ÖĞRETMENLERE KURBAN OLACAKLAR
19 Aralık 2020 Cumartesi 09:26
ÖĞRETMENLERE KURBAN OLACAKLAR
Siyasetin hareketli günleri yüzünden bir süredir milli eğitim yazılarımıza ara vermiştik. Konulara kısa kısa değineceğim. Biraz da içimi dökmüş olayım. Milli Eğitim camiası çok büyük bir camia. Eli öpülesi eğitim neferlerimiz bu pandemi süresinde çoğunlukla ekran başında çocukları bir arada tutmaya, eğitim vermeye çalışıyor. Ekran başından yapabildikleri kadar.
Şu anda evde eğitim işini yaşayan ebeveynler "Okul açılsa da kurtulsak. Kurbanın olayım öğretmenim" modundalar. Öğretmenlerin işlerinin ne kadar ağır, ne kadar sorumluluk gerektiren, ne kadar yüce bir meslek olduğunu gayet iyi anladılar. Çoğu aile çocuklar teneffüslerde sosyalleşemedikçe, evin içinde terör estirmelerini yaşıyorlar. Benden söylemesi, okul açıldıktan sonra bir çok veliden "Öğretmenim Allah sizden razı olsun" duasını alacaksınız.
AMACI YORUM YAZMAK OLMAYANLARA
Milli eğitim camiasından çok güzel okuyucu kitlem oluştu. Sizlerden gelen ihbarlar ile bir çok kişinin hayatına dokunduk, bir şeyleri düzeltmeye çalıştık. Çoğu bu yorumlar sayesinde oldu. Çok güzel iltifatlar alıyorum. Aynı zamanda eleştirel yorumlarda alıyorum. Bunların içinde küfür, aleni hakaret, aleni iftiraya neden olabilecek şeyler olmayanları onaylıyorum. Bazen birileri birbirlerine mesaj gönderme yolunu bile yorum bölümünü kullandıklarının farkındayım. Bunlar çok seslilik adına güzel şeyler. Lütfen devam ediniz, çünkü konuşmayan, tartışmayan toplum gelişemez diye düşünenlerdenim.
Genellikle bana yapılan çok ağır eleştirileri bile yayınlamakta sakınca görmüyorum ama son günlerde aynı grupta olduklarını tahmin ettiğim bir kitle belirdi. Bu 3 ile 5 kişi arasında. Çünkü ben sayfanın panelinden hangi IP olduklarını görebiliyorum.
Müsaade ederseniz onlara buradan toptan bir cevap vermek istiyorum. Sonra aşağıda daha iyi konular var. Okumaktan vazgeçmeyin.
TOPTAN CEVAP
Öncelikle İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Er aleyhine yazı yazmadığım gerekçesiyle beni gazeteci olmamakla itham eden arkadaşa sesleniyorum.
Benim gazetecilik mesleğimi sana sorgulatmam.! Gazetecilik illaki birisinin aleyhine yazı yazmakla olunmuyor. Ama şimdi sana ve senin gibi düşünenlere bunu boş yere yazıyorum, çünkü ne yaparsam yapayım sizin düşüncenizi değiştirme gibi bir alternatifim olduğunu zannetmiyorum.
"Hüseyin Er seni de ehlileştirdi" diye yorum yazan arkadaşa sesleniyorum. Benim ne zaman vahşileşeceğim konusunda hiç bir fikrin yok!
"Daha önce Hüseyin Er aleyhine yazmıştın. şimdi neden yazamıyorsun, korkuyor musun?" diye yorum yazan arkadaşa önce kibar cevabım: Şu ana kadar Hüseyin Er hangi şeyi yanlış yaptı da onu yazmadım? Bildiğiniz vardı ve bana ne gönderdiniz de yazmadım?
Kendi dilimde cevabım: Alttan alttan bana gaz verip, ortalığı toz-duman etmemi bekliyorsun. Senin elin armut mu topluyor? Sosyal medya diye bir şey var. Madem ben korkuyorum, o zaman sen yazabilirsin papucumun cesur yüreği!
Yazdıklarında suç unsuru olabileceğini düşündüğüm için buradan tekrar edemediğim "Gizli tanık" rumuzlu arkadaş, lütfen bana işimi öğretme! Okuyucum olabilirsin, yazılarımla ilgili tutarsızlığım olursa elbette okuyucum olarak sana karşı yükümlülüklerim var ve sana hesap vermek durumundayım. Ama bana ücret mi ödüyorsun da, "Sana şunları şunları gönderdim, neden yazmıyorsun" tarzında hesap sorabiliyorsun? Daha önce görev yaptığın yerdeki meslektaşın sana kötü kötü bakmasının, dedikodu yapmasının neresini yazayım? Bunun için Milli Eğitim müdürüne hesap mı sorulur? Müdür beye anca senin akli dengenin yerinde olup olmadığının tespiti için hastaneye sevk edilmeni tavsiye edebilirim.
