Bu gün size ülkemizdeki siyasetin ne kadar yozlaştığına, o yozlaşmanın insanlar üzerindeki etkilerine dair ibretlik bir durumdan bahsetmek istiyorum.

Gerçi seçimlere şurda birkaç gün kala her ilçede, her köyde, her mahallede buna benzer hikayeler duyup, hayretler içerisinde kaldığınız olaylar mutlaka oluyordur.

Neyse, Antalya’nın merkez ilçelerinden Döşemealtı’nı biliyorsunuz. Aynı zamanda benim doğup büyüdüğüm ve koskoca ilçe olmasına rağmen biz yerli halkın dilinde hala ‘Köy’ diye tabir ettiğimiz yer.

Dışardan aldığı nüfus ile normal seyrinin dışında hormonlu bir şekilde büyüyen ilçemizde bu günlerde yozlaşmış siyasetin ve siyasetçilerin örnekleriyle dolmuş taşıyor bile.

YRP’den Mesut Hekimoğlu, AK Partiden Bekir Kıvrım, İYİ Partiden Emre Afacan ve CHP’den Menderes Dal’la birlikte 4 adaylı seçime giden Döşemealtı’nda adaylar arasındaki oy kapma yarışı hızlandı.

Belediye başkan adaylarının haricinde Döşemealtı siyasetine yön vermeye çalışan, önceki dönem hem Ak Partiden, hem CHP’den belediye başkanlığı yapmış olan Nurettin Tursun başrole soyunmuş.

Sayın Tursun’nun parti değiştirme huyundan dolayı siyasetin omurgalı duruş sergileyemediği için Döşemealtı halkı tarafından biraz aforoz edilmiş bir isim.

Bu nedenle yerel seçimlerde siyaset sahnesine CHP’nin meclis üyesi 1. Sırasına kardeşi Süleyman Tursun’u yerleştirip kendisini Menderes Dal’ın yanında “EŞ BAŞKAN” olarak görüyor.

Kardeşi sonuçta ve 10 yıl belediye başkanlığı yapmış birisinin de siyasi birikimini bu şekilde kullanması gayet doğaldır.

Doğal olmayan kendisini “EŞ BAŞKAN” olarak görmesi.

Belediyede çalışan işçilerin iddiasına göre Nurettin Tursun kendilerine, “Seni ben işe aldım, Bekir Kıvrım’a oy vermeyeceksin. Emre Afacan’a oy vermeyeceksin” diyerek baskı yapmaya çalışıyor.

Gariban asgari ücretle çalışan işçileri CHP olarak Menderes Dal seçildiği takdirde onları ekmek paraları, nafakaları ile oynayacağının imasını yapıyor.

Neden kendisini “EŞ BAŞKAN” olarak gördüğünü yazdığımı anlamışsınızdır.

BU NASIL BİR SİYASETÇİDİR?

Geçenlerde Döşemealtı’nda bir belediye başkan adayının yanındayım. Tesadüfen Nurettin Tursun telefonla aradı ve başkan adayı ile telefonda konuşuyorlar. Akşama kadar telefon kulağına yapışmış yaşadığı için, başkan adayı masaya telefonu koydu ve megafonu açmış vaziyette konuşuyor.

Aralarında bir liste konusu var. Başkan adayı ‘Listeyi ne zaman vereceksin?’ diye soruyor, Nurettin Tursun ise ‘hazırlıyorum, hazırlıyorum. Yarına vercem ben sana. CHP’yi de vercem’ diyor.

Gazetecilik dürtüsü ile “Ne listesidir bu?” diye sordum.

Hem Ak Partide, hem CHP’de belediye başkanı olan Nurettin Tursun ağabeyimiz meğer hem Ak Parti’nin hem de CHP’nin seçmenlerini çok iyi tanıdığı için anladığım kadarıyla ilçedeki insanları listelemiş, mecazi anlamda fişlemiş.

Bir yandan Ak Partili kemikleşmiş seçmenleri iyi bildiği için Ak Partiye ve Bekir Kıvrım’a gidecek oyları bölmek adına başka bir belediye başkan adayına Ak Partili seçmeni ikna etmesi için listesine yazdığı Ak Partilileri pazarlıyor.

