TÜRKİYE'YE REZİL OLMAK VAR
27 Temmuz 2020 Pazartesi 07:37
KÖŞEBAŞI
TÜRKİYE'YE REZİL OLMAK VAR
Bir süreden bu yana Milli Eğitim ile ilgili yazılarımızı yazarken "Arada üniversitelere de bir el atın" diye mesajlar gelmeye başladı.
Ardından bu sesler yükselmeye özellikle AKEV Üniversitesinden gelen şikayetler çok fazla olmaya başladı. Özellikle öğrencilerden gelen tepkilere bakılırsa onlarca öğrenci bir vakıf üniversitesi olan AKEV Üniversitesinden yatay geçiş ile başka üniversitelere geçmişler.
Eğitimde AKEV Koleji bir Antalya markasıydı. Başında bulunan Selahattin Çiçek hocamız müthiş bir performans sergiliyordu. Selehattin Hocamız o kadar işine aşık bir insandı ki, gecesini gündüzüne katar AKEV Kolejini bir marka haline getirdi. Maddi durumu o kadar kötü olmadığı halde her zaman griye yakın takım elbisesi ile çocuklara daha iyi eğitim verebilmenin derdindeydi.
2015 yılında yani bundan 5 yıl kadar önce yıllardır hazırladığı Üniversite projesini hayata geçirmeye başladı. Vakıfa ait Üniversitenin kuruluş yazısını aldıktan sonra vakıfın mütevelli heyetiyle birlikte hızla işlere başladı ve yoktan bir üniversite var ettiler. Yeni bir Antalya markası doğduğu için büyük gurur duymuştuk. Sonrasında ne olduğunu bilmiyorum ama haberlerde rektör Prof. Dr. Hayati Aktaş'ın Cumhurbaşkanımız tarafından görevinden alındığını duyduk.
Sonrasında Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı olarak görev yapan Prof. Dr. Kamile Perçin Akgül'ün rektör olarak atandığını öğrendik. Biz AKEV Üniversitesinin yeni rektörle birlikte toparlanacağını ve maddi sıkıntıları aşabileceğini zannederken durum daha da kötüye gitmiş.
Üniversitenin akademik kadrosundan, okulun durumundan memnun olmayan öğrenciler puanlarının yettiği devlet üniversitesine geçmişler. Bazı öğrenciler üniversiteye kayıt yaptırırken peşin verdikleri paranın peşine düşmüşler. E çocuklar haklı. Harcadıkları baba parası olsa bile para kolay kazanılmıyor. Ancak Üniversiteden kendileri ile muhatap olacak bir Allahın kulunu bulmakta zorluk çekiyorlarmış.
Bana gelen şikayetlerin artması üzerine internet sayfasına bakayım bunlar ne yapıyorlar diye baktım. Üniversitenin internet sayfası bile açılmıyor. Bir sürü uğraşmanın ardından bulduğum telefon numarasını aramama rağmen hiç kimse telefonlara bile bakmıyor.
Sayın rektörüm Kamile Perçin Akgül hanımefendi, belki siz maaşınızı YÖK'ten aldığınız için farkında değil olabilirsiniz ama o gençlerin ve ailelerinin peşin yatırdıkları görmedikleri eğitimin parasına ihtiyaçları var. Kimisi banka kredisi çekmiş, kimisi kolundaki bileziği satarak çocuğunu okula yazdırmış. Ama gelinen durumda çocukların görmedikleri eğitimin parasını geri alamadıkları için şikayetler bana kadar ulaştı.
Üniversitenin kasasında belki para yoktur. Bu da hele şu geçtiğimiz dönemde normaldir. Size görevinizi hatırlatmak gibi olmasın ama sizin göreviniz bu çocuklara iyi bir eğitim vermek. Veremediniz madem paralarını geri iade etmektir. O parayı da bulmak sizin görevleriniz arasındadır. Çocuklara bir ödeme planı filan çıkarsanız. Bir çaba gösterseniz yine anlayış gösterecekler ama kapı duvar olunca çocuklar koskoca üniversite tarafından kandırıldıklarını ve kaptırdıkları paranın peşine düşüyorlar elbette.
Duyduğum kadarıyla bir çok icralık konunuz varmış, birde öğrencilerden icralık olup, Türkiye kamuoyuna rezil olmayınız.