KÖŞEBAŞI
AK PARTİLİYE YAPILAN ZULÜM
Bu gün köşemizin konuğu Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Antalya Gıda Kontrol laboratuvarı Müdürü Sayın Hüseyin Kafalı. Kendisini biraz tanıyalım isterseniz. Kafalı aynı zamanda Toç-Bir-Sen 43 Nolu şube başkanı. Bilindiği üzere müfettiş soruşturmasına konu olan şaibeli faturalar nedeniyle istifa etmek zorunda kalan Mustafa Çoban tarafından Memur-Sen yönetimine alınan bir arkadaş.
Hüseyin Kafalı aslen Manavgat'lı. Manavgat İmam Hatip Lisesi ve Süleyman Demirel Üniversitesinden mezun kimyager bir kardeşimiz. Daha önce İzmir'de çalışıyor, Antalya'ya tayini çıktıktan sonra Ak Parti saflarında yer alıyor. Devlet memuru olmasına rağmen siyasette o kadar ileri gidiyor ki, milletvekili seçim çalışmaları sırasında aday adayları arasında yer alan Hasan Demir'i yere göğe sığdıramıyor. Ak Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ve diğer Ak Partili siyasetçiler ile yanyana gelip fotoğraflarını sosyal medyada yayınlamış.
Sendika toplantısında "Reisimiz var" diye şiirler okuyor ve "Büyük şeytan Amerika ve bilumum iç ve dış mihraklara gereken cevabı verdik" diye sosyal medyada paylaşım yapmış. Buraya kadar "Adam kendi siyasi görüşü çerçevesinde kendi sosyal medya hesabından paylaşımlar yapmış" diyoruz ve normal karşılıyorum.
Anormal olan bu arkadaşın Ak Partili olduğuna inandığı personeli hedef haleni gelmesi! Dikkat edin "HEDEF OLARAK GÖRMESİ" diyorum.
İNANMAKTA ZORLUK ÇEKTİM
Tarım ve Orban Bakanı Bekir Pakdemir'li ile çok yakın olduğunu belirterek çalışanlar üzerinde adeta mobbing uygulayan bu saygıdeğer müdürün keyfi, Ak Parti Antalya kurucularından değerli bir ismin damadı aynı şubeye memur olarak atanınca kaçmış. Müdürlükte kendisinden başka Ak Partili tanımadığı için bu gelen genç memuru kendisinin koltuğunda gözü olduğu hissine kapılmış. Aldığım bilgilere göre genç memuru'n kayınpederi Ak Partinin ağır abilerinden olduğu için bir kaç kez ağzını yoklatmış, genç memurun müdür olma hevesi olduğunu anlayınca harekete geçmiş.
FİLM SENARYOSU GİBİ
Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. Gıda Kontrol Laboratuvarı Antalya Toptancı Hal bünyesinde merkezi. Burada Antalya ve havalisinden alınan gıda örneklerinin analizi yapılıyor. Bu analizi yapan kişilerin meslekleri gıda mühendis, kimyager veya doktoralı çalışanlar.
Önce genç memurun tayinini çıkartmak için müdür olarak yazı yazmış. Ardından tayin yazısı çıkınca önce bu memuru karşısına çağırıyor ve diyor ki, "Aldığım duyumlara göre sen müdür oluyorsun. Ben ise çalıştığım bölüme geri döneceğim. Benim tayinimi çıkartma, ben burada çalışayım" diyor. Genç memur ise aldığı terfi müjdesini müdürün ağzından duyunca şok oluyor. "Tamam" diyor, "Zamanı gelince bakarız" diyor ve odasından çıkıyor.
Tabi bu genç memurun müdür olacağı tüm binada çalışanlar kısa sürede öğreniyorlar. bu arada müdür, birim sorumlularına filan soruyor, "Ben sizin bölümünüzde çalışmak istiyorum" filan gibi. Bazı memurlar bu genç memurun müdür olacağına öyle inanıyorlar ki, kendisiyle iyi geçiniyorlar filan. Bu olay yaklaşık 1 hafta 10 gün sürüyor.