Burada amaç Bekir Kıvrım’a yani Ak Partiye seçimi kaybettirmek.

Diğer yandan CHP’li seçmeni de çok iyi tanıdığı için onları da kendince iddiaya göre isim isim listelemiş ve fişlemiş.

Son yıllardaki CHP’nin gidişatından, ilçedeki 10 yıllık CHP döneminde partiden illallah etmiş ve CHP meclis üyesi listelerindeki Ak Partiden devşirme meclis üyesi adayları nedeniyle CHP’ye oy vermeyecek tepkili partilileri de fişleyip, diğer başkan adayına pazarlıyor.

Burada da bir taşla iki kuş vurma amacı. Hem İyi Partiye gidebilecek oyların önünü kesmek, hem de Ak Partili adayı baltalamak.

CHP’ye oy vermeyeceğini düşündüğü riskli gördüğü CHP’li seçmenleri elemiş, kendince isim isim hazırlamış ve başka bir partinin belediye başkan adayına pazarlıyor.

Ben böyle entrikalı bir şeyi ilk defa gördüm.

Ya Nurettin Tursun, hakkında devleti dolandırmak suçlaması ile ağır cezada yargılanırken bile seni Ak Parti Belediye başkanı yapmadı mı?

Ak Parti senin gerçek yüzünü gördükten sonra gittiğin CHP, Ak Partinin kapısında bekleyip, “Beni partiye geri alın” diye yalvaracağını, geri döneceğini bile bile seni belediye başkanı yapmadı mı?

HADİ BUNA DA YALAN DE!

Ben telefon konuşmasına şahidim. Benimle birlikte oradaki kaç kişi buna şahit oldu. Eğer telefonda söylediklerin doğruysa sen halkı bu şekilde listeleyip, kendince fişleyip böyle bir şey yapman siyasi etiğe sığmaz.

Üstelik ağzının kenarına bile bulaştırmadan nasıl da insanlara doğru olmayan şeyler söyleyebiliyorsun?

Duydum ki, EŞ BAŞKANLIĞIN yanı sıra ikinci B planında Büyükşehiri Muhittin Böcek başkan kazanırsa, İsa Akdemir’in yerine kırsal daire başkanı olmayı planlıyormuşsun.

Eğer Döşemealtı halkı seni istemiş olsaydı kimse adaylığının önüne geçemezdi.

Bu halk eğer CHP’ye oy atacaksa Menderes Dal’ı belediye başkanı seçmek için atacaktır. Seni EŞ BAŞKAN yapmak için değil.

Eyy Döşemealtındaki CHP’li seçmenler, eğer Menderes Dal bu olaya müdahale etmez ise siz Nurettin Tursun’u eş başkan seçmiş olacaksınız.

Menderes Dal ise Belediye Başkanlığı koltuğunda sembolik olarak oturacaktır. Zaten meclis üyelerini arkadaş kendisine göre dizayn etmiş. Sayın Dal’ı oturduğu sembolik başkanlık koltuğunda, hiçbir irade göstermesine müsaade bile etmeden kendi kafalarına göre yönetmeyi planlıyorlar.

‘İki dönem belediye başkanlığı yapmış bir siyasetçi kendisini ancak bu kadar küçültebilirdi’ Diyorum başka bir şey demiyorum.

NOT 1: Sayın Tursun, bu yazıdan sonra bana kızıp, Döşemealtında yaşayan ailemden herhangi bir ferdine bulaşmanı tavsiye etmiyorum. Dedikodu yapıp, iftira atmaya yeltenip, parayla tuttuğun seçim fedailerine talimat verip, zarar vermeye kalkma e mi!

Benim yerim belli, telefonum sende var. Çağırdığın anda tek başıma nereye istersen gelirim saygıdeğer EŞ BAŞKANIM.

NOT 2: Nurettin Tursun hazırladığı CHP ve Ak Parti listesini benim yazdığım bir yazıdan sonra o belediye başkan adayına vermedi.