KÖŞEBAŞI 

KİMİN ADAMI?

Uzun süreden bu yana çevremi gözlemlerken, birileriyle hoş-sohbet ederken, siyaset filan konuşurken gazetecileri katagorilere ayırdıklarını fark ettim. İsim isim konuşulurken "O onun adamı, bu şunun adamı, filanca, filancanın adamı" diyerek kategorilere ayırdıklarını görüyorum. 

Benim için ise özellikle CHP cenahında Menderes Türel'in adamı diyorlarmış. 

Ben size açıklayayım efendim. 

Bendeniz yıllar öncesinde 1989 yılında mesleğe adım attım. 8 ay sonra çalıştığım yerel gazete kapatıldı. Bu nedenle işsiz kaldım. 17 yaşındaydım ve camiada kalmak istiyor,  tutunmaya çalışıyordum. Bu nedenle bu gün camia içinde gezen bir çok meslektaşımızın ilk mesleğe adım attığı yer, bir okul olan, yetiştirdiği gazetecilerin daha iyi şartlarda ulusal gazetelerde iş bulabildiği Yeni İleri Gazetesine gittim. 

Yaklaşık 1 hafta bu gazetede çalıştım. İkinci gün olması gerekiyor. Menderes Türel ile karşılaştık. İsmetpaşa Caddesinde , Kilit İşhanı olması gerekiyor öyle bir yerdeydi. İnanılmaz derecede açtım. Ama cebimde bir kuruşum bile yok. Ben haberden geldim,  Menderes Bey kendisine piyaz söylemiş. Tam o sırada yemeği geldi. Bana "Açmısın abim, piyaz söyliyeyim mi?" dedi. Ve ben o gün Menderes Türel'in ısmarladığı piyaz ile karnımı doyurdum. 

Yeni İleri gazetesinde bir hafta çalıştım ve hemen Mehmet Kesim'in başında olduğu Sabah Gazetesinde işe başladım. Daha sonra Hurriyet ve DHA ile yoluma devam ettim. 

Aradan yıllar geçmesine rağmen, Menderes Beyin karşısında ben hep 17 yaşında kaldım. Geçtiğimiz yıllarda Menderes Türel ve ailesi yine bana kucaklarını açtılar. Kimsenin "Ne yiyor, ne içiyorsun" diye sormadığı bir dönemde işsizdim ve çalışmak istiyordum. Sayın Menderes Türel ve ailesi bana iş teklif etti ve elbette ki kabul ettim ve yaklaşık bir yıl İleri Gazetesinde çalıştım, yine emeğimi verip, ekmeklerini yedim. 

Zaten bunu inkar edersem, kendimi inkar etmiş olurum. 

Sayın Menderes Türel ile ilgili olarak yapılan eleştirilere köşe yazılarımda ve çalıştığım dönemde cevap verdim; karşı durdum. Yanlış bulduklarımı da yazdım. Menderes Türel'in başkanlığı döneminde daire başkanının kızının üstüne şirket kurup akçeli işlere giriştiğini ilk yazan bendim. Bir daire başkanının kendisine 400 bin liralık makam odası yaptırdığını da yazan benim. Bu nedenle çevresi tarafından aforoz edilen kişi de yine bendim. (Bu gün o daire başkanı hala  o makamda oturuyor bu arada) 

Kendime göre doğru neyse onu yazdım. Her zaman yazılarımda hakkaniyetli olmaya çalıştım. 1989 yılından 2020 yılına kadar geçen 31 yıllık meslek birikimimi bir kenara atıp, hala böyle söyleniyorsa diyebilecek hiç bir şeyim yoktur. 

Menderes Başkan'ı seversiniz, sevmezsiniz. Antipatik bulursunuz veya sevimli görürsünüz bunları bir kenara bırakın, Menderes Türel'in siyasetçiliğini bırakın, meslektaş olarak biz zaten ağabey-kardeştik.  Camia içinde meslek büyüklerimiz bizim için ağabey, küçüklerim için ise ablasıyız. 

Kendinize bir bakın mesleğinizi icra ederken sizden önce gelen bir meslek büyüğünüze ağabey diye hitap etmezmisiniz? Ben adliyede bunun çok iyi gözlemledim. Adam solun da en solunda ama avukat olarak bağnazlık derecesinde dindar bir meslek büyüğüne asla saygısızlık yapmaz ve her seferinde "ağabey" diye hitap ederdi. 

Siz onu siyasetçi olarak alabildiğine eleştirebilirsiniz. Herkesin hakkıdır. Ancak ben ve benim dönemimde mesleğe başlayanlar için ise siyasetçi kimliğinin ötesinde ağabeydir. 

17 yaşında iken "Ağabey" olarak yaşamımda yer alan meslek büyüğüm Sayın Menderes Türel'in adamı olarak ismimin anılması bana ancak onur verir arkadaşlar. Aynı zamanda  Dursun Gündoğdu'nun, Erdoğan Kahya'nın, ibrahim Akkaya'nın, Ahmet Dökdök'ün, Erdal Orhan'ın, Mehmet Kesim'in, İdris Özyol  gibi burada ismini yazamadığım tüm meslek büyüklerimizin adamı olmaktan onur duyuyorum.  

Ağabey diyoruz ama benim de kendi kimliğim ve kişiliğim var. Siz onu kimliksiz ve kişiliksiz olanlara söylemeniz lazım. 

Yazdığım doğrular ile yüzleşemeyenler için en  kolayı da budur "Yandaş" de geç.

. 

NOT: LÜTFEN ŞUNU BİR KENARA YAZIN. MENDERES TÜREL NE BAŞKANLIĞI DÖNEMİNDE, NE DE DAHA SONRASINDA HİÇ BİR ŞEKİLDE ŞUNU YAZ VE YAZMA DİYE ASLA SÖYLEMEMİŞTİR. BEN NASIL ZAMAN ZAMAN MENDERES TÜREL'İN ADAMI DİYEREK SIKINTI ÇEKİYORSAM BENİM YAZDIĞIM YAZILARDAN DOLAYI MENDERES TÜREL 100 KATI FAZLA SIKINTI ÇEKİYOR. ÇÜNKÜ BENİM ALEYHE YAZDIĞIM HER ŞEYİ ONUN HANESİNE ZARAR DİYE YAZIYORLAR. 

İNSANLAR ZANNEDİYOR Kİ MENDERES TÜREL İŞİ GÜCÜ BIRAKMIŞ, BENDE DE AKIL YOK, 31 YILLIK MESLEK GEÇMİŞİM YOK, SAĞIMI SOLUMU BİLMEYEN PARMAĞINI EMEN BİR ÇOCUĞUM, MENDERES TÜREL BANA YAZI YAZDIRIYOR. BAŞKANLIĞINI BIRAKTIĞINDAN BU YANA ADAMI CANLI OLARAK BİLE GÖRMEDİM . AYRICA BU SÖYLEMİ BENİM ZEKAMA YAPILMIŞ BİR HAKARET OLARAK KABUL EDİYORUM. 

NOT-2 MENDERES TÜREL İKTİDARI DÖNEMİNDE YANINDAN AYRILMAYAN BAZI MESLEKTAŞ DEDİKLERİMİZ "BEN ADAMIYIM" DİYENLER ORTADAN KAYBOLDU. AMA BEN BURADAYIM VE GÖĞSÜMÜ GERE GERE SÖYLÜYORUM. MENDERES TÜREL'İN ADAMIYIM. NOKTA