SAYIN GÖNENÇ PEKİ BU NE?

Bundan aylar önce yazmıştım Ahmet Aydın'ın görevden alınacağını. Bunu yazdığım için Aydın'ın taraftarları tarafından epey eleştirildim. Benim yazımın ardından genel merkezde araya birileri girdi. Aydın'a 3 ay kadar süre tanıdılar. Bunları net ifadeler ile söylüyorum çünkü, daha sonra bu konuya yine değineceğim.

3 ayın ardından biraz toparlansa da, dar çerçevede, iletişime kapalı bir şekilde sürdürdü başkanlığını. Kendisine edindiği bazı FETÖ iltisaklı olduğu iddia edilen küçük bir grupla dar alanda kısa paslaşmalar yaparak devam etmeyi tercih etti. O'nu uyarmaya kim kalktıysa, gülerek savuşturdu her şeyi. Seçim döneminde çalışmasının karşılığını refarans olduğu kişileri özellikle Büyükşehir ve Konyaaltı belediyesine yerleştirmeye çalışmakla geçirdi zamanını. Muratpaşa'ya burnunu dahi sokamadı, çünkü Ümit Uysal, "Benim minnet borcum yok. O nedenle diyet ödemem" diyerek kapıyı kapattı.

Genel başkan geldi. Ahmet Aydın'ın memleketi Elmalı'da Meral Akşener'e sanki kumpas gibi Bilal Erdoğan'la burun buruna getirildi. Ben bunu AK Parti ile temas olarak değerlendirdim. İYİ Parti ile Ak Parti'nin alt temaslarda bulunduğunu, önümüzdeki süreç içinde ise Ak Parti ile ittifak ortağı olabileceğini söylemiştim. (Nitekim AK Parti kulislerine hakim olan Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi'nin bu günkü yazısını okursanız benim yazdıklarımın hemen hemen aynısını  yazdığını fark edeceksiniz)  Ancak Bilal Erdoğan'ın protokol olarak değerlendirilen bölgede ayağa kalkarmış gibi yaparak kalkmadığı ile ilgili özellikle sosyal medyada ağır eleştirildi.

Bu yazımın ardından Ahmet Aydın'la ortak tanıdıklarımız araya girerek "Meral Akşener'in Ahmet Aydın'a destek vermek için Antalya'ya geldiğini ve ili ziyaretinin de Aydın'a destek olarak okunması gerektiğini söylediler. Ben ise "İnşallah öyledir. Ama bazıları da bu ziyareti kısa keserek Aydın'a karşı bir tavır olarak değerlendirildiğini" söylemiştim.  Telefondaki arkadaşıma, "İletişime kapalı, basınla bir araya gelmiyor. Fetö iltisaklı olduğu edilen kişiler ile sürekli ismi anılıyor. Bu kadarını bile beklemediğimi, vasat olduğunu ama il başkanlığındaki ara süreci iyi götürdüğünü" söylemiştim.

Sayın Ahmet Aydın geçtiğimiz hafta tüm ilçe başkanlarını, üyeleri filan çağırarak büyük bir toplantı gerçekleştirdi.

O toplantıda yaşananlar son damla olmuştur. Yılbaşına kadar sürmesi beklenen süreç, bıçak gibi kesilip atılmıştır.

Ben gitmedim. Basından ve arkadaşlardan öğrendiğime göre Muratpaşa İlçe Başkanı Mustafa Gönenç çıkmış diğer ilçe başkanları adına konuşma yapmış (veya yaptırılmış)

Gönenç'in tekzip etmediği, gazeteciliğine çok büyük değer verdiğim Vildan Çalcı Kara'nın Yeni Yüzyıl Gazetesinde yayınlanan haberine göre , özetle Sayın Gönenç,“ Yaşananları bütün arkadaşlarımızın bilmesini isterim. Bu gösterdiğim liste seçim kurulunun onayladığı listedir. Ondan önce bizim bir tek kaydımız vardır. Peki, sayın eski il başkanım Sağır, sen benim gözümde duayensin, neden kendini küçük düşürerek böyle şeyler söyledin” diye Sağır’a seslendi.

BUNDAN SONRASINI BEN YAZAYIM BARİ

Sayın Gönenç, elimdeki belgeye göre (aslının fotoğrafını aşağıda görebilirsiniz) 21 Şubat 2019 tarihinde hala üyeliği onaylanmayan Nizamettin Sağır'ın üye giriş dilekçesinin İPTAL yazısını yazan siz değil misiniz?

Altına da "21 Şubat 2019 tarihinde fotokopi olarak elden teslim edilmiştir" diyerek siz vermediniz mi?

Peki sizin elinizdeki belgeye göre Nizamettin Sağır İyi Partiye üye ise bu belgenin altında kimin imzası vardır?

Seçim kurulu onaylı olduğunu iddia ettiğiniz belge gerçekse onu bizimle paylaşır mısınız? (Seçim kurulundan teyit ettirmek istiyorum da)

Eğer belge sahte ise size bu belgeyi kim verdi?

Bu belge gerçek ise (Hiçbir partiye üye değilim) diyen Nizamettin Sağır'ın üye kontrolünü e-devlet üzerinden kontrol ettirdiniz mi?

Hadi bakalım ortada bir belge var. Muhatabı (üye değilim) diyor, siz ise (üyedir elimde belge var) diyorsunuz. Paylaşın şu belgeyi de bir görelim Sayın Gönenç.