CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞME
16 Haziran 2021 Çarşamba 13:34
Herkese merhabalar.
Geçtiğimiz hafta başkente giderken gezmeye gitmediğimi açıkça belirtmiştim. Devletin bir çok kademesinde olan sevdiğimiz insanlarla çeşitli konularda görüşmeler yaptım.
Beni tanıyanlar bilir. Görüştüğüm siyasetçi, devlet adamları, belediye başkanları ile veya gidip geldiğim yerler ile ilgili olarak fotoğraf çektirip sosyal medyada çok da yayınlayan birisi değilim. Bu nedenle benim kimlerle neler görüştüğümü kimse tahmin edemez. Bu konuda biraz kapalıyımdır.
Ama Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığım görüşmeyi yayınlamak istedim. Verdiği mesajlar vardı ve bunu Antalya CHP’de siyaset yapanların bilmesi ve adımlarını ona göre atmaları gerektiğine inanıyorum.
Neler konuştuğumuza geçmeden önce bazılarının genel merkeze gidip, (tıpkı benim gibi) genel başkanla iki kare fotoğraf çektirip, “Sayın Genel başkanımıza ben çok yakınım, beni çok seviyor, kendisine bir telefon kadar yakınım, genel merkezde söz sahibiyim” şeklinde tatava yapanlara veya hava basanlara inanmayın. Bazen ben de inanıyordum ama vallahi yüzde 90’nı külliyen doğru değil. Bundan sonra “Genel başkanla doğrudan görüşüyorum, filanca genel başkan yardımcısıyla aram çok iyi diyenlere söyleyeceğim tek şey, “Yav he he” olacaktır.
Fotoğraf yayınlamadığım görüşmelerin arasında genel başkan yardımcıları ve CHP’nin çeşitli kademelerinde olan değerli siyasetçiler de vardı.
Şu kadarını size söyleyeyim genel merkezdeki hiç kimse aptal değil. Antalya’da neler olup bitiyor gayet farkındalar ve iyi takip ediyorlar. Edindiğim izlenimlere göre emin olun Antalya il örgütü olarak maalesef imajınız çok da iyi değil.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanına girdiğimde karşılıklı hatır sormadan sonra ilk cümlem “Ben sizin partinize gönül vermiş bir gazeteci filan değilim. Değil CHP’de hiç bir partide siyaset yapmak gibi derdim yok. Buraya da birilerinin adamı olarak da gelmedim. Antalya’da kendime ait bir internet haber sitem var ve son yıllarda siyaset üzerine yazılar yazıyorum. Amacım siyaseti yönlendirmek filan da değil, eleştirilecek konuları eleştirip, övülecek iyi şeyleri de överek kendi yöntemim ve tarzımla siyasi yazılar yazıyorum. Ben eski bir eski bir polis-adliye muhabiriyim. Protokole uygun olmayan, ağzımdan argo kelimeler çıkarsa lütfen bunu saygısızlık olarak almayın” dedim.
Bu sözlerime gözlerinin içi gülerek ve büyük bir nezaketle “Lütfen kendinizi kasmayın rahat olun ve istediğiniz gibi konuşabilirsiniz” dedi.
İşte bu cümle aramızdaki tüm protokolü kaldırdı.
O dakikadan sonra ağzımdan yanlış bir cümle çıkacak diye kendimi kasmayı bırakıp, koyverdim gitti.
Şimdi gelelim detaylara..
Antalya bazı kesimin parti tabanına yaymaya çalıştığı genel merkezin Muhittin Böcek ve ABB Genel Sekreteri Cansel Çevikol’a karşı mesafeli görüşü doğru değil. Tam tersine o bazılarından Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e karşı geliştirilen politikadan ve tepkilerden oldukça rahatsız.
Bunu net bir şekilde ifade etti.
Özellikle ABB Başkanı Muhittin Böcek’in hastalığı ve nekahet döneminde parti içinde ve bazı belediye başkanlarının el altından koltuk simsarlığına girişmesini hiç de hoş görmüyor. Bilmediğim bazı perde arkası olayları da böylece öğrenmiş oldum.
Bilmediğimiz o detaylarda, olayların yaşanması nedeniyle ABB Genel Sekreteri Cansel Çevikol’un yetkilerinin kısıtlanması ile başlayan ve ABB Başkanı Muhittin Böcek’in hastane odasından e imza ile vekil değiştirme krizinde hiç bir yorum yapmayarak, arkasına bile bakmadan çekip gitmesini o zaman anladım.
Parti içinde veya dışında bir kesim tarafından özellikle bir dönem turizmci işadamı Fettah Tamince’nin vekilliğini yaptığı gerekçesiyle FETÖ iltisaklı olarak değerlendirilen Av. Cansel Çevikol ile ilgili olarak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yorumu “Bir insan mesleğini yaptığı gerekçesiyle yaftalanamaz. Fetö olayı maalesef son yıllarda kişileri bertaraf etme yöntemi olarak kullanılmaya başlandı ve suyu çıktı” şeklindeydi.