Sonunda müdür bu genç memuru yanına çağırıyor. "Yazın geldi. Müdür oldun. Tüm personeli toplayalım ve sana görev devir teslim edelim" diyor. Tüm memurlara haber veriliyor, herkes koridora çıkıyor. Bu arada Hüseyin Kafalı'nın yanında olan birisi kamera çekimi ve fotoğraf çekimi yapıyor. Müdür genç memura elindeki tayin yazısını veriyor ve okumasına fırsat vermeden, kağıdın bir tarafından memura tutturuyor, diğer tarafından da kendisi tutarak beraber kameralara poz verdiriyor. Sonunda müdür dönüyor genç memura "Hayırlı olsun seni filanca yere tayinini çıkardık. Bundan sonra boyundan büyük işlere kalkışma" gibi sözler söyleyerek elini öptürmeye çalışıyor. Memur şok olmuş durumda, tüm personele "Alkışlayın bu müdür olma hevesinde tayini çıkmış arkadaşınızı. Alkışlayın" diye bağrıyor. Tüm memurlar, kıpkırmızı suratı ile ortada dikilen mesai arkadaşlarını alkışlıyorlar. Sonrasında genç memuru ağır hakaretler.
Tüm dünyada bu davranış, mobbingi aşmış insanlık suçu olarak kabul edilir.
Her işyerinde özel olsun, kamu olsun. Her memur, her çalışan yükselmek için, kariyeri için çalışır ve çeşitli yollar deneyebilir. Sizin çok büyük yetenekleriniz, dehşet yönetme sanatınız olduğu için mi o koltuğa oturduğunu zannediyorsunuz? Her memur şefini, şef ise müdürünü, müdür ise bir üst pozisyona geçmek için çabalar. Elbette insanlar mesleklerinde yükselmek ve müdür olmak isteyecekler. Müdür hevesinde olan insana böyle mi yapılır?
Sayın Kafalı siz galiba çok fazla film izliyorsunuz.
Her filmin sonu mutlu bitmediğini bilmiyormusunuz?
Son sözüm Ak Parti İl Başkanı Av. İbrahim Ethem Taş'a ve tüm milletvekillerine.
Sayın İbrahim Ethem Taş, biliyorum rahmetli dava adamı babanızın oğlusunuz. Babanızın izinden gidiyorsunuz. Ak Partinin kurulduğu o dönemdeki siyasi atmosferde, o günkü tüm baskılara rağmen geleceğini, eşinin, çoluğunun, çocuğunun geleceğini tehlikeye atarak babanızın yanında olarak bu partinin kurulmasında yer alan bir insanın damadı bu hale düşürülüyor. Hüseyin Kafalı isimli müdür bey, sırf kayınpederi Ak Parti kurucularından olduğu için, kendi koltuğuna tehlike gördüğü genç bir adamı , insanlık suçu işleyerek tüm personelin önünde yerin dibine sokuyor. Ak Partiye sempatisi olan tüm personelin üzerinde tahakkum kurmuş durumda.
Ak Partiye gönül veren, oy veren, Cumhurbaşkanımızı seven bu kişiler sırf Ak Partili oldukları gerekçesiyle baskı altında tutuluyorlar. Çünkü değerli ve saygıdeğer müdürümüz, galiba kafasında "Sol cenahtan birisi olursa müdür olamaz " diye bazı personele ilişmiyor bile.
Bana gelen bilgilerde var ama bu yaptıklarının açıklaması sadece bu olabilir.
Sayın vekillerimiz, Gıda Kontrol Laboratuvarındakiler müdürün hedefi olmaktan kurtulabilmek için personel neredeyse göğüslerine altı ok veya yeşil çınar yaprağı rozeti takarak işyerine gelecek hale geldiler. AK Parti'ye sempati duymak suç mu? Cumhurbaşkanını sevmek suç mu? Bir yakınlarının AK Parti'de olması suç mu?
Personel Ak Parti binasının önünden geçmeye bile korkar hale geldi. Çünkü Ak Parti ile kim temas ederse, müdür koltuğumu kapacaklar diye o memurun tepesine biniyor. Lütfen müdahale ediniz.
Artık bu yapılanlara zulüm diyeceğim, bu müdürün yaptıklarını sol cenahtan bir müdür yapsa yeri göğü inletirsiniz. İşte buyurun, hem ağzında "Reisimiz" diye şiir, hem de Ak Partili dava insanlarının yakınlarına yaptıklarına, personele yaptıklarını bakın. Oradaki personeli bir dinleyin lütfen.
NOT: İKİ YAZIDIR ERTELİYORUM ATATÜRK DEVLET HASTANESİNİ. ANCAK SÖZ VERİYORUM YAZACAĞIM.
NOT.: YARIN BU OLAY ÜZERİNE GELEN MÜFETTİŞ VE PERSONEL İLE İLGİLİ OLACAK YAZIM.
NOT: SEN CEVAP VEREBİLİRSİN SEBASTİAN