Antalya Haberal

ÖZLEDİĞİMİZ SİYASETÇİ PROFİLİ

24 Haziran 2021 Perşembe 09:35

ÖZLEDİĞİMİZ SİYASETÇİ PROFİLİ 


Bu gün size aslında olması gereken ama hep bambaşka siyasetçilerle muhatap olduğumuz için bize sıradışı gelen bir siyasetçiyi size anlatmak isterim. 

Bu yazıyı yazacağımdan kendisinin hiç bir şekilde haberi yok. Eminim ona da sürpriz olacak. 

Bilenler bilir, uzun yıllar boyunca 'Milliyetçilik' kisvesi adı altında çakallık yapmaya çalışanlarla, milletin canına, malına kast edenlerle mesleğimle, kalemimle  mücadele etmeye çalıştım. Bu nedenle eskilerden o cenah arasında çok muteber birisi değilimdir.  

MHP'de Mustafa Aksoy'un il başkanlığı devam ederken Cumhur  ittifakı kurulduktan sonra davudi sesiyle Ak Parti'nin toplantısına katıldı. Kürsüde öyle bir konuştu ki, öyle bir hitap etti ki, vallahi elime silahı alıp, "Allah Allah" diyerek dağlara doğru koşasım geldi. 
Konulara hakimiyeti, başka bir konuya geçerken cümleyi bağlaması, ses tonunu yeri geldiğinde indirmesi, yeri geldiğinde ise hançerasını yırtarcasına öfkeyle haykırması muhteşemdi. 
Aksoy'u dinledikçe tüylerim diken diken olmuştu. 
 
Aksoy'la ilgili parti içinde büyük sıkıntı vardı ama seçim dönemiydi ve bu süreci atlatmak gerekiyordu. Garip garip işlerde ismini duyar olduk. 

Dostlar arasında sohbette,  isminin karıştığı garip işlerle ilgili ve görevden alınacağına yönelik söylemleri konuşurken  milliyetçi camiayla ilgili ön yargılarımla "Beni hiç şaşırtmadı" dedim. 

Nitekim sonuçta görevden alındı. 

Aksoy'un yerine atanan Sayın Hilmi Durgun ismini duydum. Durgun'un MHP İl Başkanlığına atanmasının ardından ilk defa fotoğrafını gördüm. Takım elbise için dik duruşu, çeneyi hafif yukarı vuruşu ve göğsünü öne doğru hafif atılmış halini görünce "Tipik bir MHP'li" dedim geçtim. 

Aradan bir süre geçti. Ailemden bir yakınım "MHP İl Başkanı Hilmi Durgun'u tanıyor musun?" diye sordu. İlgisiz bir şekilde tanımadığımı söyledim.  "Kesinlikle tanıman gerekiyor. Müthiş bir adam. Geçenlerde bir toplantısına katıldım. Hiyerarşiyi ve gerekliliğini anlatırken bir örnek verdi. Örneğe bayıldım" dedi. "Yapma ya" dedim. 

Yakınım anlatmaya devam etti. (Yanlışı varsa onun boynuna) "Adamın birisi gecenin bir yarısı Hilmi Durgun'u telefonla arıyor ve kendisinden basit bir işini halletmesini istiyor.  Durgun, partilisi adama soruyor "Bu konuyla ilgili olarak ilçe başkanınla görüştün mü? Sorununu ona aktarıp yardım istedin mi? Onlar sana yardımcı olmayıp, işini halledemediler mi?" Hayır. "Peki bu konuyla ilgili il başkan yardımcılarına başvurdun mu?" Hayır!

Durgun devamında "Bak" diyor partilisine "Önce bağlı bulunduğun ilçe başkanına ve yönetimine sorununu anlatacaksın. Onların boyunu aşıp, çözemedilerse, bir üstü olan il başkan yardımcılarına başvuracaksın. Onlar da çözemez ise o zaman İl Başkanına başvuracaksın. Sen bu hiyerarşinin hiç birisini takip etmedin. Partilimizin sorunundan bağlı olduğun ilçe başkanının haberi yok, il başkan yardımcılarının haberi yok, bana ulaşıyorsun. Aradaki tüm bu makamdaki arkadaşlarımızı çiğneyip geçtin. MHP İl Başkanlığı olarak bizim bu memleket için siyaset üretmemiz gerekirken, basit işlerinizi il başkanına gördürmeye çalışıyorsunuz. Bizim bunlarla meşgul olmamız, enerjimizi bunlara harcamamız doğru değil. Elbette partilimizin sorunu bizim sorunumuzdur. Elbette bu sorunu çözmek için yardımcı olacağız. Sen çiğneyip geçtin ama ben bunu yapmayacağım. Sorunu İlçe Başkanımıza aktarıyorum. O çözecektir" diyor. 

