Dün kendimce keyifli bir vakit geçirdim.

Tropikal meyve merakımı bilenler bilir. Kendi çapımda saksılarda filan yetiştirmeye çalışırım.

Aslında hiç adetim değildir ama dün Büyükşehir Belediyesinin tropikal meyve hasadı davetini kıramadım ve atladım Alanya’ya gittim.

Yol arkadaşlarım güzeldi, yeni insanlar tanıdım. Keyifli bir yolculuk yaptık. Meslektaşlarımla eski polis adliye anılarını hatırlayıp, güldük. Ben kendi adıma epeydir böyle bir gün yaşamadığımı söyleyebilirim.

Avokado bahçesine vardığımızda Büyükşehir Belediye Başkanımız henüz gelmemişti. Avokado ağaçlarının arasına daldım. Aslında avokado hiç sevdiğim bir tat değildir benim için. Ama ağacın gövdesine ellerinizle temas etmek, yapraklarının düştüğü toprağa ayağınızla basmak, dallarından sarkan meyvelere dokunmak kadar güzel bir duyguyu yaşamış oldum.

Bahçenin içinde bir o ağaca doğru, bir bu ağaca doğru gittim.

Aslında Avokado’nun ayrı ayrı cinsleri var. Bunu biliyorum ama orada da fesatlığımı gösterip, ağaçları birbirine düşürmeye çalıştım. Henüz hasada gelmemiş Kasım aylarında toplanması gereken avokado ağacına, hasada gelmiş diğer ağacı göstererek, “Bak görüyor musun. Nasılda iri iri meyve vermiş. Sana nispet yapıyor. Senin neyin eksik? Sen de büyüt meyveleri” filan diye kendi çapımda eğlendim.

Bu arada ağaçların arasında hareketlenmeler hızlanınca bende o tarafa doğru gittim. Tropikal meyve tabakları ağaçların arasına dizilmiş vaziyetteydi. Hiç bilmediğim ve çok iyi bildiğim meyvelerden birer lokma aldım.

En çok mango ve passiflore meyvesini sevdim.

Tropikal meyve sunumu yapmışlar. Basın toplantısı bitince ben tezgahta bulunan Papaya ve mango’dan aşırıp çantama attım. Bunların giliklerini dikeceğim ve bende yetiştireceğim.

Başkan Muhittin Böcek, Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik’le birlikte bu yıl tropikal meyve konseptli yapılan Food fest festivalinin basın açıklamasında bulundu.

Alanya’lılar Muhittin Böcek’i çok sevdiklerini bir kez daha gözlerimle görmüş oldum.

Bu seferki meyve hasadına çok sayıda ‘influencer’ de davet edilmiş. Gencecik, pırıl pırıl, zeki çocuklar.

Siz ne iş yapıyorsunuz? Dedim “Biz influencer’ız” dediler.

Bir yörük olarak elbette dilim dönmediği için onlara ‘Fılıfıcırlar” dedim. Çok hoşlarına gitti.

Bizden daha fazla yelpazeye ve gençleri yakalayabilen bu genç arkadaşlarımıza “İçeriklerinizde lütfen şu çiftçinin emeğinden bahseder misiniz? ‘Bir mango bu kadar pahalı olabilir mi?’ diyenler bir yıl boyunca ağaçlara çocuklarından daha fazla ilgi gösterip, her gün onların bakımını, gübresini atmasını takipçilerine ulaştırmalarını söyledim.

Bilmem artık bizi dinlerler mi?

Muhittin Böcek başkanın başka bir programı olduğu için bizimle yemeğe katılamadı ama Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik ve Genel Sekreter Cansel Çevikol’un ev sahipliğinde Alanya’nın en güzel noktasında bulunan bir restorantta yemek yedik.

Karşımızda milyon milyon dolarlık lüks yatlar. Lüks yatlarda yaşayanlar, müzik eşliğinde eğlenenleri filan görüp “Ya rabbim bunlar nasıl bir sevap işlediler de böyle güzel şeylere sahip olabildiler?” diye hayıflandım.

Benim nasıl bir günahlarım varsa, bu dünyada çekiyorum, öbür dünyada da muhtemelen çekeceğim. 

Gecenin bitiminde yine konuşarak, sohbet ederek yola koyulduk.

Dün geceden bu yana konuşmuyorum zira 1 haftalık  konuşma kotamı doldurdum.

Kalın sağlıcakla