş Ali Arslan istedi. Bağış filan demedi, sadece ‘2 milyon ver’ dedi. Ama ‘makbuz vereceğiz sana’ dediler. 2 milyon bu günkü şartlara çok iyi paradır. Ben 16 tane kız çocuğu okutuyorum, kaç tane aileye bakıyorum. Yörük kültürünü şaklabanlığa çevirdiler iyice. Geçenlerde Durmuş Ali Arslan ve ekibi yine bir toplantı yaptılar. Yanlarında Orta Asya Türk boyları hanıma ağası diye bir kadın bulmuşlar. Kırgızistanlı bu kadın yanında tercümanı ile geldi. Antalya’da uluslararası bir şey yapıyorsan, yörük ve Türkmenlere özgü bir şey yapıyorsan, kadın seçecekseniz, Antalya’lı bir kadına yakışır o ünvan. Şimdi Kırgızistanlı Barno denilen bu kadının elinden tutmuşlar, Muhittin Böcek’in bile yanına götürdüler” dedi.

Gelişmelerden anladığım kadarıyla Çin’in coin para üretimini yasaklamasının ardından Kazakistan dünyada bir numaraya oturdu. Soğuk bir ülke olan ve sanal para basılması sırasında yüksek enerji kullandığı için ısınan makinaların soğutulması konusunda çok avantajlıydı. Anladığım kadarıyla Kazakistan’la aynı iklimi paylaşan Kırgızistan’da bu işe dalmış.

Arkasında ne gibi güçlerin bulunduğu bilinmeyen coin kraliçesi hanımefendi galiba bu teklifi kabul etmiş.

Peki Antalya’lılar Barno Usmanova’yı nereden tanıyorlar?

Geçtiğimiz günlerde bu kadın Antalya’ya geldi ve Porto Bello otelde bir toplantı düzenlendi. Kırgizıstan, Özbekistan, Çavuşistan gibi bölgelerden yatırımcıları Antalya’da ağırlamışlar. Coinlerini tanıttıkları o toplantıya Antalya’lı kalburüstü bazı iş insanını da davet edip, yeni çıkardıkları coinleri pazarlamışlar. Satın alınan coinlerin paraları aynı gün Dubai’ye aktarılmış.

Gelen bilgiler bu yöndeydi.

Şimdi akıllara şöyle sorular geliyor.

ABB başkanı Muhittin Böcek’in celep usulü unvan pazarlama işinden haberi var mı?

Kırgızistan’lı kripto kraliçesine Antalya’nın bu ünvanı pazarlandı mı?

Pazarlandıysa, kaça pazarlandı?

Yanlışım varsa, lütfen düzeltsinler bu para belediyeye bağış olarak aktarılamaz. Peki bu parayı nasıl kayıt altına alacaklar? Belirtilen o makbuz nereden, kesilecekti? Herhangi bir yörük derneği tarafından bağış olarak mı kesilecekti? 

Bağış olarak alınmaz ise Kırgısiztan’lı kripto kraliçesinden açıktan ve keş olarak alınan veya gelecek olan o para kimin cebine girecek?

Sayın Meral Akşener’in ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi bu şekilde pazarlanması ne kadar etiktir?

Sorular daha çok, hem de bir çok var ama şimdilik bu soruları sormuş olalım.

Kimseyi töhmet altında bırakmamak adına, gelecek cevapları buradan yazağımızdan hiç  kimsenin şüphesi bulunmasın! Amacımız doğruyu bulmakdır. 

Kestane kebap, acele cevap