Dün yazdığım yazıya bir açıklama yapmak zorunda olduğum için bu gün yazı konumun ilk bölümünü  buna ayırıyorum.  

Serik'te Av. Rasim Demirkan'la ilgili yazısını okumanızı tavsiye ederken sehven "eski başkan Ramazan Çalık'la ilgili iddialar" diye yazacağıma "Başkan Enver Aputkan'a yönelik iddialar" diye yazmışım. 

Öğle saatlerinde Av. Rasim abi aradı ve konuyu açıklayarak Serik Belediyesi avukatı Mustafa Gönül'ün benim telefonumu istediğini söyledi.  Açtım yazıyı tekrar okudum. Anormalliği fark etmedim. 

İnsan beyni öyle karmaşık ve kodlanmış oluyor ki, savunma refleksi ile yazdığım yanlışı görmedim, görmüyorum ve fark edemiyorum.  

Gayet kendimden emin bir şekilde Av. Mustafa Gönül'ü telefonla arayarak yazdığım yazıda anormallik olmadığını söyledim. O'da bana "Av. Rasim Demirkan'ın yazısında belirttiği belediye arazisinin 'ihtiyaç yok' diyerek satılmasına onay veren önceki belediye başkanı Ramazan Çalık'tır, Enver Aputkan değil. Ben size doğru olarak bir bilgi notu hazırlayayım" dedi. 

Bu sefer yeniden açtım yazıyı ve acı gerçekle karşılaştım. Ben hatalıydım. Acilen yazımdaki yanlışlığı düzelttim ama elbette bu öyle yazıyı düzeltmekle geçiştirilemezdi. 

ÖZÜR DİLERİM 
Buradan yaptığım hatadan kaynaklı olarak, hiç 'ama' demeden, hiç 'kıvırmadan', lafı döndürmeden açıkça Serik Belediye Başkanı Enver Aputkan'dan özür dilerim. 

KONUNUN ÖZETİ 

Büyük emek sarf ederek, Av. Mustafa Gönül'ün hazırladığı  bilgi notunu ise özetle size aktarmak isterim.  2012 yılı içinde Yukarıkocayatak Belediyesi boş olan belediye arazisini halkın ihtiyaçlarına binaen bir firmaya 25 yıllığına kiralıyor. 

Kira sözleşmesinin sonunda ise kiracı tarafından yaptırılan soğuk hava depo binası belediye uhdesine geçecektir. Sonrasında Bütünşehir yasası çıkınca, Valiliğin oluşturduğu komisyonla Yukarıkocayatak'ta yaptırılan soğuk hava deposu ve alanı hazineye geçiyor. O güne kadar belediye kiracısı olan firmada araziyi satın almak için hazineye başvuruyor. İşte burada Hazine, Serik belediyesine yazı ile soruyor "Bu alana ihtiyacınız var mı?" diye. 

Ramazan Çalık'ın Belediye başkanı olduğu dönemde Serik Belediyesi  ise Belediye Başkan Yardımcısı Erhan Yılmaz'ın imzasıyla "İhtiyacımız yoktur" diye cevap verilince, hazine araziyi firmaya satış işlemini gerçekleştiriyor. 

Bu arada seçim oluyor ve Enver Aputkan belediye başkanı oluyor. Daha önceden Serik halkından Av. Rasim Demirkan'ın açtığı arazinin firmaya satışının itiraz davalarıyla ilgili konu hakkında bilgisi olunca Başkan Aputkan konuya dahil olarak Antalya 3. İdare Mahkemesine arazinin Serik Belediyesine iade edilmesi talepli yazısını gönderiyor. Şimdi hukuki süreç devam ediyor. 

TEDİRGİN EDİYOR

CHP Antalya İl Başkanı Sayın Nusret Bayar'ın bir paylaşımını gördüm. Hiç bir açıklama yok ve sadece bir video var. 'Ne paylaşmış' diye videoyu tıkladım. İlk saniyeler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Gara'daki 13 şehidimizle ilgili olarak yaptığı açıklama var ve hemen ardından genç bir delikanlı çıkıyor ve ağıza alınmayacak, galiz küfürleri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na saydırıyor.   
Bir kaç dakika boyunca öfke nöbetine tutulmuş adamın kendisinden geçmiş halde galiz küfürlerini dinlemiş oldum. 

Peki bunu Sayın Nusret Bayar neden yayınlamıştı? 

Açtım telefonu ve sordum kendisine. 

Sayın Bayar, bunu bilinçli olarak yaptıklarını belirterek, "Sayın genel başkanımıza yapılan küfürleri görüyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanına en ufak bir eleştiride gözaltına alınır ve tutuklanır ama ana muhalefet partisine yönelik bu şekilde ağır küfürler eden birisine hiç bir şey yapılmıyor. Yapılması gerekenlerin hiç birisi yapılmadığı için bu videoyu yayınladık. Sadece ben değil, CHP Genel Merkezindeki parti yöneticilerimizde aynısını yaptı" dedi. 

Ben ise "Keşke videonun üstüne veya altına konuyla ilgili bir de açıklama veya küfür içerir diye uyarı yazsaydınız" dedim. 

Dün Ak Partili Gökçen Özdoğan Enç'e yönelik sosyal medyadan yapılan ağır eleştirileri yazmıştım. 

Toplumumuz azınlık bir kısmı maalesef içlerindeki biriktirdikleri kin ve nefreti sosyal medyadan resmen kusuyorlar. Karşılıklı yapılan bu gibi prokovatif kin ve nefret paylaşımları toplumumuzun geri kalan ortalama sessiz vatandaşlarını giderek daha tedirgin hale getirir oldu. 

Bu arada Sayın Nusret Bayar'ın babasının rahatsızlandığını ve hastanede tedavi gördüğünü öğrendim. Kendisine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.