ANKARA NOTLARI

Teslime Tosun

Toplaşın CHP cenahı, Ankara dedikodularım var size.

Öncelikle bir şeyi açıklamam gerekiyor. Kurultay salonunda bir uğultu vardı. Sonrasında Kılıçdaroğlu cenahında büyük bir sevinç gösterisi oldu. Yanı başımda duran bir genel başkan yardımcısının sevinçle “91 oyla kazandık” cümlesinin ardından hızla Antalya’dakileri bilgilendirmek için “Kılıçdaroğlu kazandı” diye bir sosyal medya paylaşımı yaptım.

Ki benimle birlikte oradaki bir çok gazeteci ve televizyoncu da aynı şeyi yapmıştı. Ama ardından hızla durum değişince bunu yeniden başka bir paylaşımla düzelterek “Seçim ikinci tura kaldı” diye paylaşım yaptım.

Ama kardeşim “Kılıçdaroğlu kazandı” paylaşımının altına adeta saydırdılar bana.

Hakları vardı.

Keşke “Kılıçdaroğlu kazandı” yazısının başına “Gelen ilk bilgiye göre, kesin olmayan sonuçlara göre” yazmış olsaydım, bunlar başıma gelmeyecekti.

Yapacak bir şey yok. Tüm eleştirileri aldım kabul ettim.

Ama bir eleştiriye katılmıyorum. “Sizin bu paylaşımınız CHP’ye zarar veriyor. Bu paylaşım AKP’nin işine yarayacak” gibi bir şeydi.

Kardeşim ben CHP’li değilim. Değil CHP, hiçbir partiye yakın veya uzak değilim ki, zarar-ziyan hesabını tutayım.

Bana ne?

Yazdığım her yazıda ‘bu CHP’ye zarar verir’, aman ‘şöyle yazayım da İyi Parti’liler sevinsin veya böyle yazayım da Ak Partiye faydam olsun’ diye hesap yapmıyorum ki! Neden benden böyle bir beklenti içine giriliyor anlamıyorum.

Her neyse, biz Ankara dedikodularına dönelim.

İlk gün CHP Genel Başkanlığına gittiğimde durum tamamen Kılıçdaroğlu lehine idi. “En az 150-200 ve hatta daha fazla fark atarız” diyenler çoğunluktaydı.

Ama ertesi gün gittiğimde delegeler partiye gelip-gidiyorlardı ve iklim değişikliğini hissettim.

Güneydoğu, İstanbul, Karadeniz, Akdeniz Bölgesi neredeyse yarısından fazlası yenilikçi kanada kaymıştı. Gelenekçiler “Nasıl olsa kazanacağız” havasındaydı.

CHP’de Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarıyla konuşurken bu düşüncemi söylediğimde fena halde küçümsendim. Antalya’dan arayan dostlarla konuşurken de “Buralar karışık” dedim.

Ertesi gün kongre salonu hınca hınç doluydu.

Antalya’dan gelen ekipten görebildiklerim neredeyse tamamı ağız birliği etmişçesine “Kılıçdaroğlu” diyordu.

Bu arada Ümit Uysal’ı gördüm.

Ha unutmadan şuna da açıklık getireyim. Geçtiğimiz haftanın son günü yazdığım yazıda Ümit Uysal’ın “Kılıçdaroğlu gönüllüleri Akdeniz Sorumlusu” Kalan Karakuş’un Kılıçdaroğlu’na delege çalışması yapmaması için izin vermediğini ve hatta eş başkan Oya Kansu aracılığı ile tutanak bile tutulduğunu söylemiştim.

Ümit Uysal’ın sık sık İstanbul’a gittiğinden bahsetmiş ve yazının sonunda ise “Özgür Özel kazanırsa, Kalan Karakuş’un işine son verilir, Kılıçdaroğlu kazanırsa ‘Bak bu tutanağı yırtıyoruz. Ama bir daha yapma, bize biat et, çalış” diyeceklerini iddia etmiştim.

Geldiğimiz noktada iş tam tersine oldu iyi mi?

Ankara’dan edinebildiğim bilgiye göre meğer Ümit Uysal full Kılıçdaroğlu’na çalışmış. Hatta il başkanlığı seçimlerinde kongreye gelen Özgür Özel’e yapılmayan kalmamış. İstanbul’a sık sık gittiği iddia edilen Ümit Uysal’ın ise başka şeylerin peşinde olduğunu söylediler.

Allah var, öyle şeyler anlatıldı ki, beni bu konuda fazlasıyla ikna ettiler.

Hatta Özgür Özel’in yakın kurmaylarından Antalya sorumlusu olduğunu söyleyen kişi “O’nu dostum dediği Veli Ağbaba bile kurtaramaz. Çünkü Veli beyde biliyor Ümit Uysal’ın neler yaptığını. Biz sandıktan çıkan ilk oylara bakıyoruz. İkinci turda verilen oylara değil. Antalya’nın olduğu sandıkta Ankara’nın bir kısmı da oy kullandı. Antalya’dan ilk turda bize oy veren delege sayısı 13’tür. 13 kişiyi de isim isim biliyoruz. Ümit Uysal’da Semih Esen’de bundan sonra ne söylerse söylesin yok hükmündedir” dedi.

Her neyse, Kalan Karakuş Antalya’ya döner dönmez yapılan ilk işlem, Karakuş’a tutanağı tebliğ etmek olmuş.

Yani sizin anlayacağınız, olan Kalan Karakuş’a oldu.

Arkası yarın!

NOT: Muhittin Böcek’in oğlu ile ilgili Ankara Kuşu sosyal medyasında yayınlananları okudunuz mu? Gökhan Böcek’in yaklaşık 6 ay evli kaldığı eşi 110 trilyon tazminat ve 10 daire istemiş. Bir de yorumları okuyun. Böcek ailesini tanımayanlar verip veriştiriyor ‘Nerden geldi bu para?’ diye, Antalya’lı bilenler ise “Babası Konyaaltı’nda arazi zengini, annesi Kemer’in en büyük arazilerin sahibi. Muhittin Böcek Antalya’nın en değerli arazisini bağışlayıp babası adına okul yaptırdı. Para ve arazilerden elde ettikleri daireler konusunda sıkıntıları zaten yok ” diye.

Bunları okudukça kendi kendime çok üzüldüm.

Şöyle yok mu etrafınızda zengin bir koca adayı. Ortalama 6 ay evli kalıp bana 10 daire ve 110 trilyon verebilecek bi enayi?

Şak diye basarım nikahı valla.

Tamam Gökhan Böcek eşini aldatmış olabilir ama gelindeki aç gözlülüğe de bakar mısınız kardeşim?

Ohhh, tam zamanı gelin kızımız. Seçim öncesi köşeye kıstırdın kocanı ve Böcek ailesini bastıııır ve kap paraları