HAFTASONU EĞLENCESİ 33
02 Ekim 2021 Cumartesi 11:29
Hürriyet Gazetesinde çalışırken, her yılbaşında işten çıkarmalar oluyordu. Her yıl kadro yenileniyordu sizin anlayacağınız. Yılbaşında işten çıkarmalar yapılır, Şubat ayında yeniden başka muhabir arkadaşlar işe alınır veya genç muhabirler eğitilir, camiaya kazandırılırdı.
Her yıl bu ritüeli yaşardık.
Eski valilik binasının hemen yanındaki Özgüven Apartmanının 3. Katında bulunan iki daire Hürriyet Gazetesine aitti. Alt katı da kiralanmış, burası da misafirhane olarak kullanılıyordu. Kapıdan girdiğiniz zaman ön tarafta tecrübeli muhabirler otururdu. Hepsinin kendisine ait masaları, herkes kravatlı, takım elbiseli olarak çalışırlardı.
Kimsenin görmeyeceği, arka tarafta bir odadaki bizdeki adı ile “Çakal odası” dediğimiz köhne odayı polis-adliye ve hastane muhabirlerine bırakmışlardı. Bu odada Ahmet İstek, Ali Buldu, Ramazan Kalkan, Mehmet Ali Parmaksız ve ben kullanıyorduk. Çakal odasını temizlemeye, ortalığı temizleyen “Leyla” bile korkusundan girmezdi.
Tecrübeli muhabirlerin kullandığı ayağı kırılmış sandalyeleri bizim odaya atmışlardı ve biz onları kullanıyorduk. Masanın ayağını bir şeyle tutturulmuş ve tek bir tane bilgisayarımız var. Onun da bir tuşu yok. Disketlere yazıyor, bu disketleri istihbarat şefine veriyoruz. Tek bir tane bilgisayar olduğu için hepimiz sırada bekliyoruz. O sırada, bizim aramızda dönen muhabbetleri dinlemeniz lazım. Gençtik ve kahkahalar, espriler havalarda uçuşuyordu.
Bu günlerde kendisini “Kargaların efendisi Kutsal Rambo” olarak ilan eden Ramazan Kalkan, gecede çalışıyor. Rambo gece can sıkıntısından herkesin çekmecelerini karıştırıyor. Ben o dönemde ailemden gizli gizli sigara içiyorum ama içtiğim sigara paketini eve götürmüyor, çekmecede bırakıyorum. Sigaraları sayıyorum ama her gün sabah geldiğim zaman içinde bir veya iki tane kalmış oluyor. Benim sigaraları Rambo’nun yürüttüğünü anladım. nedenle boş bir paket hazırlayıp, çekmeceye bıraktım. Paketin üzerine de bir A4 kağıdına “Nah bulursun” işareti çizip bıraktım. Rambo iki gün bana kendisini göstermedi.
Her neyse, bunun masa ve çekmece karıştırma huyu az kalsın bizim başımızı yakıyordu.
Yine bir yılbaşına yakın günlerden bir gün Rambo “İşten çıkartılacakların listesini gördüm” diye bir şey saldı ortaya.
Ramazan, efsane büro şefimiz Cevat Eren’in masasındaki sümenin altında işten çıkartılanların listesini gördüğüne yemin-billah ediyor. Hatta kimin ne kadar tazminat alacağının bile hesaplandığını ve isminin karşısına yazıldığını söylüyor.
Hepimiz biliyoruz Ramazan Kalkan’ın masa karıştırma huyunu. Bu nedenle inandık.
Herkes Ramazan’ın peşinde. İşten çıkartılacaklar listesinde isminin olup olmadığını öğrenmeye çalışıyor. Ramazan bir anda büronun altını-üstüne getirmişti. Listede adının olduğunu öğrenen muhabir işi salmış, nasıl olsa işten atılacağım diye habere çıkmıyor. Dışarı çıkan haber yapmıyor. İstihbarat şefine atarlanıyor. Sizin anlayacağınız büroda kim çalışıyorsa koyverdi kendisini. Ortalık curcuna oldu.
Cevat Eren, çok sert bir büro şefiydi. Bir anda parlar, dünyayı insanın başına yıkardı. Zaten bağırmasından ödümüz kopuyordu. Hadi biz gençtik ve bizim ödümüzün kopması normaldi ama bizden çok önce işe girmiş olan ağabeylerimiz Cevat Eren’den daha çok korkuyorlardı.
O zamanlar istihbarat şefi Dursun Gündoğdu ve ona soruyorlar. O”da “Haberim yok. Cevat Eren bana böyle bir şey söylemedi” diyor ama inanmıyorlar. Hiç kimse Cevat Eren’e bu listeyi sorma cesareti gösteremiyor.
Ben rahatım. Zira Rambo “Senin adın yok listede” demişti. Ama arada yüreğimi hoplatmak için “Listede adım yok deme. Burada kural en son işe gireni; işten çıkartılıyormuş” diyordu.
Ve sonunda birisi tüm cesaretini toplayarak, işten çıkarma listesini Cevat Eren’e sormuş.
“Cevat Eren toplantı yapıyor” dediler. Hepimiz pür dikkat, kurbanlık koyunlar gibi girdik büro şefinin odasına. Biz zannediyoruz ki, büro şefi kimlerin işten çıkartıldığını açıklayacak. Dizildik böyle sandalyelere ve Cevat Eren hiç olmadığı kadar sevimli.
Dedi ki “Siz bu listeden mi bahsediyorsunuz?” baktık elinde gerçekten bir liste. Cevat Eren kahkahalarının arasında “Bu liste çaycı Şenol’a borcu olup, ödemeyenlerin listesi” dedi.
Meğer her yılbaşında Hürriyet Gazetesinden işten atılmaların olduğunu çaycı Şenol’da biliyormuş. Bu nedenle kendisine çay borcu olan muhabirlerin isimlerini ve borçlarını listeleyip, Cevat Eren’e vermiş ki, alacağını tahsil edebilsin. İşten atılan adam, dönüp çaycı Şenol’un parasını ödemiyormuş.
Ramazan Kalkan’ın “Tazminatları hesaplandı” dediği ise muhabirin Şenol’a olan borç miktarıymış meğer!
Cevat Eren, bu listeyi sızdıran kişinin Ramazan kalkan olduğunu elbette tahmin etti. Biz toplantıdan çıkarken, en son duyduğumuz “Lan p. . . k sen benim masamdaki evrakları nasıl karıştırırsın” diye gürlüyordu. Devamını siz tahmin edebilirsiniz.