İyi bir hafta geçirmenizi diliyorum.

Bu gün sizlere siyaset yazmak istedim.

Günlerdir İyi Parti’de bir hareketlilik var. Bu hareketliliğin ana unsuru İl Başkanı Mehmet Başaran’dır. Sayın Başaran, İyi Parti il başkanı olduktan sonra, tabiri caiz ise rölantide giden, arada bir tekleyen Antalya İl örgütünü toparladı. Akaryakıt ikmalini yaptı ve son günlerde vites büyüterek hız kazanmaya başladı.

Sonra söyleyeceğimizi önce söylemeyelim.

Sayın Başaran’ın politik geçmişine baktığımız zaman Doğru Yol Partisinden siyaset yaşamı başlamıştır. Burdur’da 1. Sıra milletvekili seçilmiş ancak partisi baraj altında kalınca mazbatasını alamamıştı. Nasip değilmiş.

Devamında Antalya’da Ak Parti Kepez Belediyesi meclis üyeliği yapmıştır. 2014 yılında Ak Partiden bir kez daha Burdur milletvekili adayı olarak yeniden siyaset sahnesine geri dönüş yaptı. Ancak kazanamayınca geri dönüp, siyaset sayfasını kapattığı günlerde Meral Akşener’in liderliğinde İyi Parti saflarında yer aldı.

Antalya’da İyi Partiye omuz verdi. Ankara’da Genel başkan yardımcısı olarak görev yaparken Antalya’ya atanan Yavuz Temizer’inde dindiremediği çalkantılı ve sancılı bir döneminde partinin “Sakin ve birleştirici abisi” olarak İl Başkanlığı koltuğuna oturdu.

Bir süre stabil devam eden sürecin sonunda Başaran vites büyütmeye başladıkça partiye hakim olmak isteyen, ülkücü, doğru-yolcu gibi söylemlere prim vermeden partiyi rayına sokarak yoluna devam etmesini istedikçe, güç dengelerinin hedefi haline geldi.

Sayın Başaran daha çok yaptığı transferler, yaptığı toplu üye kayıtları gibi partinin olumlu yönde ismini duyurdukça, hem parti içinden, hem parti dışından bariz hedef haline gelmesi kaçınılmazdı.

Çok gariptir ki, bazı meslektaşlarımızın da hedefi haline geldi. Hakkında yazılanlara baktıkça benim de dikkatimi çekiyordu.

Bir gazeteci oturup sabahtan akşama kadar tarot falı açarak herhangi bir partinin içinde neler döndüğünü öğrenemez ki!

Elbette içerden sızıntılar olacak.

Bu sızıntı yapanlara biz “Haber kaynağı” diyoruz.

Bir partinin içinde il başkanına karşı sızıntı yapılıyorsa elbette bunun Türkçe karşılığı İl başkanını kellesini yemeye çalışanlar var demektir. İl Başkanını pasifize ederek, önümüzdeki seçimlerde tek söz söyleyen, meclis üyelerine, milletvekillerine karar vericilerden birisi olmak isteyenler var demektir. Belki de milletvekilliği kesin gözüyle bakılan ve son günlerde vites yükselten Mehmet Başaran’ı al aşağı etmeye çalışanlar var demektir.

Bizler gazeteciyiz. Çarşı karışırsa bize haber çıkar. Böyle durumlarda çarşının karışması hem gazetecilere yarar, hem de çarşıyı karıştıranlara yarar. Bir de çarşı yani, parti karışırken saha kenarında ellerini ovuşturmuş şekilde kendilerine sıra gelmesini bekleyenler var.

Ama benim tanıdığım Mehmet Başaran tecrübesiyle rüştünü ispat etmiş bir siyasetçidir. Her “Gel gel” diyenin sofrasına oturup, ayvayı yiyecek birisi değildir.

Nitekim, kimsenin beklemediği bir hamle ile teşkilattan sorumlu İl Başkanı Yardımcısı Bülent Erol’un bu görevini sona erdirerek, teşkilatı kendisine bağlamış.

Ancak daha çözmesi gereken birkaç sorun daha var. Partisinin içindeki “Derin gırtlağı” bulması gerekiyor. Derin gırtlağın da çok uzakta olmadığını, hemen yanı başında olduğunu tahmin ediyorum.

Haddime değil ama bol keseden birilerine basın danışmanlığı, birilerine meclis üyeliği, birilerine belediye başkanlığı gibi mavi boncuk dağıtmayı kesmesi gerekiyor ki, sonra verilen bu sözler kendi ayağına dolanıyor.

Bazen söylüyor arkadaşlar “Filanca ile 1.5 saat telefonda görüşüyormuş, bilmem kimden siyasi strateji alıyormuş” gibi şeyler.

Bunlar çok beni etkilemez. Ben de il başkanı olsam, her kesimden gelen önerileri dinler, herkese kulak veririm ki “her şeyden haberim olsun, her kesime hakim olabileyim” diye. Ama bazen öyle isimler zikrediliyor ki, “Eh be başkan ne işin olur senin böyle adamlarla” demekten bir gazeteci olarak kendimi alamıyorum.

Her neyse, biz yazıyı Sayın Mehmet Başaran’ın Burdur cenahlarında meşhur olan bir sözü ile bağlayalım. “İp koptuğu yerden bağlanır”

Sayın Başkan, bu kadar hedef haline getirilmenizin elbette nedenleri vardır ve bunları da siz çok iyi biliyorsunuz. Ama sayın başkanım oturup, kalktığınız, akıl danıştığınız insanlar da biraz makbul birileri olsun bari.

Sizin koptuğu yerden ipi bağlayacağınıza güveniyorum ben. Kolay gelsin