GÖÇ YOLDA DÜZELİR
12 Nisan 2022 Salı 09:25
Dün “Celep usulü pazarlık” yazımın ardından Yörükler İl Hatunu Sibel Gezen aradı telefonla.
Son derece kibar ve nazik bir şekilde halimi hatırımı sorduktan sonra ABB Genel Sekreter Yardımcısı Durmuş Ali Arslan’a ve Kent Tarihi Daire Başkanı İsmail Oskay'a haksızlık yaptığımı söyledi.
Şaşırdım! Nedeni sordum.
“Bak güzel kardeşim Durmuş Ali Arslan bizim Aksu bölgesindendir. Kendisini çok yakınen tanırım ve dürüstlüğünden asla şüphem yoktur. İsmail Oskay'da yörük ve çok çalışkan birisi. Sayın ABB Başkanımız Muhittin Böcek başta olmak üzere devasa bir organizasyonu gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Kolay değil, Orta Asya’dan, Balkanlara kadar tüm Türk dünyasını Antalya’da bir araya getirebilmek. Bu organizasyonu yaparken elbette sponsorluk sistemini de devreye sokuyorlar. Zira aklınıza gelmeyecek yerlere harcamalar çıkıyor. Belediyenin bütçesi zaman zaman böyle harcamalara el vermediği durumlar olabilir. Yörük olarak hepimizin üzerine görevler düşüyor. Elbette böyle anlarda maddi durumu yerinde olan iş insanları belli ünvanlar ile onure edilerek destek olmalarında hiçbir sakınca yoktur. Durmuş Ali Arslan kardeşim de şu anda bunu yapıyor” dedi.
İyi ama buldukları Kırgızistan’lı kadına ne diyorsunuz? Dedim.
“O kadını tanımıyorum. Hiç görmedim. Ama Sayın Muhittin Böcek başkanımız ve Durmuş Ali Arslan kardeşimin samimiyetlerine ve dürüstlüklerine güveniyorum. O hanımefendinin şu anda yaptıkları gayri resmi bir iş yok anladığım kadarıyla. Ama bundan sonra yaparsa suç şahsidir. Her resim çektirdiğimiz, her girişimci veya unvan sahibi suç işlemeyecek diye bir şey yok. Bu gün bir bardak çay içtiğimiz kişi, yarın suç işlerse yaptığı o suça ortak olmadık ya!” dedi.
Peki celep usulü pazarlık yapılmasına, Sayın Akşener’in, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu pazarlıkta konu edilmesine ne diyorsunuz? Dedim.
Gayet samimi bir şekilde “Eh be ablam, günümüz şartlarında kim kime ‘A aa ne güzel bir şey yapacaksınız, alın benden de bu kadar para’ diyor? Ortada henüz hiçbir şey olmadığı için, unvan karşılığında sponsorluk teklif ettikleri insanlara orada nelerin olacağını açıklıyorlar. Yazınızdan anladığım kadarıyla Muhittin Böcek başkanımızın çadırında Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Meral Akşener ile oturacağının açıklamasını yapmış. Böyle durumlarda kişi ‘Ben bu kadar para veriyorum ama orada ben nasıl karşılanacağım, nereye oturacağım gibi soruların cevaplarını vermiş oluyorlar.” Dedi.
Sayın Gezen devamla, “Bakın size şunu söyleyeyim, bu gün Durmuş Ali Arslan kardeşim sponsor bulmakta zorlanabilir ama gelecek yıl Türk Dünyası buluşmasında o ünvanı alabilmek için herkes bir biriyle yarışacağından emin olabilirsiniz. Yapılan organizasyon gerçekten muhteşem olacak.” Dedi.
Gezen son söz olarak “Sizin düşüncenizi az çok biliyorum, saygı da duyuyorum ama bir yörük olarak, Antalya İl Hatunu olarak , kendileri de yörük olan Sayın Muhittin Böcek başkanıma ve başından bu yana deli gibi çalışan Durmuş Ali Arslan ve İsmail Oskay kardeşimize Antalya’da Türk dünyasını buluştarabildikleri, Yörükleri bir araya getirebildikleri bir festivali düzenledikleri için teşekkür ediyorum ve onlarla gurur duyuyorum. Bu gibi organizasyonlarda ufak tefek yol kazaları olur, kırgınlıklar olur, eksik-gedik her şey olur. Ama bir yörük atasözü ne der bilir misin?. Göç yolda düzelir. Düzelir düzelir gider ablam. Önemli olan yolun sonunda tüm Dünya Yörük ve Türkmenlerin bir arada olacaklar ” dedi.
Sayın Gezen’in düşünceleri de bunlar.
Bilemedim şimdi ne diyeceğimi.
Acaba ben mi yanlış düşündüm?
Olaya yanlış tarafından mı baktım?
Sayın Durmuş Ali Arslan ve Sayın İsmail Oskay’a karşı haksızlık mı yaptım?
Onlar benim ırkım için ortaya bir eser koymaya çalışırken, hiç sevmediğim bir tarz olan bir şeyler yapmaya çalışan insanların şevklerini kırıp, işlerini baltalamaya mı çalıştım?.
Eğer öyle yapmışsam, bu anlamda çok kötü hisseder, utanır ve kendimi affetmem.
Ancak bunu zaman gösterecek. Ya ben yazdıklarımdan utanacağım veya erken görüp uyardığım için içten içe mutlu olacağım. Bekleyip göreceğiz bakalım.