ANKARA KARIŞTI
Dün sizlere Deva Partisi Antalya İl örgütünde yaşanan gelişmeleri yazmıştım.
Gece yarısı Deva Partisi genel merkezde ortalık fena karıştı. Gerçi 1 Nisan şakası zannedenler çoğunluktaydı ama yine de ortalık fena çalkalandı.
Önce Ali Babacan'ın genel başkanlıktan ve partisinden istifa ettiği, ardından yerine Sadullah Ergin'in geçtiği, Ergin'in ise İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerin başta olduğu 17 il başkanını görevden aldığı filan bilgileri düştü kamuoyuna.
Televizyonlar son dakika haberi olarak filan verdi. Sonrasını takip edemedim neler olduğunu ama şaka gibi bir geceydi Deva Partisi için. Gerçek olayları bu gün öğreneceğiz.
Her neyse biz yine Antalya siyasetine geri dönelim. Bu gün küçük bir anekdot ile Gelecek Partisindeki kaynayan kazandan bahsedeyim.
Gelecek Partisi İl Başkanı Beytullah Demir'in yönetim tarzından ve bazı başka konulardan rahatsız olan bir ilçe başkanı telefonla Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na ulaşıyor ve "Beytullah Demir'i görevden almaz iseniz, biz bir grup ilçe başkanı istifa edeceğiz" restini çekiyor. Davutoğlu, ilçe başkanını istifa etmekten vazgeçirmek için dökmediği dil kalmıyor.
Galiba orada önümüzdeki günlerde köklü değişiklikler olacak.
TÜREL OLMASAYDI NE KONUŞACAKTINIZ?
Sevgili meslektaşım Ali Taş, eski Büyükşehir Meclis üyesi Recep Tokgöz ile röportaj yapmış.
Sayın Tokgöz'ün yaptığı açıklamaların neredeyse tamamı "Menderes Türel şunu yaptı, Menderes Türel bunu yaptı. O'rayı yıktı, burayı deşti" minvalinde açıklamalar.
Türel'i eleştireceğim derken, hele bir Sur Yapı projesine giriş yapmış. Sur Yapı'daki eleştirme yönüne bakınca gülümsedim. Beton blokları eleştirebilirsin, yeterince yeşil alan bırakılmadığını eleştirebilirsin, mimarisini eleştirebilirsin, uygulamaları, binaların kalitelerini filan eleştirebilirsin. Ya hu Antalya'nın girişindeki derme-çatma evleri, bir birinden çirkin gecekondu görüntüsünü nasıl övebilirsin anlamıyorum. Antalya'ya ilk gelenler Kepez varyantından aşağı doğru sallandığı zaman sağlı-sollu o iğreti yapıları görerek kente giriş yapıyordu.
İnsanların temiz ve düzenli yaşam alanlarına sahip olmasını, konforuna filan her şeyi bir kenara bıraktım, gecekondu gibi iğreti yapıları nasıl savunurlar onu anlamadım. Sanki Kepezaltında ABD'deki Miami kentinin düzenli villa tipi evleri ve bahçesindeki çimleri biçmediği için belediye tarafından ceza verilen bir yaşam şekli vardı da Türel'de buraları yıktırıp, betona gömdü.
Boğaçayı projesinde Türel'e yönelik salvoları devam edince Ali Taş bile sonunda dayanamamış ve "Boğaçayı projesi Menderes Türel'in değil, Devlet Su İşlerinin projesiydi. Türel sadece projeyi devir almıştı" demiş.
Buradan şunu anladım. Sayın Recep Tokgöz, siyasi doktorasını Menderes Türel konusunda yapmış. Sayın Tokgöz'un uzmanlık alanı Menderes Türel olduğuna göre, siyasette söyleyecek başkaca sözü kalmamış.
MÜZE MÜDÜRÜ GERİ DÖNDÜ
Dönemin İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar'la yaşadığı tartışması günlerce konuşulan Antalya müze müdürü Mustafa Demirel mahkeme kararıyla görevine geri döndü.
Demirel'in hakkında 'Güvenlik, Kamera ve Alarm Sistemleri 2020 Yılı Bakım ve Onarım Hizmeti' ihalesi ve müzede kayıp eserler olduğu yönünde iddialar nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. Müfettişin soruşturmasını bitirdiği ancak henüz raporunu bakanlığa sunmadığı için mahkeme kararı ile görevine iade edildiği bilgisi verildi.
Kanaatim, çok fazla o koltukta kalmaz gibi..
KIYMETİNİ BİLEMEMİŞİZ!
Müze müdürü geri dönebildiyse İbrahim Acar'da görevine dönsün. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünden gelen şikayetlere bakılırsa, İbrahim Bey geri dönsün diyorum. Azıcık özeleştiri yapacağım, billahi senin kıymetini bilememişiz İbrahim bey. Ne yap, ne et dön geriye. Eğer tekrar İl Kültür Müdürü olabilirsen, kendi adıma söz veriyorum, üzmeyeceğim seni. Hatta daha ileri gidiyorum en büyük destekçilerinden birisi olacağım.