YUH OLSUN
31 Ocak 2025 Cuma 10:46
Dün akşam saatlerinde gazeteciliği konusunda Antalya’da en çok saygı duyduğum isimlerin arasında ilk sıralarda gelen Vahide Yanık’ın Anfaş’da düzenlenen gıda fuarında “Antalya yemekleri” üzerine yaptıkları söyleşiyi sosyal medyasında paylaşmış.
Antalya yemekleri üzerine kimler konuşmuş diye fotoğrafları inceledim.
Ticaret Borsasının bel kemiği yukarda da belirttiğim gibi gazeteciliği ve hanımefendiliği konusunda saygı duyduğum Kırşehir’li Vahide Yanık.
Çok sevgili kardeşim Kars’lı olarak bildiğim Koza TV’nin Antalya temsilcisi Yalçın Teke.
Ispartalı diye bildiğim Anadolu Ajansından Hatice Özdemir Tosun
Ve bir de Tarihçi-yazar olarak lanse edilen eski bankacı, Bahçeşehir Koleji yönetim kurulu üyesi ve turist rehberi Ankara’lı ve 2017’de Antalya’ya gelmiş Boran Eser Kavaz.
Bu organizasyonu düzenleyen kim?
Yine uzun yıllar aynı ajansta omuz omuza çalıştığım, Anfaş’ın basın sorumlusu sevgili kardeşim Batman’lı Süleyman Ekin!
Ya hu hiç mi aklınıza gelmedi bir tane bile Antalya’lı bir gazeteci?
Antalya Gazeteciler Cemiyet Başkanı İdris Taş Antalya’lıdır mesela
Ben Antalya’lıyım.
Kırşehir’li, Kars’lı, Ankara’lı Ispartalı’lara söz hakkı veriyorsunuz da biz Antalya’lıların yemeklerimiz konusunda bile söz hakkımız yok mu?
Antalya yemeklerini dahi konuşamayacak kadar bu kentte ötekileştirildik mi?
Bu kadar mı bizi yok sayıyorsunuz?
Varsa-yoksa şiş köfte-piyaz
Piyazın tahinle telatorunu yaparken içine bir kaşık ezilmiş un haline getirilmiş fasulye konulduğunu bilir misiniz mesela?
Bizim başka yemeğimiz yok mu?
Topalan yemeğimizi, içi feslikanlı cive yemeğimizi. Sabahları oğmaç yaptığımızı bilir misiniz?
Veya iki bıçak arasında keçi etinden yapılan kavurmamızdan hiç yediniz mi?
Mesela deri peyniri bastırılırken ritüelleri bilir misiniz?
‘Peynir kızıştırmasını’ bilir misiniz mesela?
Peyniri basan kişinin bu işlem sırasında neden gaz kaçırmaması gerektiğini bilir misiniz?
Benim sözüm yukarda konuşmacı olan arkadaşlara asla değil.
Sitemlerim de onlara değil.
Onlar davet edilmişler ve dillerinin döndüğünce yemeklerimizi konuşmuşlar.
Beni de Isparta’ya çağırsalar, onlara ‘Kabune’ anlatırım.
Benim sözlerim ANFAŞ’ın başındaki has Antalya’lılaradır.
Mesela Antalya’nın has evladı Fatih Kabadayı, Ziya Özden Tezgel, Adlıhan Dere, Süleyman Çevik ve Ali Bıdı’yadır.
Sizde birazcık memleket milliyetçiliği hiç mi yok kardeşim?
Bu kadar mı kendi memleketinizden, kendi öz benliğinizden vaz geçtiniz?
Eyy Adlıhan Dere, Ankara’da ağzını açtın mı Antalya milliyetçiliği yaparsın. Antalya için çırpınır durursun. Antalya’da Antalyalıların kendi yemeklerini dahi konuşmasına bile katlanılmamasına nasıl itiraz etmezsin?
Has Serik’li Fatih Kabadayı, Ziya Özden Tezgel; bunu sizden hiç beklemezdim.
Yazıklar olsun size!
Süleyman Çevik, biliyorum muhasebe işleriyle daha fazla haşır-neşirsin ama sen Elmalı’lı değil misin.
Bütün bunların sorumlusu Eyy Ali Bıdı, bu memlekete yararın yok, bari zarar verme!
Bak senin başında olduğun Anfaş’ta Antalya’lıların Antalya yemeklerini konuşmasına bile müsaade edilmiyor.
Demir adammış! Hadi ordan, hadi ordan sende!
Sen koşa koşa artık evine git kardeşim.
Sakın ola “Organizasyon firması yapmış, bizim sorumluluğumuz yok. Biz nerden bilelim?” filan demeyin e mi!
Buradan bir Antalya’lı gazeteci olarak Anfaş’daki başta yönetim kurulu başkanı Antalya’lı Ali Bıdı olmak üzere tüm sorumlulara “Yuh olsun” diyorum.