MEDYA MAHALLESİNE YENİ PATRON GELİYOR
13 Eylül 2021 Pazartesi 04:27
Yeni bir haftaya ve sizlere merhaba. İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftaki ilk yazımıza başlayalım.
Bir kaç gün önce CHP Yüksek Disiplin kurulu üyesi Garip Erdoğan çayımızı içmek için mekanımızı şereflendirdi. Sayın Erdoğan'ı taa sendikacılık döneminden itibaren tanıyorum ama bu güne kadar çok da senli-benli geniş bir sohbetimiz olmamıştı.
Bol kahkahaların eşlik ettiği sohbetimizde Sayın Erdoğan'ın konuşma tarzı, sesinin tınlaması kafamın içinde döndü durdu. Yahu ben konuşma tarzını ve ses tınlamasını tanıyorum ve çok da seviyorum derken bana kimi hatırlattığını sonunda buldum.
Sanki karşımda sohbet ettiğim Garip Erdoğan değil de Sırrı Süreyya Önder'i dinliyormuşum gibi geldi. Gözlerimi kapatsam karşımda Sırrı Süreyya Önder'in olduğuna yemin edebilirdim.
Güzel sohbet esnasında genel merkez nezdinde Antalya'yı tek temsil eden kişi olarak Garip Erdoğan'ın CHP'liler için önemini anlamış oldum. Doğru bildiklerini söylemekte asla geri durmuyordu. Mesela "Antalya'da ulaşım ve su zamlarına karşıyım. Başka illerde de zam yapılmış olabilir. Ama sosyal belediyecilik gereğince bizim bu zamlara karşı olduğumuzun bilinmesi gerekiyor" diyordu.
"Konyaaltı sahiline çirkin diyenin, gözü kör olur" diyordu. "Bu gün Konyaaltı sahiline gidin, olağanüstü güzel. Peyzajından tutun da; alanların kullanımına kadar çok güzel. Antalya'ya yakıştı. Bunu eleştiremezsiniz, ancak teşekkür edebilirsiniz. Ama yapılış şeklini eleştirebilirsiniz. 'Daha ucuza yapılabilirdi, şu malzeme değil de bu malzeme kullanılabilirdi' diyebilirsiniz. Ayrıca Konyaaltı sahili işletmecisine dava açılmasına da karşıydım. Şimdi dava açtınız da ne oldu yapılan işlem? Mahkemece onaylanmış oldu. Kimseye söyleyecek söz bırakmadı. Ben olsam orada halkın kullanımına bırakılan alanları ücretsiz olarak her noktasını vatandaşın çok iyi yararlanabileceği hale getirir, şirketin kendiliğinden çekip gitmesini sağlardım. Zarar edilen yerde şirket durur mu? " dedi.
Garip Erdoğan'ın körü körüne, sırf muhalefet etmek için doğru bildiklerini kıvırtmadan söyleyebilme cesaretini ve duruşunu sevdim.
Konulardan konulara atlayarak epey sohbet gerçekleştirdik. Antalya siyasetini ve siyasetçilerin epey kulaklarını çınlattık. Önümüzdeki günlerde siyasi hareketliliklerde neler yaşanabileceğini konuştuk.
Ara ara konular ve yeri geldikçe bunları dile getireceğiz.
NOT 1: Medya mahallesine yeni patron geliyor. Sahipliğini Isparta'lı işadamı Ramazan Çınar'ın kızı Seda Ayçiçek'in yaptığı R.Ç Medya Basın Anonim şirketine kayıtlı Yüz yüze ve Yeni Yüzyıl gazetelerinin satışı söz konusu. Edinebildiğim bilgilere göre CHP Milletvekili Çetin Osman Budak'ın satın alacağı söylense de gazetelerin yeni sahibinin henüz kim olacağı konusunda kesin bilgi yok. Satışın geçtiğimiz hafta tamamlanması gerekiyordu. Ancak Ramazan Çınar beyefendinin uzun yıllardır muzdarip olduğu kan şekerinin ara ara yükselmesi nedeniyle pazarlıklar bu haftaya kadar sarktığı yönünde bilgi verildi. Gazeteleri satın alarak basın sektörüne girmek isteyen her kimse artık, hayırlı olsun ve Antalya'daki medya mahallesine hoş geldiniz diyoruz.
Bakalım mahalledeki yeni dengeler nasıl olacak?
NOT 2: Cuma günü yazdığım yazının son bölümünde "Buradan söyleyeyim, benim insiyakım güçlüdür. Yakınlarımı kullanarak beni tazip etmeye devam ederseniz rikkatimi bir kenara bırakırım. O zaman ortada ne boz renkli küçük bir serçe kuşunuz kalır, ne de gençliğiniz kalır." sözlerini bir türlü çözemeyen bir çok kişi arayarak ne demek istediğimi sordu.
"Buradan söyleyeyim benim insayakım (İç güdülerim) güçlüdür. Yakınlarımı kullanarak beni tazip (beni üzmeye, incitmeye) etmeye devam ederseniz, rikkami (nezaketimi, nazikliğimi) bir kenara bırakırım." dedim. Aldığım bilgiye göre de "Boz renkli küçük serçe kuşu" ise kendisini kast ettiğimi şıp diye anlayıverdi merak etmeyin.