Bu gün kısa kısa iki konuya değineceğim.

İlki CHP’li Gürcan Merhatun telefonla arayarak arkadaşı, partidaşı CHP İl Başkan Yardımcısı Anıl A. İle yazdıklarım karşısında sitemlerini iletti.

Yol arkadaşıdır, dostudur. Bu onun dostluk görevidir.

Ayrıca ‘Anıl konuşursa yanarız’ hesabıyla yapmıyorsa bir arkadaşını, dostunu korumaya çalışmasını çok büyük takdirle karşıladım. Kara gün dostluğu hiçbir şeye değişilmez.

Böyle zamanlarda insanın etrafında hiç kimse kalmaz. En zoru da budur!

O nedenle sitemlerini aldım başımın üzerine koydum.

Terracity Alış veriş merkezinin arkasındaki yeri yaklaşık bir yıl önce kendisi “Benim” demişti. Ama şimdi “Kuzenlerimin ve 6 aydır görüşmüyorum” dedi.

Vatandaşın beyanı benim için esasdır.

Her neyse, konumuza dönecek olursak. Sevgili Gürcan Merthatun kardeşim, Anıl A.’ın ifadelerinde yer alan ve Anıl A. ile yaptığın görüşmelerin arasında geçen, bu nedenle polisin takibine de takılan sizin yasa dışı sanal bahis işi girişiminize ne demeli?

Konuşmalarda, yazışmalarda geçen “Acil acil kart dolum” işleri ne oluyor mesela?

Esrar almaya gitmelere ne demeli?

Döşemealtı’ndaki Beyaz Saray Konaklarındaki ikinci suikast timindeki çete üyelerine silah ve mühimmat gönderme işlerine ne demeli?

Neden ruhsatsız silah arayan herkes Anıl A.’yı buluyor?

Bir önceki dönem belediye başkan yardımcısı arkadaşın da ruhsatlı silah almaya haiz olmasına rağmen neden ruhsatsız silah almak için Anıl A.’yı arıyor?

Peki ABB Başkanı Muhittin Böcek’in torunun olduğu bilgisini çetenin lideri olan O.Ş.’ye WhatsApp üzerinden gönderen kim?

Başkan Böcek’in oğlunu 30 milyon vermesi için ölümle tehdit eden kim?

Telefonda bana söylediğin “O.Ş. isimli kişi Muhittin Böcek’le çok samimiydi” sözlerini açtım telefonu sayın Böcek’e sordum.

Kısaca “Benim çakallarla, çukallarla işim olmaz” Dedi.

Galiba O.Ş.”Muhittin Böcek’le samimiyim” diyerek sizi biraz keklemiş.

O MAKAM, SAYGIN BİR MAKAMDIR!

Dün öğle saatlerinde bir meslektaşım aradı ve Hafriyatçılar Odası Başkanı Özgür Bucaklı’nın Ferrokrom’a ait zehirli atığı, hafriyat ücreti ödememek için kamyonlardaki GPS cihazını kapatarak eski çöplük alanına dökmesiyle ilgili yazdığım “Çevre ve Şehircilik ve iklim Değişikliği İl Müdürlüğünün ABB’nin iki defa uyarı yazısına rağmen neden hala gerekli adımı atmadığına” dair yazıma istinaden İl Müdür vekili Ceyhan Öğren Eciş’le görüşmüş.

Değerli Müdür vekili hanımefendi daha önce yazmıştım biliyorsunuz eski Harita Mühendisleri Odası Başkanı ve Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün danışmanlığını yapan Ak Partili meclis üyesi Ramazan Eciş beyefendinin eşidir.

Bu nedenle “Taşlar yerine oturmaya başladı” demiştim.

Hanımefendi meslektaşıma “Teslime hanımın yazısı yüzde 50 doğru, yüzde 50 yanlış” demiş.

Hiçbir işlem yapmamışlar diye yazmıştım.

