NASIL BİR DESTEKSE ARTIK!
08 Aralık 2022 Perşembe 08:56
Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’i takip ediyor musunuz bilmiyorum ama son günlerde bir belediye başkanından duymaya alışık olmadığımız ilginç şeyler söylüyor.
Öyle biz gazetecileri karşısına alıp söylese ‘Siyaset yapıyor’ diyeceğim ama Av. Esen bu sıra dışı söylemlerini mahalle buluşmalarında yapıyor.
Mesela “Siyasetçilere eleştirmekten çekinmeyin” diyor.
“Vatandaşın neye ihtiyacı olduğunu öğrenmek istiyorsak onların sesine kulak vermeliyiz. Çünkü halk bize nasıl hizmet vermemiz gerektiğini zaten anlatıyor. Tek yapmamız gereken yurttaşlarımızın ne istediğini, nelere ihtiyacı olduğunu iyi tespit etmek. Hakaret gibi şeyler olmadığı sürece siyasileri ve yöneticileri dilediğiniz gibi eleştirin. Eleştirmekten de korkmayın.”
Mesela Altınkum’da mahalle buluşmasında “Halkın gerçek sorunlarına kulak tıkayan, kendini herkesin üstünde gören kutsanmış siyasetçilerden bir an önce kurtulmalıyız” diyor.
Sizi bilmem ama bu söylemleri bir belediye başkanından duymak benim hoşuma gitti.
Şimdi bunu yazdım ya, beni Av. Ümit Uysal düşmanı ilan edenler, bu yazının ardından en büyük Semih Esen taraftarı ilan ederler.
Zaten sağda-solda duyuyorum benim en büyük destekçim Konyaaltı Belediye Başkanı Av. Semih Esen’miş!
Nasıl bana destek oluyorsa artık?
Ne yapıyor da destek oluyor mesela?
Sabah simit mi alıyor, akşam yemeği mi ısmarlıyor?
Veya açıktan para mı veriyor? Veriyorsa o para nerde?
Ben niye görmüyorum arkadaş.
Her gazeteye, internet haber sitesine verilen duyuru ilanın haricinde başka, başka mesela özel kalemin bütçesinden fındık-fıstık çerez faturası verip, langırt Tosun sandığına mı aktarıyoruz?
Belediyeye dezenfaktan mı kakaladım?
“Hoş geldin bebek” dergisi hazırlayıp, doğrudan alımla fatura mı kestim?
Kıytırık bir kitap yazıp, yüz binlerce lira fatura kesip para mı kaldırdım?
Sayın Başkanım Semih Esen; buradan size alenen sesleniyorum. Lütfen bu dedikoduları boş çıkarmayınız. Sizden ricam bir yolunu bulup bana destek verin ki, bari boş yere dedikodumuzu yapmamış olsunlar.
Sayın Esen, öyle aşağısı kurtarmaz. Atın şöyle önüme 300-500 bin lira!
Şaka bir yana bu dedikoduların kaynağını az-çok biliyorum.
Ayıptır arkadaşlar.
Beni tanımanıza rağmen, nasıl bir karakterde olduğumu bilmenize rağmen aldığınız talimat gereği alttan alta ima ederek, “Destek veriyor” sözü ile neyi kast ettiğinizi açıklamayıp, karşınızdakinin hayal dünyasında yorumlamaya bıraktığınız dedikoduları yayarak bana karşı çok büyük ayıp ettiğinizin farkındasınız değil mi?
O koltuklardan kimler gelip geçti. Kendinizi bu kadar başkanlarla özdeşleştirmeyin!
Bakın arkadaşlar; ben uzun yıllar adliye muhabirliği yapmış birisiyim ve hemen hemen tüm avukatlar ile temasım olduğu için belediye başkanları olan Av. Semih Esen, Av. Ümit Uysal, milletvekili Cavit Arı eski savcı Rafet Zeybek’le adliyeden tanışırım.
Siz daha Ümit Uysal’ın, Semih Esen’in adını bilmez iken ben zaten işim gereği onlarla bir aradaydım.
Hürriyet Akdeniz’de görev yaparken Ümit Uysal’ın gençlik kolları başkanlığına seçilme haberini ilk ben yapmışım. Bunu da sürekli basın kartı almak için Hürriyet Akdeniz’in arşivini karıştırırken buldum haberi. Gerisini siz düşünün.
Adliyede tanıdığım ağır başlı, boş yere konuşmayan Avukat Semih Esen nasıl ise belediye başkanlığında da aynı Semih Esen’dir.
O’nu bu nedenle severim ve sayarım.
Ha eleştirilecek yerde geçmişte eleştirdim. “Muhittin Böcek’in yaptıklarına bari sahip çıkın” dedim. Ve görsem aynı şeyleri yine yazacağımdan da emin olabilirsiniz.
