TEHLİKELİ HAREKETLER
05 Temmuz 2024 Cuma 08:13
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, siyasi yol haritasını çizdi ve uygulamaya koymaya başladı.
Geçtiğimiz 5 yıl boyunca Büyükşehir Belediye başkanı olacağım hevesi ile festival üzerine festival düzenleyip, ‘yiyelim, içelim, eğlenelim’ modelini uyguladı ve bunda epey başarılı olduğu için belediyenin kasası ‘tım tıkır, kuru bakır’ hale geldi.
Boş kasa ile başkasına devredeceğini zannederken, kasasında milyonlarla devir aldığı belediyeyi, Türkiye’nin en borçlu belediyelerinden birisi haline getirdi ve sonunda Muratpaşa Belediyesi elinde patladı.
Elinde patladı diyorum, zira büyükşehir belediye başkanlığı elinden gidince, kulvar dışı kalmaktansa yarattığı enkazda oturmak için çaba sarf etti. Sağ olsun Veli abisi de destek çıkınca Muratpaşa Belediyesine gayil oldu.
Yeni siyasi stratejisi gereği önce neredeyse iflas etmiş belediyenin borçlarının aslında 40 yıl öncesinden olduğunu iddia etti.
Hani Hitler’in propaganda Bakanı Goebbels’in ‘Yalan ne kadar büyük olursa inananlar o kadar çok olur” sözleri kulaklarımda çınlıyor.
Ardından belediye binasını satışa çıkardı. Onlar her ne kadar ‘Bina ömrünü tamamladı. Yıkıp yerine altında alış-veriş merkezi residans şeklinde 10 katlı filan akıllı bina yapacağız” deseler de kimse babasının hayrına milyonlar değil, milyarlar dökerek size bina yapmaz.
Rahmetli Kemal Unakıtan’ın meşhur repliği “Babalar gibi satıyorlar”
Cılız bir itiraz sesini duyduğunda “Özel sektör 10 katlı bina yapabiliyor da, kamu idaresi yapınca niye itiraz ediyorsunuz?” dedi. O sesler de kesildi.
Şimdi gitmiş “Kıyıları halka açık tutma yükümlülüğümüz nedeniyle 30 yıl aradan sonra ilk kez kamu olarak Bambus plajına girmiş durumdayız” diyerek Bambus plajına halk adına el koyduğunu açıkladı.
Yine bakıyorum hem bizim meslektaşlar hem de yandaşlar, candaşlar, paylaşımcılar ‘Halkçı başkan’ diye alkış kıyamet gidiyor.
Ya arkadaş aklınızı-fikrinizi kiraya mı veriyorsunuz anlamıyorum.
Bir kamu kuruluşunun başındaki seçilmiş dahi olsa “Ben buraya halk adına el koyuyorum” diyemez.
Bunun adı kanun tanımamaktır. Bu adımın ardından her türlü kanunsuzluk çorap söküğü gibi gelir.
Yarın sizin başkanı olduğunuz ilçe belediyesinin yan tarafındaki boş meydanı bir vatandaş gidip; “Buraya halk adına el koyuyorum. Otopark olarak ücretli halkın kullanımına açıyorum” derse ne yapacaksınız?
Emsal olarak da sizin Bambus’ta şu yaptığınız hareketi gösterse?
Hukukçu bir başkan olan Ümit Uysal’a söylenebilecek en son şeyi, haddimi aşarak söylemek zorundayım. Mücadele hukuk çerçevesinde verilir. Böyle derebeyivari hareketlerle “Oraya el koyuyorum, buraya el koyuyorum” denilmez.
İsterseniz bundan sonra “Halk adına Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını tanımıyorum. Ve hatta Muratpaşa Belediyesinin adını Muratpaşa derebeyliği olarak değiştiriyorum” diye açıklama da yapabilirsiniz belki ama unutmayınız ki bu işin sonu hiç iyi gözükmüyor.
Ellerini ovuşturarak rant için bekleyenlere hukuki olmayan yol gösterip, emsal oluyorsunuz.
Başka bir açıdan bakacak olursak eski meclis üyeniz Ahmet Öztürk, Mimarlar Odası Başkanı Hasan Çerçiler’in 5 metre yan taraftaki el koyduğu plaja neden siz de gidip ‘Kıyıları halka açık tutma sorumluluğumuz nedeniyle halk adına’ neden el koymuyorsunuz?
Oraya girmek biraz boyunuzu aşıp, sıkar değil mi?
Sayın Ümit Uysal’ın aslında amacının Türkiye çapında ses getirecek ve kendisini halk adına demokrasi mücadelesi verirken, belki görevden uzaklaştırılmak için özel bir çaba ile kendisine zemin hazırlamak olabilir.
Sayın Ümit Uysal büyük bir sükse yapıp, emperyalist güçlere karşı mücadele veren bir başkan imajını parlatarak kendisine dava açılmasını sağlamak olabilir.
Böylece halk adına savaş verirken başkanlığından olan, hakkında iktidar partisinin uzantıları tarafından kendisine davalar açılan mağdur bir belediye başkanı imajı çizmek istiyordur.
Her tarafı reklam kokan, Türkiye çapında ismini duyurmaya çalışan ve tek amacının Büyükşehir Belediye Başkanlığına hazırlık olan bu hareketler, gerçekten tehlikeli hareketlerdir.
Ama Sayın Uysal siyasi yol haritasını çizmiş.
Bundan sonra ‘Halk adına yapıyorum, halkımız için mücadele ediyorum” söylemleri ile fazlaca atraksiyonlu, agresif ve saldırgan bir siyaset yolunu tercih ettiğini göreceğiz.
Allah yardımcısı olsun.
NOT: TŞOF Başkanlığını tarihi bir farkla Mehmet Yiğiner aldı. Antalya'dan Mehmet Yiğiner'in yanında olan Servisçiler Odası Başkanı Süleyman Şahin kazandı, Fevzi Apaydın'ın yanında yer alan Şoförler Odası Başkanı Mehmet Ali Alkan kaybetti.
Mehmet Ali Alkan, eğer herhangi bir yan yoldan Mehmet Yiğiner'e yakınlaşamaz ise TŞOF'tan ve Şoförler Odasından adeta ismi kazınır.