Anladığım kadarıyla yüzde 50 yanlışımı ferrokrom fabrikasına 2 milyon 500 bin lira para cezası kesmişler. Ama henüz tebliğ etmemişler. Galiba onu kast ediyor.

Valilik konuyla ilgili kendisinden ayrıntılı bilgi istemiş. Onlarda bu güne kadar yaptıkları işlemleri Sayın Vali beye sunulmak üzere göndermişler.

Meslektaşımın telefonda aktardığına göre onlar, yani Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü , Antalya Büyükşehir Belediyesinin tespitlerine, kamera kayıtlarına filan güvenmemişler. Olay yerine bizzat gidip yaptıkları tespitte, atıkların bulunduğu çuvalların üzerinde Eti Aliminyum armasını görerek bu nedenle onlara ceza yazmışlar.

Arkadaşımın yalancısıyım, müdür vekili Sayın Eciş hanımefendi “Teslime hanım bir yerlerden güdümlü yazıyor o yazıları” demiş.

Öncelikle bir devlet kurumu, diğer devlet kurumunun tespitlerine, delillerine güvenmeyip kendileri yerinde inceleme yapmışlar. Biz devletin işleyişini ve çevre ve şehircilik bakanlığının yönetmeliğini ve çalışma sistemini bilmediğimiz için bunu normal karşılıyorum.

Ama Ferrokrom fabrikası elindeki atık taşıma sözleşmesini ortaya koyup, “Biz yasa gereği bunların bertaraf edilmesi için Özgür Bucaklı Hafriyat ile anlaştık ve devletin tespit ettiği ve yasal olarak yapılması gerekeni yapmadığı için hafriyat firmasına kesmeniz lazım bu cezayı” diye itiraz ederse ne diyeceksiniz?

Sayın Eciş, Özgür Bucaklı hafriyata ceza kesmemek için yasal olarak elinizden geleni yapmışsınız. Sizi tebrik ediyorum.

Galiba Ferrokrom yetkilileri o atıkları çuvallara doldurup, fabrikadan Kepez üstündeki eski çöplük alanına mancınıkla fırlattı.

Devam edelim.

“Güdümlü” söylemi için arkadaşıma güvenmedim ve Çevre ve Şehircilik İl Müdür vekili Ceyhan Öğren Eciş’i telefonla aradım. Kendimi tanıtarak görüşme isteğimi belirttim.

Konunun ne olduğunu sordular.

“Ben bir yerlerden güdümlü yazı yazmışım. Kendisine bunu soracaktım. Acaba nerden güdümlendim? Diye” dedim.

Makamda olmadığını söylediler.

Telefon numaramı bırakıp, “Gelince rica ediyorum ararsa sevinirim” dedim.

Kendimi güdümlü füze gibi hissediyordum ve bu hissim yazıyı yazdığım şu ana kadar değişmedi.

Sayın Eciş bana geri dönüş yapmadı.

Saygıdeğer müdür vekili hanımefendi, oturduğunuz makam saygın bir devlet kurumunun makamıdır.

Oturduğunuz o makam koltuğunu, altın gününde dedikodu yaptığınız komşunun kanapesiyle karıştırıp lütfen arkamdan gıybet etmeyiniz.

Elektronik aksamları şase yapmış güdümlü füze olarak hedefimi şaşırmış durumdayım.

Hanımefendi, bana yeni koordinatları verirseniz, hedefime güdümleyip, gümleteceğim.

NOT: Bu gün İbrahim Okumamış abimiz şoförler Odası Başkanı Sayin Mehmet Ali Alkan'ın izleme merkezinin neden şöforler Odasında kurulması gerekçesini açıklamış. Teknik yetersizlijten 112'ye entegre edemiyorlarmış. 

Sevgili Okumamış o zaman sorsaydın Sayın Alkan'a dijital çağda hiç öyle şey olur mu? Diye. 

Veya Taksilere bedava bedava diye dümbür düdük ettiğiniz kameralar neden geri kalmiş analog kameralar diye?