Av. Ümit Uysal’ı da şahsen severim. Adliye koridorlarında az beklemedik beraber. Az mahkum çayı içmedik!
Sayın Uysal, bana hitaben bu güne kadar “Gözünün üzerinde kaşın var” demedi. Ancak bazı uygulamaları bazı tasarrufları yenilir yutulur cinsinden olmadığı için eleştirdim, halka duyurdum.
CHP’li bir ilçe başkanının “Torbacı damadı’nın işe alınması, polis katilinin işe alınıp; sorumlu yapılması. İl ve ilçe yönetimindekilerin kendilerini, sülalelerinin işe alınması ve onlara CHP gettolarında Ümit Uysal’ın lejyonerleri” dedikleri bunların içindedir.
Bunları söyledim diye mi Ümit Uysal düşmanı oldum?
Ben Ümit Uysal düşmanı filan değilim. Ama yandaşı da, yanı başında da değilim.
Yandaşı zaten yanı başında!
Ama benim gibi saftirik, Ankara’da bazılarına ağzını doldura doldura “Başkent’in göbeğindeki Çankaya belediyesinde bile yok. Gelsinler Muratpaşa Belediyesinden örnek alsınlar. Çevreci komşu kart sistemiyle vatandaşa çöpü evinde ayrıştırmayı ve bundan para kazanmayı öğretti” diye piarını yaparken iyiydi.
Ha bunu da, bir Antalyalı olarak övünerek yaptım. Mecliste, genel merkezde ortalıkta dolanan ve yüklü ödemeler yapılan bazı gazeteciler gibi yapmadıkları piar çalışmasının karşılığında para da almadım.
İki belediye başkanını karşılaştırmak bile çok saçma bir şey bana göre. Zira her iki belediyenin de dinamikleri çok farklı. Başkanların yönetim üslupları çok farklı, kişilikleri çok farklı.
Ama Ümit Uysal’ı eleştiren bir yazı çıkar çıkmaz, bu yazıyı yazan kim ise onun arkasında onu destekleyen, ona yazdıran başka bir isim aranıyor.
Bu çok şizofrenik bir davranıştır.
Yazan kişinin ben de dâhil hangi gazeteci olursa olsun zekasına hakarettir.
Bakın bu dedikoduyu üreten talimatlı arkadaşlara Sayın Ümit Uysal’ın bir vefasızlığını yazayım da yarın aynı şeylerin başınıza geleceğini de hesaplayarak yapın ne yapıyorsanız.
Sayın Uysal, Genel Başkan koltuğunda oturan Deniz Baykal’a rağmen o dönem Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı kararı nedeniyle giriştiği savaşın sonunda siyaset dışına itilip, CHP’den aforoz edildiğinde en yakınındakiler selam bile vermezken yanında-yöresinde Muratpaşa Belediyesi Kültür ve Özel Kalem müdürü Deniz Demirel vardı.
Antalya’nın “Deniz Abla” diye saygı gösterdiği, CHP’li olduğu için daha 17 yaşındayken tutuklanıp aylarca cezaevinde kalan, bedel ödeyen, kendisinin bile daha düne kadar “Deniz abla” dediği ama bu gün üst perdeden “Deniz hanım” diye hitap ettiği Deniz Demirel’e her söylenenlere “Evet Sayın başkanım” demediği için yaptığı itibarsızlaştırma operasyonunda bile ‘Belediyeyi nasıl yöneteceğini bize mi soracak” diye sesimizi çıkarmadık.
Kos koca belediyeye bir Deniz ablayı sığdıramadı ama psikolojik tedavi görüp, intihara teşebbüs edenleri, hakkında rüşvet soruşturması olanları “Başkanıııım” derken bile ağzından bir “Başkanım” daha çıkanları müdür yaparak ödüllendirdi.
Şimdi de bu konuda kendisini eleştirenlere yine ima yoluyla Deniz ablayı kendisine muhalefet eden gazetecilere bilgi taşıdığını iddia ederek her tarafı kibir kokan sözlerle vefasızlığına gerekçe sunmaya çalışıyor.
Talimatlı arkadaşlar, bu örnekten yola çıkarak kendinize ona göre çeki-düzen verin.
Av. Ümit Uysal’a yalakalık yapacağız diye ağzınızdan çok kolay çıkan iftira cümlelerine dikkat edin. Bir gün vefasızlık sizi de can evinizden vurur. O zaman görürüm ben sizi.
NOT: Semih Esen ile ortak kıymetlimiz Av. Mesut Özderin hayırlı olsuna gelecekler. Bir zaman ayarlayamadık. Gelirlerse eğer, fotoğraf yayınlayacağım. O paylaşımı da "Desteğin belgesi" diye saklayın e mi!
Belki bu yazıdan sonra gelmeyebilir de. Anlayışla karşılarım.