İyi bir hafta geçirmenizi diliyorum ama maalesef ülkemizin hemen her yerinden protestolar nedeniyle tedirgin bir dönem geçiriyoruz.

Benim gözlemlediğim aslında ekonomik kriz altında ezilen halkın iktidara yönelik içinde birikmiş bir öfkenin patlaması gibi görüyorum. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve Özgür Özel’in insanları sokağa çağırması bu kitleyi harekete geçirdi.

Partili olanların haricindeki bir çok insanda gözlemlediğim durum Ekrem İmamoğlu sevgisi ile yanıp tutuşmalarından değil, içlerinde bir çok nedenden dolayı biriken öfkenin dışa vurumudur.

Kaos ve kargaşa ortamının yaşanmasını isteyen başta İsrail olmak üzere bir çok ülke ajanlarının cirit attığı Türkiye’nin hayrına bir iş yaptığını söyleyebilir miyiz.

Bu nedenle özellikle gençlerini öfkesini yönlendirmeye çalışan marjinal tiplere dikkat etmek gerekiyor.

Gençleri provakatif eylemlere sürükleyenlerin aslında amacı hak-hukuk-adalet değil, onların hedefleri Türkiye’de kaos ortamı yaratmak.

Eylemlere, yürüyüşlere masumane duygular ile katılanların bu gibi tiplere çok dikkat etmelerini tavsiye ederim.

Son yıllarda insanlarımızın adalete olan güvenin azalması, bazı çevrelerce bu güvenin zedelenmesi için bir çok argümanın kullanılması nedeniyle alt zemin zaten hazırdı.

Atanamayan öğretmenler, gıda mühendisi olarak mezun olup, üç harfli marketlerde kasiyer olarak çalışmak zorunda kalanlar, EYT diye bas bas bağırıp ardından bağlanan emekli maaşı ile geçinemeyen, pazarda üç torba sebzeye en az bin lira verip, söve saya eve giden, kendisi çakma Adidas giyerken yaştı gencin baba parasını savurmasını gören gençler velhasıl kendisini baskı altında hisseden herkesin sokağa çıkıp toplumsal bir eylemde adeta deşarj olduklarını hissettiler.

En önemlisi de kendilerini önemli hissettiler.

Bence çok iyi bir duygudur bu

Tahmin ediyorum, gün geçtikçe ateşi düşecek ve gazı alınmış halk kendi rutinine dönecektir.

Bu arada Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e muazzam prim kazandırdı.

Bir ağabeyimin deyimiyle “Borsada kağıtları prim yapıyor”

CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel “Kayyum atanacak” endişesi ile partisini 6 Nisan 2025 tarihinde olağanüstü kurultay çağrısında bulundu.

Böylece, tam bağımsızlığını da kazanmış olacak. Zira cezaevindeki İmamoğlu’nun müdahalesine “veya ne kadar müdahale edebilirse artık” fırsat kalmadan, Parti Meclisindeki istemediği isimlerden de kurtulmuş olacak.

Olağanüstü kurultayın hemen ardından Hatay Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Başkanı Lütfü Savaş ve delegelerin avukatı Onur Yusuf Üregen’le birlikte Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak kurultayın sadece hukuki değil, aynı zamanda ceza hukuku bakımından da sakatlandığını iddia ederek “Mevcut Genel Merkez yönetimi yetkisizdir ve yaptığı kurultay çağrısı sakattır. Bu çağrı, parti tüzüğüne, siyasi partiler mevzuatına ve hukukun genel ilkelerine aykırı olup tam kanunsuzdur ve yok hükmündedir. Bu itibarla 6 Nisan 2025 tarihinde yapılması planlanan 21. Olağanüstü Kurultay’ın yok hükmünde sayılmasını talep ediyoruz” dediler.

Eğer İmamoğlu tutuklanmamış olsaydı ve mahkemede CHP’nin 20. Kurultayını iptal etmiş olsaydı Özgür Özel’in neredeyse hiç şansı yoktu.

Ancak şu anda hızla yıldızı parlayan ve “Başımızda böyle bir bela varken, başta İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarımız tutuklanırken parti içi muhalefet de neyin nesi? İktidar ile ölümüne mücadele eden bir genel başkanımız var. Kurultayda seçimi kaybedenlerin hazımsızlığı nedeniyle Özgür Özel Başkanımızdan vaz geçmeyiz” diyenler çoğunlukta.

Vatandaşın ve partililerin gözünde iki ay önceki Özgür Özel’in konumu ile şimdiki Özgür Özel’in arasında dağlar kadar fark var.

Şu anda partiden kim derse ki “Ben Özgür Özel’in karşısında genel başkanlığa adayım” işte o kişi partililer tarafından lanetlenme derecesine gelebilir.

Görmüyor musunuz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan hakaretleri?

Haaa unutmadan Antalya’dan bir genel başkanlığa aday vardı.

Sayın Ümit Uysal!

Biz yani gazeteci camiasının bir kısmı ki, hele ben eleştirip duruyorduk. “Madem gönlün genel başkanlıktaydı neden Muratpaşa Belediyesine aday oldun? Genel Başkanlığa aday oldum diye belediyeyi terk ettin. Halka hizmet etmiyorsun.” Diyorduk.

Ama o ısrarla Sayın CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e her çıktığı kürsüden meydan okuyordu.

Sayın Ümit Uysal; şimdi tam sırası:

Önden buyurun lütfen.

6 Nisan günü sahne sizin.