MEB ANTALYA İÇİN ZAMANA İHTİYACI VAR
Öncelikle şunu belirteyim. Bir kişi sürekli yaptığı işin haricinde bir yere atandığı zaman, ki bu belediye başkanı olur, vali olur, öğretmen olur, mal müdürü olur fark etmez. Yeni seçildiği, atandığı yeri tanıması, işlere hakim olması, havasına-suyuna alışması için en az 3-6 ay gereklidir. Bu her zaman böyle kabul edilmiştir. Kendi tarzını kabul ettirip, başına geçtiği kurum, mekanizmasının aksayan yerlerini düzeltmesi için bu süreye ihtiyacı vardır.
Son 1 yıldır Milli Eğitim'le ilgili çok sayıda yazı yazdık ve bir değişim yaşandı-yaşanıyor. Hüseyin Er beyefendi Antalya'ya yeni geldi. Kadrolarını tanıyor, ilçe milli eğitim müdürlerini, ilçelerin şartlarını öğreniyor. Bir şeyleri düzeltmeye çalışıyor. kendince bir tarz oluşturmaya çalışıyor. Gördüğümüz kadarıyla pusulası azıcık kaymış kurumu rayına oturtmaya çalışıyor.
Ne yapayım yani, daha "Bismillah" demeden adama Antalya'yı dar mı edeydik? Hiç mi bir şans vermeyeydik?
Hüseyin Er Alanya İlçe Milli eğitim Müdürü iken aleyhine yazdım. Bu gün olsa yine yazarım. Çünkü o gün Alanya İlçe Milli Eğitim müdürü iken yaptığı (bize göre) yanlıştı, nitekim bu konuyla ilgili müfettişler gelmişlerdir ve gereğini onlar yapacak.
Sayın İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Er beyefendinin eğitim adına, öğretmenler adına uyguladığı her güzel şeyi sonuna kadar destekleyeceğiz. Ama kötü bir uygulaması olursa gazetecilik görev bilincimizle kamu adına da elbette sorularımızı soracağız.
NOT: 1- Eğitim-Bir Sen'in İl Milli Eğitim müdürlüğündeki temsilcisi kadrosuz ama yetkili olan Orhan Özbek beyefendinin görevlendirme süresi 15 Aralık günü bitmişti. Eğitim-Bir-Sen İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Er'in tüm yaptıklarından, uygulamalarından önceden haberdar olmak ve camiada yıkılan imajlarını düzeltmek adına, (Biz hala MEB ANTALYA'da güçlüyüz. MEB müdürü biz ne istersek onu yapacak) diyebilmek için Orhan Özbek'in müdürlük binasında kalması onlar için vazgeçilmezdi.
(ikinci bir yere doğrulatamadım ama kaynağım oldukça sağlam) Aldığım bilgiye göre Orhan Özbek'in kadrosuz ama yetkili olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yeniden görevlendirilmesi yapıldı. Hayırlı olsun. . .
Bu görevlendirmeyi şöyle okumak lazım. Hüseyin Er kendisi görevlendirme yapmadıysa, Orhan Özbek ile çalışmak istemiyor demektir. İl Milli Eğitim Müdürünün çalışmak istememesine rağmen Eğitim-Bir-Sen genel merkezi devreye girerek bakanlıktan buldukları kaynaktan yeniden görevlendirme yaptırıyorsa eğer buna şöyle bakmak lazım.
Eğitim-Bir-Sen: 1- Hüseyin Er: 0 diyerek skoru okuyoruz.
Hüseyin Er beyefendi bundan sonra ne yaparsa yapsın, bir anlamda sadece Eğitim-Bir-Sen'e hizmet etmiş olacak. Halbuki üç sendikaya da eşit mesafede durmak için çabalıyordu.
Bence bir alternatifi daha var. Bakanlığın aldığı görevlendirme yazısını geri çevirebilme ve görevlendirmeyi iptal etme hakkına sahip. Bakalım Sayın Müdür bey, görevlendirmeyi iptal edecek mi? Yoksa kendisine rağmen yapılan görevlendirilmeyi kabul edecek mi? Belki de sendikayla üçüncü bir isim üzerinde anlaşabilirler. Bekleyip göreceğiz.
NOT: Günlerdir genel kurul yapılsın diyen Eğitim-Bir-Sen'in muhalifleri telekonferans yöntemi ile yapılan yönetim kurulu toplantısında bir kişi hariç hiç kimse seçim istememiş! Eyüp Bülent Miran beyefendi, seçim zamanı bunu kullanabilirsiniz. İktidara gelmek istemeyenlerden başkan mı olur?
Biraz uzun oldu ama bir süredir birikmişti.