Bu anekdota bayıldım. Diğer il başkanları gibi öncelikle partilisini 'küstüreceğim, laf ederler, dedikodu yaparlar' dememiş işin çözümü noktasındaki sıralamayı güzelce anlatmış ve gereğini yerine getirmiş. Ayrıca parti yönetim kademesinde olanları devre dışı bırakılmasına izin vermemiş.  Ardından yine diğer il başkanları gibi "Tamam, tamam" diyerek geçiştirip başından savuşturmamış. 

Bu nedenle uzaktan siyasi faaliyetlerini göz ucuyla takip etmeye başladım. 

Sonra Korkuteli Belediye Başkanı Sayın Ömer İşlek'in pazar yeriyle ilgili basın toplantısında karşılaştık ve bir süre sohbet ettik.  Partisine mensup İlçe Belediye Başkanı Ömer İşlek'in arkasında bir milim sapmadan kapı gibi duruyordu. 

Siyaseti nereden ve kimden öğrendi bilmiyorum ama çok iyi bir eğitimden geçtiği belliydi. Önce sordu. Beni tanımaya çalışıyordu. Kendi düşüncelerini paylaştı. Ardından dinlemeyi bildi. Dinlerken, yüz hatlarından görebiliyordunuz, kendi iç dünyasında benim söylediklerimin muhakemesini yapıyordu. 

Daha uzun bir sohbette buluşmak üzere ayrıldık. Bu güne kadar MHP İl Binasına hep vurdulu-kırdılı haberlere giderdim. 90'lı yıllarda parti binası ortalama bir kahvehaneden halliceydi. 
MHP İl Binasına meslek hayatımda ilk defa sohbet etmek üzere girdim. Karşımda tam donanımlı birisiyle karşı karşıyaydım. Günümüz siyasetinden, sanattan, edep ve erkandan güzel bir sohbet ettik.  İyi bir aile babasıydı. 

Sayın Durgun, nazik ama fikirlerinden taviz vermiyor.  Kararlı ve net çizgilerini fark ettim. Bazı siyasi Olaylar karşında matematikçi gibi sağlamasını yaparak gidiyor. Antalya'yı bırakın, Türkiye'deki konuştuğumuz konular arasında yer alan bir çok siyasi olaya hakimiyeti beni şaşırttı. 

Karşımdaki bir siyasetçiydi ve ilginç bir şekilde bana garip bir güven duygusu verdi. 

Velhasıl, karşımdaki insan bu gün muhatap olduğumuz bir çok siyasetçi gibi "Siyaset gereği" diye bir kavramın ardına sığınarak önce böyle; sonra şöyle konuşan birisi değil. Lafını esirgemeden söyleyen birisi. Sıkışınca söylediğini inkar eden birisi hiç değil. 

Bu arada Sayın Durgun'un kendisinden önceki il başkanı Mustafa Aksoy'un MHP MKYK'sına seçilmesi aşamasında yaptıkları  ise büyük bir vefa ve siyasette kendine güvenin tam göstergesidir. 

Demiştim ya, önceki il binası bir kahvenaheneden hallice diye. Size il binasını da anlatayım. 

MHP İl Binası bir partiye yakışabilecek özel bir tasarımla hazırlanmış. Başkanlık makamı gözü rahatsız etmeyen pastel renklerle çok ince detaylar düşünülerek hazırlanmış. Elbette MHP'ye özgü objeler ile donatılmış. 

İl Kadın kolları katına geldiğiniz zaman "Evet burada kadınlar var" diyebileceğiniz kadınsı dokunuşlar, çiçekler her şey düşünülerek dizayn edilmiş. 

Girişte misafirler için hazırlanmış aydınlık bir bekleme salonu ve pandemi olmasına rağmen onlarca kişi ziyaret için gelmişlerdi. Gelen misafirlere büyük bir saygı içinde çay-kahve ikramı yapılıyordu. 
Zemin kat ise eğitim ve konferans salonuydu. Burası da bir partide olması gereken en önemli yerlerden birisiydi. 


Bu anlamda gerçekten MHP Antalya İl Başkanı Sayın Hilmi Durgun'u  tanımanızı isterim. Son yıllarda arzu ettiğimiz siyasetçi profilini şahsında keşfedeceğinizden eminim. 

Sayın Durgun'un yönetimindeki MHP'deki değişimi kendiniz giderek görmenizi tavsiye ederim. 

Oturup bir çay için ve ne demek istediğimi anlayacaksınız. 

Facebook'la Yorumla
Yorum Yap
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları

22 Kasım 2024 Cuma 11:46

ZAMAN YOK

21 Kasım 2024 Perşembe 10:47

MADARA OLDU

19 Kasım 2024 Salı 09:51

GEÇMİŞ OLSUN BAŞKAN

18 Kasım 2024 Pazartesi 09:28

POTPORİ

15 Kasım 2024 Cuma 11:50

Bİ ŞEY DENİYORLAR GALİBA

13 Kasım 2024 Çarşamba 11:28

EKMEĞİMİ TAŞTAN ÇIKARTACAĞIM

1