CHP Milletvekili Sayın Cavit Arı Hazine ve Maliye Bakanlığının 2022 bütçesinin görüşüldüğü plan ve bütçe komisyonu toplantısında Bakan Lütfi Elvan'a hitaben yaptığı konuşmada 1986’dan 2020 yıl sonuna kadar yapılan yaklaşık 70 milyar dolarlık özelleştirmenin çoğunun AKP iktidarı tarafından yapıldığını iddia ederek, “Salgın döneminde bile satışlara hız kesmeden devam ettiniz. Satma sırası şimdi değerli arazilere geldi” demiş.

Çok güzeeeel.

Haklı mı? Yerden göğe kadar haklı.

Sayın Arı devamında, “Madem ki bu taşınmazları satıyorsunuz ve parası sosyal konutlarda kullanıyoruz diyorsunuz, o zaman Manavgat’ta ve diğer ilçelerimizde yangında evleri yanan vatandaştan neden para istiyorsunuz?”

Bunda da haklı mı? Bence haklı. Manavgat halkı çok kötü bir afet yaşadılar. Bu afette dikili ağaçları bile kalmadı. Zaten Manavgat’ın yukarda bulunan yani, denizden uzak fakir köylerdi bunlar. O yapılan evlerden parası alınmaz ise devlet batacak değil ya!

Gerçi devlet elinden geleni yapıyor. Yangın ertesi günü 0 traktörleri teslim ettiler. Çok kısa sürede evleri yapıp, bitirdiler.

Hükümetin arazi satışı yapması eleştirilebilir. Ama arazi satışlarıyla ilgili olarak bazen vatandaşların fiilen kullandıkları hazine arazileri oluyor, sıkışan kentlerde özellikle, bazen arsa üretmek gerekiyor. Hazineye para toplamak için yapılıyor. Yani bir çok nedeni var.

Sayın Arı’ya itiraz edeceğim tek nokta, hükümeti bu konuda alabildiğine eleştirebiliriz. Eyvallah. Ama birde dönün Antalya’daki CHP’li belediyelerin mali tablosuna bir bakınız lütfen. Her ay arsa satışı ilanları veriyorlar.

Özellikle doğup büyüdüğüm ilçem olduğu için Döşemealtı’ndan örnek vereceğim size. Birkaç ayda bir Döşemealtı’nın en değerli arazilerini satışa çıkartıyor CHP’li Başkanımız Turgay Genç. Personelin maaşını ödeyemedikçe, Döşemealtı’nın o güzelim arsaları, arazileri teker teker satılıyor.

Sayın Genç, görevde olduğu 7 yıl boyunca neredeyse iki ayda bir arsa satışı yaptı. Kaç arsa diye sormuyorum, Döşemealtı Belediyesinin elindeki arsa rezervinin ne kadarı satıldı? Elde ne kaldı?

Daha geçenlerde iş ayyukaya çıkınca iptal edilen çok değerli bir arazi satışı yine gündemde.

Hatta arsa satışlarında o kadar ileri gidildi ki, işi profesyonelce yapmak için adımlar bile atıldı.

Ömrü hayatında Döşemealtı İlçesinin içinden bile geçmeyen ancak Turgay Genç, belediye başkanı seçildiği günden bu yana Döşemealtını mesken tutan CHP Genel Merkez Spor Kurulu başkan yardımcısı, CHP Antalya İl Yönetim Kurulu üyesi, Kırkgöz Döşemealtı Belediye Spor Klubü yönetim kurulu üyesi gibi görevlere getirilen Bahattin Yıldıray Veltan, Döşemealtı’nın arsalarını pazarlamak için şirket bile kurdu.

Buna ne diyeceksiniz sayın vekilim.

Bu kadar titri elinde bulunduran Bahattin Yıldıray Veltan, Turgay Genç’in belediye başkanı olduğu güne kadar ne iş yaparak geçiniyordu ve şimdi ki mal varlığı nedir?

Kimse size söylemez ise, ben sizin kulağınıza fısıldarım.

Velhasıl Sayın vekilim, Antalya’yı kontrol edebilecek, bu tür işlere dur diyebilecek hiç kimse yok CHP’de. Olanı da zaten ne il yönetiminde, ne partinin içinde barındırmıyorlar. Çok değerli insanların yüzlerine bile bakmıyorlar. Onları rencide edip, pazifize ediyorlar.  Ama pasifize olması gereken insanlar partinin en değerlileri olarak karşımıza çıkıyor. 

Baksanıza Serik’li eski ilçe başkanı İbrahim Demir’in ortaya dökülen Sayın Kılıçdaroğlu’na götürdüğü hediyelerin, kilimin bile parasını işe yerleştirme karşılığında başkasına ödettiğinin ortaya dökülen ses kayıtları nedeniyle bile disipline verebilecek bir CHP’li ortaya çıkamadı.

Daha bunun yankısı devam ederken adam yine ortaya çıktı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu havalimanında karşılamaya gelmiş. O beyefendiye “Ne yapıyorsun kardeşim, senin ne işin var burada? Hangi yüzle geldin?” bile diyen çıkmamış.

O zaman “İbrahim Demir’in yaptıklarına hesap soramayan bir yönetim varsa, yaptığı her eylemi onaylamışlardır” diyebiliriz.

NOT 1: Sayın Bahattin Yıldıray Veltan’ın kurduğu emlak şirketinde satış elemanı olarak gözüken bir isim benim çok dikkatimi çekti. Bakalım yazar ruhlu hanımefendiyi sizde tanıyabilecek misiniz? Benim merak ettiğim, Döşemealtı’nın yolunu bilmezken o hanımefendinin Döşemealtı’nda ne işi var acaba?

Ekmek parası için çalışıyor demeyin gülesim gelir!

NOT 2: Sayın Bahattin Yıldıray Veltan’in merkezi Döşemealtı olarak gösterdiği emlak pazarlama firmasının ismini bizim Döşemealtı’lılar biraz değiştirerek “Turgaymaks” yapmışlar. Çok güldüm.

Türkçe çevrildiğinde “Büyük Turgay” gibi bir anlam çıkıyor. Aklıma “Büyük Sezar” geldi! Sayın Genç, dikkat edin, Brütüs’leriniz çoğalıyor!