Yani görüşü oldukça net.
Velhasıl Muhittin Böcek başkana güveni tam.
Bu arada düşmanımın düşmanı dostumdur yöntemi ile uygulanan yıpratma çabalarının da gayet farkında.
PARTİ YÖNETİMİ İLE BELEDİYELERİN ORGANİK BAĞI
Parti yönetimi ile belediyelerin ve belediye başkanlarının organik bağının olması Kemal Kılıçdaroğlu’nu rahatsız eden başka bir konu. Bu konuyla ilgili olarak “Bazen ön seçim çok da doğru bir yöntem olarak değerlendirmemek lazım. Bakıyorsunuz adam akrabalarını, yakınlarını partide delege yapmış. Seçim döneminde en çok da onlar bağırıyor ‘parti içinde ön seçim olsun’ diye. Biliyor ki, ön seçim olursa hiç tereddütsüz kendi ismi çıkacak. Doğru bir isim değilse eğer aday yapmasanız sorun, aday yapsanız başka sorun. Bu konuyla ilgili arkadaşlarımız güzel bir çalışma yapıyor” dedi.
KADIN ADAY GÖSTERİLMEMESİNİN NEDENİNİ SORDUM
Zaman ilerledikçe rahatladım ve genel başkana bir kadın gazeteci olarak Antalya’dan neden bir kadın belediye başkanı veya milletvekili adayı yapmadıklarını sordum. CHP’den en son, Cumhuriyet’in ilk kurulduğu dönemlerde kadın milletvekili olduğunu söyledim.
Gülerek, Sultan Yeğen’i kast edip “Bir tane kadın belediye başkan adayı gösterdik, kıyameti kopardılar, istemediler” dedi. Ben de kendisine o dönemde gösterdiği adayın arkasında direnmesi gerektiğini belirterek “Kopardıkları tantana bir süre sonra dinecekti” dedim. Milletvekili adaylık dönemini hatırlatarak “Av. Figen Çalıkuşu seçilebilecek bir sıradaydı. Ama getirdiniz önüne kontenjan olarak bir erkek aday koydunuz. Madem illaki kontenjan koyacaktınız, sıralamadaki bir başka erkek milletvekili adayı ile yer değiştirseydiniz.” Dedim.
Burada yine ön seçime vurgu yaparak, kontenjan ve partiyle ilgili bazı bilgiler verdi. Ama söylemlerinden anladığım kadarıyla Av. Figen Çalıkuşu’nun çalışmalarını ve özellikle bazı gazetelerde yazdığı yazıları çok dikkatle takip ediyor.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığım görüşmenin en önemli noktalarından birisi de Antalya’daki CHP’li belediye başkanlarının icraatları oldu.
Benim köşe yazılarıma konuk olan, olmayan CHP’li sayın belediye başkanları. Kusura bakmayın ucundan, kıyısından da olsa icraatlarınızı anlattım. Ama sorduğu sorulardan anladığım kadarıyla zaten benim yazılarıma konu olan olaylardan daha fazla bilgiye sahip.
ÇOK BEKLERSİNİZ
Şimdi gelelim en önemli konulardan bir tanesine. Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olacak mı?
Bu konu Antalya için neden önemli önce onu açıklayayım. Aslında bu sadece Antalya içinde geçerli değil, tüm Türkiye için geçerli. Miadı dolmuş veya icraatları nedeniyle bir daha aday gösterilmeme söz konusu olan bazı belediye başkanlarının şöyle bir hesabı varmış.
Kemal Kılıçdaroğlu eğer Cumhurbaşkanı adayı olursa, partinin yönetimi ve belediye başkanı belirleyici unsurundan uzak olacağı düşüncesi varmış. Eğer böyle bir süreç işlerse Kılıçdaroğlu’nun partinin yönetiminden uzaklaşırsa, yeniden seçilmek isteyen miadı dolmuş veya kötü icraat içindeki isimler yeniden aday olma umutları varmış.
Bu nedenle Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması onlar için çok önemliymiş. Bunu genel merkezde ve bazı siyasetçilerin ofislerinde öğrendim.
Ama çok beklersiniz diyorum. Bunun nedeni Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına aday olmayacak diye kesin bir bilgiye sahip olduğum için değil. Bu konuyla ilgili hiçbir şey konuşmadık. Ama genel olarak öğrendiğim bir şey var o da, Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olsa da, olmasa da isimleri çizilenleri hiç kimse değiştiremeyecek. Zira bu konuyla ilgili çalışmalarda gelinen noktanın kimleri aday göstermeyecekleri belli.
Ama kimi aday göstereceklerine dair çalışmalar devam ediyormuş.
Doğru mu değil mi bilemem. Zaman gösterecek.
Bu gün biraz uzun oldu.
Günlerdir yazmadığımı telafi etmek istedim.