Birçok hasta tarafından ilgi görmeye başlayan ve adına “Bütüncül tanı ve tedavi” verilen yöntem sayesinde hastalar zorunlu olmadıkça ilaç kullanmadan tedavi görebiliyor.

Dünyada giderek yaygınlaşan ve yeni yüzyılın hekimliği kabul edilen anti aging hekimlik ve sağlıkta bütüncül yaklaşım üzerine Dr Tolga Temel, Antalya’da kurucusu olduğu doğal güzellik ve sağlıklı yaşam merkezinde yaptıkları uygulamalar hakkında bilgi verdi.

Tıp literatüründe reçete ile ilaç yazma yöntemini klasik bir bakış olarak değerlendirerek hastalara ilaç yazmanın çoğu zaman çözüm olmadığı gibi altta yatan gerçek nedeni de baskıladığını dile getiren Dr Tolga Temel, son yıllarda doktorların tercih etmeye başladığı bu yeni tedavi ve teşhis yöntemine büyük ilgi olduğunu açıkladı. Uzun yıllar sağlık bakanlığı bünyesinde birçok hastane ve sağlık kuruluşlarında başhekimlik dahil bir çok görevlerde bulunan Dr Tolga Temel uzun yıllar süren araştırma ve çalışmalarının sonucunda elde ettiği tespitler üzerine adına “bütüncül tanı ve tedavi” dediği yöntemle hastaların sorunlarını her açıdan değerlendirerek ilaç yazmadan ve kullandırmadan tedavi ettiklerini ifade etti. Kendi adını taşıyan ve Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde faaliyet gösteren Dr Tolga Temel sağlık merkezinde hastalara başta fitoterapi olmak üzere mezoterapi bütüncül tıp, fonksiyonel tıp, anti aging klinik, zayıflama, detoks, fonksiyonel beslenme gibi bir çok yöntem uygulandığını dile getiren Dr Temel, “Bütüncül Tedavi” anlayışını daha kolay ifade etmek gerekirse diyerek, “Bir hasta düşünün; yüzünde yoğun bir sivilce oluşmuş. Biz bu hastaya bir sivilce kremi yazıp göndermiyoruz. Bu durum, altta yatan sorunun gerçek nedenini örtmek demektir. Biz bu sivilce neden oluşuyor önce bunu araştırıyor ve edindiğimiz sonuç doğrultusunda kimyasal ilaç kullanmadan tedavi yöntemi geliştirip hastayı iyileştiriyoruz”… şeklinde konuya açıklık çalıştı…

Yine kendi geliştirdiği tedavi yöntemi konusunda farklı açıklamalarda bulunan Dr Tolga Temel sözlerine şöyle devam etti;

“Günümüzde yaygın olan tıp yaklaşımında hastalara genellikle mevcut rahatsızlıklarını gidermek, hayati tehlike durumunun ortaya çıkmasını engellemek, yani hastalıklarını yönetmek için ilaçlar yazılır. İlaçlar çoğu zaman bunu başarır da ancak daha fazlasını değil!

“İlaçlar hastalığımın ilerlemesini durdursun, hatta geriletsin” beklentisi doğru değildir. Çünkü ilaçlar hastalığın altında yatan biyolojik nedenlere yönelik üretilmezler. İlaçlar dengesizlik ve sorun yaratan vücut fonksiyonlarını işler hale getirmeyi değil, aksine belli fizyolojik fonksiyonları durdurmayı ve rahatsızlığınızı bu yolla gidermeyi hedeflerler. Evdeki ilaçlarınızın kutularına bir göz atın. Çoğunun üzerinde “inhibitör, supresör, bloker, antagonist” kelimelerinden birinin yazdığını göreceksiniz. Yani Türkçesi: İlaçların neredeyse tümü metabolizmanın bir noktasındaki fonksiyonu “engellemek, baskılamak, durdurmak, karşı çıkmak” amacıyla üretilmişlerdir.

Ancak buradan “ilaçlar hiçbir zaman kullanılmamalı, ilaçlar bizi zehirliyor, herkes hemen ilaç almayı bıraksın” gibi anlamlar da çıkarılmamalı. Doğrusu şudur: Nadir durumlar hariç, ilaçlar hastalığın ilerlemesini durdurmaz ve onu geriye çevirmezler, sadece sizi bir süreliğine rahatlatırlar. Bütüncül Tıp’ta amacımız hastalığın kendisini hafifletmektir.

Bütüncül Tıp’ta hastanın vücudu bir bütün olarak ele alınır. Hastanın tüm vücudunu tanıması ve onu hasta eden etkenleri (genetik faktörler, çevre şartları, yaşam biçimi ve alışkanlıkları, vb.) anlaması sağlanır. Bizim programımızda kişiye özel 4-6 aylık bir program hazırlanır. İlk 1,5 ay Eliminasyon ve Geri Yükleme Diyeti uygularız ve gerekirse hastadan bu süreçte alışkanlıklarında ve günlük rutinlerinde değişiklikler yapmasını isteyebiliriz. Bu bakımdan hastanın bu süreçte kararlı ve uyumlu olması kilit rol oynamaktadır. Amacımız hastayı daha az ilaç kullanan ama daha enerjik, daha huzurlu ve daha üretken bir birey haline getirmektir.

Bütüncül Tıp’ın konusu kesinlikle acil durumlar değildir. Acil durumlarda klasik tıp yöntemleri zaten doğru ve etkilidir. Bütüncül Tıp’ın konusu kronik hastalıklardır. Ancak kronik hastalığı olan bireylere tedavilerini yürüten uzman hekimlerle olan iletişimlerini kesmelerini kesinlik tavsiye etmeyiz. Aksine, uzman hekimleriyle iletişim içerisinde olmayı ve tedavi sürecini birlikte yürütmeyi tercih ederiz. Burada bütüncül bakış açısının rolü, hastanın vücudundaki farklı branşlarla ilgili kronik sorunlara yönelik koordinasyonu ve tümünde aynı anda iyileşmeyi sağlamaya çalışmaktır” şeklinde konuştu. Haber Merkezi