Günlerdir Yörük ve Türkmen Festivali ile ilgili yazıldı-çizildi.
Festivale 20 milyon ile 42 milyon arasında harcanmasından tutun da, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun aynı tarihte Çukurova Yörük-Türkmen Festivali düzenleyen CHP’li Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a nisbet olmasın diye ve bayramda bir araya gelemediği ailesiyle iki gün bir arada olmak istemesi bile senaryoya dahil edildi.
(Bu arada Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘fırsat olursa uğrarım’ cümlesi üzerine hazırlıklı olmak adına, geliş yollarına ‘Sayın genel Başkanım hoş geldiniz’ yazıları asılmış ve milletvekilleri dahil partililere haber verilmişti.)
Komplo teorilerinde o kadar ileri gidildi ki, ABB Başkanı Muhittin Böcek’in CHP’den ihraç edileceğine kadar ulaştırdılar. Öyle bir hale geldi ki, orada yaşanan güzellikler ve festival konuşulacakken, geçtiğimiz haftanın gündemi maalesef bu senaryolar oluşturdu.
Tüm bunlara sessiz kalan Muhittin Böcek, daha fazla dayanamadı ve yazılı bir açıklama ile bu söylentileri çıkaranlara “Başaramayacaksınız” dedi.
Başkan Böcek, açıklamasında iş insanı Fettah Tamince’nin sponsorluğu yalanından girdi, festivale ne kadar harcandığından devam edip, hastalığı sırasında yaşam mücadelesi verirken kendisi hakkında yapılan kumpaslardan çıktı.
(Konuyla ilgili haberimizi Antalyahaberal.com’da detaylı olarak okuyabilirsiniz)
Başkan Böcek açıklamasının bir yerinde şöyle bir cümle vardı. Daha önce benim yazdığım “Fettah Tamince sponsor filan değil” sözlerimi teyit ederek, “Bazı basın yayın organlarının iddia ettiği gibi hiç bir üniversite festivalimize sponsor olmamış ve bağış yapmamıştır. Akademik düzeyde ve gönüllü öğrenciler konusunda katılım sağlanmıştır. Ayrıca kamuoyunda yer aldığı gibi söz konusu üniversitenin mütevelli heyetinin festivalimize sponsorluk ve bağış anlamında herhangi bir katkısı olmamıştır. Bu çirkin iddialara cevap vermek bile bizleri üzmektedir.” Dedi.
Yazılanlara, yapılan haberlere baktıkça bu atmasyon senaryoların tek bir elden çıktığı gün gibi aşikar.
Burada amacım Muhittin Böcek'in cengaverliğini yapmak değil. Bu bana düşmez üstelik. Takipçilerim okuyucularım bilir. En ağır eleştirileri yaparım. Ama bir yerde haksızlık yapıldığı zaman ona da dur demesini bilirim. Eğer yanlış bir şey yazmış isem özür dilemesini de bilirim.
Şimdi bu açıklamanın ardından sormak lazım.
Özür dileyecek misiniz?
NOT: Yıllar, yıllar önce internet bu kadar aktif, herkes sosyal medya habercisi değilken Türkiye’de yayın yapan Hürriyet, Milliyet, Akşam, Sabah gibi gazetelerin temsilcileri kendi aralarında centilmenlik anlaşması yapmışlardı. Aralarında konuşarak mutabakata vardıkları bu anlaşmaya göre ortak aldıkları bir kararla örneğin “Filanca kurumun kötü haberi kesinlikle yapılmayacak veya filanca belediye başkanıyla ilgili” dedikleri anda, hiçbir gazete ve haber ajansından o kurumun ve başındaki yetkilinin veya belediye başkanının asla haberi yapılmazdı. Temsilcilerin aldığı kararlara göre eğer o kurumun başındaki kişiyle veya belediye başkanıyla araları iyiyse, asla kötü ve eleştirisel bir haber yapılamazdı. Antalya basınındaki bu karar vericiler ile araları iyi değilse eğer ağzıyla kuş tutsa, basında kendisine yer bulamazdı.
Bu bir sansürdü.
Biz muhabirler sesimizi İstanbul’a kadar duyuramazdık, zira İstanbul’dan herhangi bir yetkiliyle telefonda konuşmamız bile yasaktı.
Şimdi sorsan asla ve kat’a bunların tamamı yalan derler. Kendilerini en cengaver gazeteci olarak lanse edip, caka satıyorlar. Ama gerçek yüzleri asla bu değil, herkes bilsin.
İşte böyle bir dönemde o zamanlar 30’lu yaşlarındaki Fettah Tamince aleyhine birkaç haber yapılınca, Tamince bu temsilcileri özel yatına davet etti. Benim hatırladığım kadarıyla Dursun Gündoğdu, Oktay Pirim, Ünal Ersözlü ve hafızam beni yanıltmıyorsa Mevlüt Yeni’den oluşan bir grup ‘Temsilciler meclisi’ Tamince’nin yatına akşam yemeğine gittiler. Yat, iskeleden ayrıldıktan sonra Antalya kıyılarında gece boyunca dolaştı. Lüks yatta, yenildi, içildi ve içinde ne olduğu bilinmeyen paketler ile Tamince’nin lüks yatından ayrıldılar. O dönemde ellerindeki paketlerin içinde ne olduğu bilinmediği için epey mavra döndü. Ama daha sonra buna şöyle bir açıklama getirildi.
Güya Fettah Tamince gazete temsilcilerine hazırlattığı yiyeceklerden arta kalanlar ziyan olmasın “Evde yersiniz” diyerek paketleyip ellerine vermişler
Ama gerçekten temsilciler meclisi üyeleri o yattan ellerinde paketle indimi? O dönem iddia edildiği gibi ellerine paketler verildiyse eğer, o paketlerin içinde artık yiyecekler mi vardı biz asla öğrenemedik. Belki de bizim camianın üfürmesiydi.
Ben kendi adıma konuşayım.
Temsilciler meclisinin yat gezisinden sonra Gündoğdu’nun başında olduğu DHA ve Hürriyet’te Fettah Tamince aleyhine tek bir haber bile yazamadım, gündeme getiremedim. Yazdığım haberler çöpe manşet oldu. O günün sonrasında bu saydığım tüm temsilciler meclisi üyeleri adeta Fettah Tamince’nin hayranı haline gelmişlerdi. “Fettah Tamince, Türkiye’ye yabancı yatırımcı getiren, muteber bir iş adamı olarak kamuoyuna tanıtılmaya başlandı. Köşe yazıları yazdılar, röportajlar yayınladılar.
O günün ardından Dursun Gündoğdu şefim Fettah Tamince ile ilk röportajı yapmakla övünür hep.
Nerdeeen nereye?
Lara Plajlarındaki kar'dan zararın müsebbibi olarak gördükleri Muhittin Böcek'i bertaraf etmek için doğru bildiklerini bile eğri yazıyorsa bir insan diyecek bir şey yoktur.
Haddim değil ama buradan Sayın Böcek'e bir tüyo vereyim. Fettah Tamince'den neyin eksik sayın Başkanım. Tam da mevsimi. Yap bir yat gezisi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.